"جديرة" - Translation from Arabic to Turkish

• değer
• layık
• değerli
• hak
• uygun
• değmez
• değerdi
• lâyık
• değecek
• değersin
• değeceğini
• yakışır

Ailemin inanılmaz desteği ile sonunda hayatın hala yaşamaya değer olduğuna karar vermem yıllarımı aldı.
أخذ منى الأمر عدة سنوات لكن بمساعدة عائلتى التى دعمتنى بشكل مذهل، قررت أخيرًا أن الحياة لا تزال جديرة بالعيش.

Dört, işte son ipucu: Fikrinizi paylaşmaya değer yapın.
رابعا، وهذه هي النصيحة الأخيرة: إجعل من فكرتك جديرة بالمشاركة.

Tüm o pozların ve küstahlıklarının nedeni layık olmadığını düşünmenden kaynaklanıyor.
هذا السلوك بأكمله و هذه الوقاحة لأنه طوال هذا الوقت ظننتِ بأنكِ غير جديرة بأي شيء

Buradaki hırsız ve firari topluluğunu Gece Nöbeti'ne layık adamlar yapmasını istiyorum.
عليه تحويل هؤلاء العاهات لرجال جديرة بحرس الليل

Berbat hayatımı değerli kılmaya yetecek bir miktar.
يكفي لجعل بلدي الحياة الرهيبة جديرة بالاهتمام.

Bu yeri hak ettin. Çok yetenekli bir fotoğrafçısın.
إنّكِ جديرة بمكانتكِ، فأنتِ مُصورة موهوبة للغاية.

Eğer fikir sadece size veya organizasyonunuza hizmet ediyorsa, o zaman üzgünüm ki muhtemelen paylaşmaya değer değil.
إن كانت الفكرة تخدمك أنت أو شركتك سأضطر آسفا أن أقول أنها غير جديرة بالمشاركة.

Böylece yaşamaya değer bir hayatın nasıl mümkün olduğunu anlamakla ilgilenmeye başladım.
ولذلك أصبحت مهتمًا بفهم الأمور التي تساهم في خلق حياة جديرة بأن نعيشها.

Ya da hayatı gerçekten yaşanmaya değer kılan şeylerden?
أو أي من تلك الأشياء التى تجعل الحياه جديرة بأن نعيشها ؟

İnanıyorum ki, başımıza en kötüsü bile gelse, hatta ailemizin mahvolmasına da sebep olsa, sen korunmaya değer bir eşsin.
وأجزم أنك زوجة جديرة بالحماية حتى لو ساءت الأمور أكثر وحتى لو كان يعني هذا دمار عائلتنا

Aşk risk almaya değer... burayla düşünülecek bir şey değildir... burayla hissedilecek bir şeydir.
الأشياء التي تجعل الحياة جديرة بأن تعاش أتعلم؛ لا يمكن أن تفكر من هنا يجب أن يكون من هنا

Sadece, belki de ben, ...artık tanrının sevgisine layık olmadığımı hissediyorum O'nunla tüm bağlantımı kaybettim.
الأمر فقط أنني أشعر وكأنني لست جديرة بــ حب الرب حاليا

Jeanne! Cadı emirlerince en güçlümüz olmaya layık olup olmadığın sınanacak.
جان، وفقاً للمراسيم، سنرى الآن إذا كنتِ جديرة بأن تصبحي الأقوى بيننا

Ve büyük olasılıkla, kendini bu başarıya, layık olduğuna inandırmış.
وأكثر من ذلك على الأرجح، إنها مقتنعة أنها غير جديرة بمؤهلاتها

O en iyi vücuda sahip, güzel ve değerli adaydır.
هي إلى حد بعيد الأكثر نحولاً، والأجمل، أنهـا أكثر مرشّحة جديرة.

Çok değerli bir kamu hizmeti sunmuyor muyum?
لم أقدّم خدمة عمومية فعّالة جديرة بالثناء؟

Ve bu tacı en çok hak edeni bulmalıyız.
ولا بد أن تكون الفائزة جديرة باللقب.

Bu yüzden, biz de, bu uygun olmayan çareye başvurmak zorunda kaldık.
لذلك سنلجأ لتلك الترتيبات الغير جديرة به

Artık uğruna ölmeye değmez bir çöplük oldu.
الآن هي بالوعة ليست جديرة بأن نضحّي بحيواتنا لأجلها.

Bir kadın polisle çalışıyordum, o her şeye değerdi.
لقد عملت مع شرطية وقد كانت امرأة جميلة جديرة بالاحترام

Buna lâyık ol.
حاولي أن تكوني جديرة بـإرتدائها.

Şu ana kadar dikkatimi vermeye değecek çok daha önemli bir konuyla hiç karşılaşmadım.
لم يسبق ليّ أن أكتشفت أي موضوعات أخرى جديرة بإهتمامي

Ama bence sen beklemeye değersin.
.لكن أعتقد بأنكِ جديرة بالإنتظار

Bir öğünlük yemeğin buradan kurtulmamaya değeceğini mi düşünüyorsun?
هل تعتقد ان قطعة لحم ستكون جديرة بنجاتنا؟ من المستحسن ان نكون مجموعة واحدة من جديد

Bence yatağına yakışır ve sana da harika yavrular doğurur.
إنها جديرة بك أؤكد لك ذلك و ستمنحك نسلاً تتباهى به