Ama yaptığımız bütün konuşmalarda şu sözler tekrar tekrar gündeme geldi: anlıyorduk ki, bunu yapmadığımız sürece sorunun bir parçası olarak kalıyorduk. | TED | ولكن كانت هناك محادثة واحدة والتي كانت تظهر في كل حوارتنا: حقيقة أننا إذا لم نقم بهذا، فإننا إذا جزء من المشكلة. |
Bırak gitsin. En azından sorunun bir parçası sen olmazsın. | Open Subtitles | إذن دعها، على الاقل انت لن تكون جزء من المشكلة |
problemin bir kısmı bilgiyi faydalı olacağını düşündükleri bir şekilde bölümlere ayırmışlar ama açıkçası hiç de öyle olmamış. | TED | إن جزء من المشكلة يكمن في أنهم قد قاموا بتقسيم المعلومة بطريقة يعتقدون أنها مفيدة، وبصراحة، فأنا لا أعتقد ذلك إطلاقًا. |
Çünkü Arap dili çok zengin ve bu problemin bir kısmını oluşturuyor. | TED | لأن اللغة العربية غنية جدًا، وهذا جزء من المشكلة. |
Hayır, ama bu bir problemin parçası olabilir. | Open Subtitles | لا ، ولكن أعتقد أن ذلك جزء من المشكلة |
Teknolojinin problemin bir parçası olmaktan ziyade çözüme nesıl katkı sağlayabileceğini belirleyebilmek için çok çalışmamız gerek. | TED | نحن بحاجة للعمل بجد لنعرف كيف يمكن للتكنولوجيا أن تكون جزء من الحل عوضا عن كونها جزء من المشكلة. |
Sen sorunun bir parçasısın, çözümün değil. | Open Subtitles | انت جزء من المشكلة وليس من الحل |
sorunun bir parçası bu. Seçim yapmıyorsun. | TED | هذا جزء من المشكلة. لن تقوموا بالاختيار. |
Ne yazık ki, efendim, General Hammond sorunun bir parçası. | Open Subtitles | بأسف سيدي , الجنرال هاموند جزء من المشكلة |
Çözümün değil, sorunun bir parçası oluyorsun. | Open Subtitles | إذا لم تكن جزءاً من الحل فأنت جزء من المشكلة |
İyi ve komik biri ve onu herkes beğeniyor ki bu da sorunun bir parçası. | Open Subtitles | هو مضحك وهو رائع والجميع يحبونه الذي هو جزء من المشكلة |
Bence öpüşme sorunun bir parçası olabilir. | Open Subtitles | وأعتقد أن التقبيل قد يكون جزء من المشكلة |
Elektronikten tut da kimyasal tepkimelere kadar. sorunun bir parçası bu. | Open Subtitles | من الالكترونيات إلى المحفزات كيميائية وهذا جزء من المشكلة |
problemin bir kısmı dünyaya ulus devletlerin objektifinden bakıyor oluşumuz. | TED | حسنًا، جزء من المشكلة هو أننا مازلنا ننظر إلى العالم بعين الدول الوطنية. |
Çok pahalıdır,çok iyi değildir, ve problemin bir kısmı olabilir. | Open Subtitles | انهم يكلفون الكثير من المال لكنهم لا يقومون بعمل جيد و يمكن ان يكون هذا جزء من المشكلة |
Evrenin en küçük parçası arayışında belki de problemin bir kısmı nerede duracağını bilmek. | Open Subtitles | في البحث عن أصغر جزء من الكون، فإن جزء من المشكلة ربما يكون هو معرفة متى نتوقف |
Kaçınılmaz olan durum bir parça belirginleşir belirginleşmez Yaşlanmayla ilgili bir şeyleri sırasıyla yapmalıyız Bu problemin bir kısmını oluşturur | TED | نلاحظ أنّ الجزء المتعلّق بعدم إمكانيّة تفادي الهرم... لم يعد دقيقاً تماماً... بالتّالي قد نصبح الآن على عجل لفعل شيء بهذا الخصوص... وقد يصبح هذا جزء من المشكلة... |
Yönetim katında, sizlerin çözümden çok problemin parçası olduğunuz yönünde bir görüş hakim. | Open Subtitles | (هيو)، هناك البعض في الإدارة مَن يظنون انكم جزء من المشكلة أكثر من كونكم الحل. |
problemin bir parçası da feminizm. | Open Subtitles | أظن أن جزء من المشكلة هو المساواة بين الجنسين. |
Yani hadi ama, Russell. Sen sorunun bir parçasısın. | Open Subtitles | بربك (راسل)، أنت جزء من المشكلة |