"جرعة من" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir doz
        
    • dozda
        
    • bardak
        
    • bir fırt
        
    • iğnesi
        
    • iğnesiyle mi
        
    • kendi ilacından
        
    Sabah ara beni, bir doz aldıktan sonra bu steel gitar blues'undan. TED إتصل بي في الصباح بعد جرعة من البلوز بواسطة الجيتار المعدني وسترى
    Belki Lana ve Brett'in tek ihtiyacı Seritro ilacından bir doz. Open Subtitles لذا ربما بريت و لانا بحاجة إلى جرعة من دواء سيريثرو
    Hazine Bebeği sizleri güne bir doz sonik cesaretle başlatıyor. Open Subtitles هنا دمية الكنز تعطيكم جرعة من الشجاعة الصوتية لتبدأوا صباحكم
    Yüksek dozda novakain ve adrenalin enjekte etti. Open Subtitles ثم أعطاه حقنة والتي احتوت على جرعة من النوفوكاين والأدرينالين
    İşe yarayacak mı diye görmek için birinde... - ...devasa dozda klorofeniramin maleyt denememiz lazım. Open Subtitles يجب ان نجرب جرعة من الدواء على شخص ما ونرى ما تاثيره
    İki bardak da bana değil. Open Subtitles لا تفترض أن لي حق جرعة من ذلك الخمر ؟ كأسين ليس فقط لي
    Şu sis makinesinden bir fırt ver bakalım. Döveceğimiz şişman bir adam var. Open Subtitles أعطني جرعة من ذلك الضباب الاصطناعي أمامنا رجل بدين لنهزمه
    Dışarı çıkıp bir insülin iğnesi al ve kestirsene. Open Subtitles لماذا لا تذهب خارجاً تأخذ جرعة من الأنسولين و تنام قليلاً؟ لماذا تفترض دائماً بأنني مصاب بمرض السكري؟
    Ne ile, penisilin iğnesiyle mi? Open Subtitles بماذا؟ جرعة من البنسلين؟
    Ona kendi ilacından tattırabiliriz. Open Subtitles ربما يمكننا أن نذيقها جرعة من هذا
    (Gürültülü çalar saat) Üzgünüm. Az önce size bir doz kortizol, savaş/kaç hormonu verdim. TED أعتذر عن هذا .. فقد أعطيتكم جرعة من الكزرتزول , هرمون الإقتِتَال
    Birisi şu punka bir doz gerçeklik vermeli. Open Subtitles في يومًا ما يجب أن أعطي الوغد جرعة من الواقعية.
    Bay Başkan, bu genç insanlar gerçekçilikten bir doz almalılar. Open Subtitles ايها الرئيس ، هؤلاء الناس على وشك أخذ جرعة من الواقعية
    bir doz Kolorado böceği gibi şehri mahvetmeden önce. Open Subtitles قبل أن آفة هذه البلدة وكأنه جرعة من خنفساء كولورادو.
    Ne zaman çocuklarına sarılsan onlara bir doz testosteron veriyordun. Open Subtitles كلما كنت تعانقهما كنت تعطيهمما جرعة من التستوستيرون الذكوري
    Ama kan basıncı yine düşerse bir doz oktreotid vermeyi düşünürüm. Open Subtitles ولكن إذا انخفض ضغطه مجددا، سأفكر بإعطائه جرعة من الأوكتروتيد.
    Yüksek dozda lorazepam deneyip işe yarayıp yaramayacağını görebiliriz ama burada kör uçuyorum. Open Subtitles نستطيع ان نعطيه جرعة من الوبرزيم قد تساعدة ولكنني لست متأكدة
    Gross ve avukatlarının ona iyi dozda gerçeklik vereceklerinden emin olmalıyız. Open Subtitles سوف نتأكد أن غروس ومحاميه سيعطونها جرعة من الواقع
    Uygun dozda antibiyotik ve serumla kısa sürede iyileşirsin. Open Subtitles جرعة من المضادات الحيوية، والكثير من السوائل و ستكونين بخير
    Evet, bir bardak çay üzerimizdeki gerginliği atabilir. Open Subtitles أجل, كوب من الشاي ربما جرعة من مشروب قوي
    Ona biraz üzüm, kepekli çörek, bir bardak erik suyu ve Jagermeister hazırladım. Open Subtitles أحضرتُ له بعض الكريبفروت "و كعك الجد "بران و جرعة من عصير الشذب و بعض من الخمر
    - Kalk, Echinacea bitkisinden bir fırt çek. Open Subtitles ومن ثم استيقظي وخذي جرعة من الدواء
    bir fırt ikram eder misin? Open Subtitles ألديك جرعة من أجل فتاة كادحة؟
    Kanımı aldı, bir vitamin iğnesi yaptı ve gizli kimliğimi keşfetmedi. Open Subtitles اخذت دمي واعطتني جرعة من الفيتامينات ولم تكتشف هويتي السرية
    Ne ile, penisilin iğnesiyle mi? Open Subtitles بماذا ، جرعة من البنسلين؟
    Holly'e kendi ilacından bir doz vermeye ne dersiniz? Open Subtitles هل يجب أن نعطي (هولي) جرعة من دوائها؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more