Kumaşınızda yeni bir model isterseniz, yeni bir silindir programlayın yeter. | TED | إذا ما أردت نمطاً جديداً لقماشك، فقط تقوم ببرمجة إسطوانة جديدة. |
Söylemem lazım. burada olmak biraz korkutucu. Yaşlı bir Amerikalı, Afrikalılar'a kendi kıtaları hakkında yeni bir şeyler anlatmaya çalışıyor. | TED | عليَ إخباركم، وجودي هنا شيء مثير أكثر مما تتخيلون، رجل أمريكي مسن يحاول أن يخبر الأفارقة شيئاً جديداً عن قارتهم. |
Yani yüzü, sesi, bedeni, her şeyi değişmiştir. yepyeni biri olmuştur. | Open Subtitles | يعني أنه غير وجهه وصوته وجسده وكل شئ، وصار رجلاً جديداً |
Yani yüzü, sesi, bedeni, her şeyi değişmiştir. yepyeni biri olmuştur. | Open Subtitles | يعني أنه غير وجهه وصوته وجسده وكل شئ، وصار رجلاً جديداً |
taze bir şeyi tadıyorsun, Tanrı'ya dokunduğunu zannediyorsun. | Open Subtitles | تذوّق شيئاً جديداً وستشعر أنك تلمس شيئاً عظيماً |
Ona bir kürk alacağım zaten, başka bir hediye daha alamam. | Open Subtitles | إن كنت سأشتري له معطفاً جديداً فلن أساهم في الهدية أيضاً. |
1903'de bir saray ihtilaline öncülük etmiş ordunun beğenisini kazanmak ve Yenisini başa geçirmek için Avusturya yanlısı Sırp kralını öldürmüştü. | Open Subtitles | قاد ثورة على القصر عام 1903 وقتل ملك صربيا القديم والذي كان مقرباً جداً للنمسا بسبب تحييده للجيش ووضع محله ملكاً جديداً |
Yapılacak en güvenli şey, karada yeni bir yolu izlemek olacak. | Open Subtitles | الشيء الأكثر أماناً هو أن نجد .طريقاً جديداً ونعود إلى الديار |
İhtiyaç duyduğum şey yeni bir silah değil yeni bir hayvandı. | Open Subtitles | ما كنت أحتاجُ إليه لم يكن سلاحاً جديداً ولكن حيواناً جديداً |
Ama yüzyıldır yeni bir gidişattasın çok aşırı bir tarz bu. | Open Subtitles | و لكنك قد اتخذت مساراً جديداً فى القرن أو القرنين الماضيين |
Ama benimle bir saat geçirince, yepyeni bir adam olacak. | Open Subtitles | لكن اعطوني ساعة واحدة معه وسوف اجعل منه رجلاً جديداً |
Dahası, her dokuz haftalık kursta bir, yeni bir sınıf arkadaşıyla tanışıyorlar, dünyanın her yerinden gelen yepyeni bir dizi öğrenci. | TED | و علاوة على ذلك، لكل خطة دراسية من 9 أسابيع، يقابلون نظيراً جديداً مجموعة جديدة كلياً من الطلاب من جميع أنحاء العالم. |
Ancak ölümlü muhafızlar ve sıradan silahlar yetmezdi, bu yüzden vizyon sahibi tanrı yenilmez yepyeni bir savunucu tasarladı. | TED | لكن الحراس من البشر والأسلحه العادية لن تكفي، لذلك إله البصيره خلق مدافعا جديداً لا يقهر |
- "taze yapacaksan," bir fincan alırım. - Beni de say. | Open Subtitles | ان كنت تصنعين قدراً جديداً فسيكون لدي كأس |
Her taze muz için ayrı bir kondom kullanın. | Open Subtitles | مع كل موزة جديدة , استخدموا واحداً جديداً |
O kadar taze tutarım ki okulun arkasına götürüp hamile bırakırım. | Open Subtitles | أحب إبقاء كلامي جديداً لدرجة أنني أريد أن آخذه |
ama ne zaman haberlere baksak; bir başka ülkeyi daha alevler içinde görürüz. | TED | لكن في كل مرة، نعير اهتمامنا للأخبار، يبدو الأمر وكأن بلداً جديداً قد اشتعل. |
Ve her hafta Yenisini bizzat göndereceğim. | Open Subtitles | و سأرسل لك شخصياً عدداً جديداً كل أسبوع. |
Ama yeni dünya sonunda Amerika'ya varabilen Katalina için daha yeni başlıyordu. | Open Subtitles | ولكن عالماً جديداً كان يبدأ لتوّه لـ كاتالينا التي بلغت أميركا أخيراً |
Başhekim olmasını önemseme, sana çok farklı bir boyutta saygı duyacaktır. | Open Subtitles | لاتهتمي ابداً بكونه رئيس الأطباء سيضع مستوى جديداً من الاحترام لكِ |
yeniden evlendim, yeni bir hayatım var ve böyle kalmasını istiyorum.. yeni. | Open Subtitles | تزوّجت ثانية، لدي حياة جديدة، وأريد لحالي أن يبقى . . جديداً. |
Ayakkabı yeniydi, parlıyordu. Deriydi ve kocaman bir tokası vardı. | Open Subtitles | الحذاء كان جديداً بجلد مصبوغ وإبزيم لامع كبير |
Bize daha yenilerini vermediler, dört gündür aynılarını giyiyorum. | Open Subtitles | لم يعطونا جديداً حتى الآن أنا أرتدي هذا منذ 4 أيام |