| Kitap babanın Lee Jay ile hayli ciddi kapıştığını söylüyor | Open Subtitles | يَقُولُ الكتابُ أبّوكَ كَانَ عِنْدَهُ مشكله جدّية مع لي جاي |
| Bak, vatana ihanetten tutuklandığım zaman, biriyle ciddi ciddi görüşüyordum... Ve... O hamileydi. | Open Subtitles | إسمعي، عندما إعتُقلت بتهمة الخيانة، كنتُ أواعد إحداهن، كانت علاقة جدّية وكانت حاملا. |
| Fakat beni ilgilendiren, daha yavaş zaman ölçeğinde, takılıp kalmak çok daha ciddi bir şey. | TED | ولكن على المدى الزمني الأبطأ والذي يهمني، أن تكون عالقًا هو شيء أكثر جدّية بكثير. |
| ciddiyim. Bilmem. Şanslıydım. | Open Subtitles | أنا جدّية لا أعرف لقد أصبحت محظوظا |
| Ama bir avuç kovboy değil, ciddi bir şirketiz. | Open Subtitles | حسنا, اللاشعور يمكن أن يقوم بحيلة دنيئة لكنّنا لسنا رعاة بقر هذه شركة جدّية |
| Başka herhangi bir doku hasarı ya da elektriksel yanık veya ciddi yara bulamadım. | Open Subtitles | لم أجد دليلاً آخر لأي تلف بالأنسجة.. أو حروق كهربائية أو أي أزمة جدّية أخرى. |
| Çünkü çok fazla şaka yapıyorum. Asla ciddi bir ilişkiye giremem. | Open Subtitles | ولم أرتبط بعلاقة جدّية من قبل وأعتقد أنني تقنياً لست طبيباً! |
| Burada cok ciddi bir hamleden söz ediyoruz. | Open Subtitles | أعْني بأنّنا نَتحدّثُ عن حركة جدّية جداًهنا. |
| Siltasyon, çevre kirliliği ve mangrovların yok olması hepsi ciddi birer risktir. | Open Subtitles | الغرين التلوث وفقد القرامات كلّها أخطار جدّية |
| Bu bir felaket. Bu, herhangi bir ciddi operasyonu imkansız kılıyor. | Open Subtitles | هذا يجعل من أيّة عملية جدّية ضرباً من المستحيل |
| Bu, herhangi bir ciddi operasyonu imkansız kılıyor. | Open Subtitles | هذا يجعل من أيّة عملية جدّية ضرباً من المستحيل |
| ciddi bir ilişki yaşamamış biri olduğun göz önüne alındığında, ilişkiler konusunda bu kadar anlayışlı olman çok ilginç. | Open Subtitles | إنه مثير كم أنت مدركة لشؤون القلوب إعتبارا أنه لم تكن في الحقيقة في أي علاقة جدّية |
| ciddi olamazsın. Lağıma döndü. | Open Subtitles | لا يمكن أن تكوني جدّية إنها محاطة ببالوعة |
| Ama eğer gerçekten iyi birşey yapmak istiyorsan. ciddi olmalısın. | Open Subtitles | لكن إذا كنتِ ترغبين حقاً بأن تربحي، يجب بأن تكوني جدّية. |
| Durumu çok ciddi, ve Desert Palm hastanesine kaldırıldı. | Open Subtitles | هي في حالةٍ جدّية جداً و أُخِذَ لهِجْر مستشفى النخلةِ. |
| Büyük babanın durumu çok ciddi, Ama baban ve ben halledeceğiz tabi. | Open Subtitles | حالة جدّك جدّية جدا، لكني وأبّاك نتولاها. |
| ciddi bir ilişkisi olan bütün erkekler bu konunun uzmanı sayılır. | Open Subtitles | الرجل دخل في علاقة جدّية واحدة وفجأة أصبح خبيرا |
| Çok ciddiyim. Bilmem. Şansım yaver gitti. | Open Subtitles | أنا جدّية لا أعرف لقد أصبحت محظوظا |
| Ama benim saçlarım düz Rebecca çünkü ben ciddiyim. | Open Subtitles | لكنّي أفرد شعري، ريبيكا، لأنني جدّية. |
| Vitaminleri reçetelendirmeyi çok daha ciddiye almamız gerektiği açık. | Open Subtitles | من الواضح أنّه ينبغي علينا أن نكون أكثر جدّية بوصف المغذّيات. |
| Biraz ciddileşmeye başlamış gibi olunca ortamı yumuşatmak istedim. | Open Subtitles | الأمر وحسب أن الأمور أصبحت جدّية هنا وفقط كنت أحاول .. أن ألطّف الجو |
| Biz tekrar görüşmeye başladık ve ilişkimiz ciddileşti. | Open Subtitles | لقد بدأنا نتواعد مرة أخرى، وأصبحت علاقتنا جدّية |
| Muhtemelen işlerin ne kadar ciddileştiğini. Haksız mıyım, Ben? | Open Subtitles | على الأرجح كيف أن الأمور بدأت تصبح جدّية جداً, صحيح يا (بين)؟ |