| batıda insanların karşılatıkları asıl problem ilaçların çok kolay başa çıkabildiği akut rahatsızlıklar değil, kronik rahatsızlıklar. | Open Subtitles | و هي ليست فعلاً اعتلالات جسديّة حادة التي الطب جيّد جدّاً في التعامل معها، بل هي اعتلالات مُزمِنة. |
| Burası gerçekten çok güzel bir biftek lokantası. | Open Subtitles | هذا مطعم جيدٌ جدّاً في تقديم شرائح اللحم |
| Yüzlerce ve yüzlerce insanlar, çok aktif ve değişik yeteneklere sahipler ve geliştirmek istedikleri meseleleri var. | Open Subtitles | مئات و مئات من الناس, هم نشيطونَ جدّاً في هذا و لديهم مهارات متفاوتة و لديهم حالات متفاوتة يريدونَ أن يُطوروها. |
| Sevgi hayatında çok nadir yer aldı, değil mi? | Open Subtitles | كان الحبّ نادراً جدّاً في حياتك، أليس كذلك؟ |
| Önceden çok iyiydim ama şimdi darmadağın oldum. | Open Subtitles | كنتُ جيّد جدّاً في سابق الأيام لكن الآن أنا فوضى كبيرة. |
| Geçen gece, eve çok geç geldin... Herşey yolunda mı? | Open Subtitles | لقد أتيتَ إلى المنزل متأخراً جدّاً في الّليّلة الماضية هل كلُّ شيءٍ على ما يرام؟ |
| Annen bu işi çok ciddiye alıyor. | Open Subtitles | عجباً، أصبحت الأم جادة جدّاً في هذا الأمر. |
| Savaşçılara, beyazların dünyasında çok zalimce davranırlar. | Open Subtitles | الشجعان سيتعاملون بقسوة كبيرة جدّاً في عالم الرجال البيض |
| çok çok uzun zaman sonra, çok çok çok yaşlandığımda. | Open Subtitles | ليس قبل مدّة طويلة جدّاً عندما أصبح رجلا طاعناً، جدّاً جدّاً في السّن |
| Kazanma şansımızı hesaplarken çok aceleci davranmış olabilirim. | Open Subtitles | لعلّي كنتُ مُتسرّعاً جدّاً في تقدير حجم فُرصتنا |
| Arkadaşını arkada bırakabilirsin, kapı çok da uzakta değil. | Open Subtitles | لمعلوماتك , يُمكنكَ دوماً التخلّي عن صديقك بوابة القلعة ليست بعيدةً جدّاً في الحقيقة |
| Evlilik işinde gerçekten çok iyiyiz. | Open Subtitles | نحن مذهلان جدّاً في التعامل مع أمر هذا الزفاف |
| - Çünkü bebek doğunca tam velayet alma şansın çok yüksek olacak. | Open Subtitles | ــ بسبب أنّه بمجرد ولادة الطفل ستكون لديك فرصة جيّدة جدّاً في الحصول على الحضانة الكاملة |
| Bu, müzemizde çok hoş duracak. | Open Subtitles | هذا سيبدو جميلاً جدّاً في متحفنا. |
| Benim taklidimi çok iyi yaptığını duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكَ بارع جدّاً في تقليدي. |
| Sanki bu ülkede adalet çok çabuk işliyormuş gibi... | Open Subtitles | كأن العدالة متقلّبة جدّاً في هذا البلد |
| - Sadece bu bahçeye çok şey verdim o yüzden. - Öyle mi? | Open Subtitles | فقط لأنّني وضعت مجهوداً كبيراً جدّاً في هذا الفناء - حقّاً؟ |
| Oceanic olarak, bu kadar uzun sürdüğü için çok üzgünüz. | Open Subtitles | نحن آسفون جدّاً في "أوشيانك" لتأخرّنا كلّ هذا الوقت |
| - Cenazede çok üzgündü. | Open Subtitles | -ماذا؟ -لقد كان منزعجاً جدّاً في الجنازة |
| Çiftlikte çok sade bir hayatımız var. | Open Subtitles | لا، فنحن معزولون جدّاً في مزرعتنا. |