Dünyanın üzerinde uçmakla onun bir parçası olmak aynı şey değil. | Open Subtitles | أن تطير فوق العالَم و أن تكون جزءاً منه ليسا سيّان. |
Bu, birinin ruhunu kurtarmakla ilgiliydi. Yaptığım şey buydu ve sen onun bir parçası değildin. | Open Subtitles | كان هذا عن إنقاذ روح هذا ما أفعله و أنت لست جزءاً منه |
Bohem devrimi dünyayı kasıp kavuruyordu ve onun bir parçası olmaya gelmiştim. | Open Subtitles | كان العالم كان قد تم غزوه في الثورة البوهيمية وأنا قد سافرت من لندن لأكون جزءاً منه |
Nasıl bunun bir parçası olup da katılaşmadan durabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف تكون جزءاً منه بدون أن تصبح أشد قساوة؟ |
Sadece, ben saklandım. bunun bir parçası olmak istemedim. | Open Subtitles | عدا، أنني اختبأت من هذا لم أرغب بأن أكون جزءاً منه |
Büyük günümüz. bunun parçası olmaktan mutluyum. | Open Subtitles | يوم كبير بالنسبه لنا سعيد لأكون جزءاً منه |
Henüz bilmese de, bu inek ve bu tavuk da onun bir parçası olacak. | Open Subtitles | هذه البقرة والدجاجة لا يعرفوا ذلك حتي ولكن مقدر لهم أن يكونا جزءاً منه أيضاً |
Duvardan geçerken, onun bir parçası bizim frekansımıza geri dönüp saplanmış olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لابدّ أنّ جزءاً منه قد تحوّل مرة أخرى إلى تردّدنا عندما كان يمرّ الجدار، وإلتصق به |
Sadece hatırlamak yetmez, onun bir parçası olmalısın. | Open Subtitles | لا يكفي أن تتذكريه فحسب، عليكي أن تصيري جزءاً منه. |
Ama bu defa Willow onun bir parçası. Hatta kötü gücün ta kendisi. | Open Subtitles | ولكن ويلو جزءاً منه الآن إنها عضو |
onun bir parçası yıllar önce öldü. | Open Subtitles | لقد مات جزءاً منه منذ سنوات |
Hepsi onun bir parçası olur. | Open Subtitles | جميعها تصبح جزءاً منه |
Ve bir değişiklik olacak. Ya bunun bir parçası olursunuz ya da kenara çekilirsiniz. | Open Subtitles | سيحدث تغيير قريباً هنا ، إما أن تكونا جزءاً منه أو يمكن أن تنزاحا جانباً |
Bir gün hayatıma geri dönüp baktığımda, "Ben saha kenarındaydım" demek istemiyorum. Belki de bir tarih yazılıyor ve ben, bunun bir parçası olmak istiyorum. | Open Subtitles | قد يكـون هذا صنـاعةٌ للتـاريخ, و أريد أن أكون جزءاً منه. |
Saadece bunun bir parçası olmak istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | لست واثقاً إن كنت أريد أن أكون جزءاً منه |
Böyle bir iyilik yapabiliyorsan, bunun bir parçası olmak isterim. | Open Subtitles | إن كنتِ تستطيعين القيام بهذا النوع من الخير فأريد أن أكون جزءاً منه. |
Basın geçmişinden bahsetti. Ama o, bunun bir parçası değildi. | Open Subtitles | تحدّثت الصحافة عن تاريخك ولم يكن جزءاً منه |
Ve bir şekilde, her nasılsa, bunun bir parçası olabiliyorsanız endişe fikri hiç gerçekleşmeyen bir olay olur. | Open Subtitles | و إذا تمكنت بطريقة ما من التواصل معه و إستطعت أن تكون جزءاً منه ستصبح فكرة القلق وقتها لا شيء يعتقد د. |
bunun parçası olmalı mıyım bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إذا كنت يجب أن أكون جزءاً منه |
Ve bunu inkar ettip bunun parçası olmak istemediğinizde insanlar "neden böyke yapıyorsun?" demeye başlıyorlar. | Open Subtitles | وإذا تُنكرُ ذلك , لا تريدُ أن تكُونَ جزءاً منه , ثمّ الناس هم , "أوه! لماذا تَعْملُ ذلك؟ " |
Sanırım sen karar veriyorsun. Ve az önce karar verdin. Bu işin bir parçası olmayacağım. | Open Subtitles | اخمن انك تفعل,وانت تقرر ولا اريد ان اكون جزءاً منه |
Hayır, Phoebe, sadece bir kısmını iyileştirdim. | Open Subtitles | لا، "فيبي"، لقد شفَيتُ جزءاً منه. |