20 yüzyıl kadar önce açgözlülüğü, bütün Çin'e derin acılar çektiren bir imparator vardı. | Open Subtitles | منذحوالي20 قرنًا.. كان هناك إمبراطور الذي خلف جشعه معاناة كبيرة لكل الصين. |
Fakat uyuyan prensesi görünce, bütün açgözlülüğü azaldı. | TED | ولكن برؤية الأميرة النائمة تلاشى جشعه. |
Onun açgözlülüğü nasıl 149 kişinin ölümüne sebep olur. | Open Subtitles | كيف أن 149 شخصاً ماتوا بسبب جشعه |
Ve sonsuz açgözlülüğüyle, insan tüm dünya üzerindeki hakimiyetini arttırmayı hayal edermiş. | Open Subtitles | وبسب جشعه الذي ليس حدود كان الإنسان يحلم بأن يمدَّ سيطرته على الأرض كلها |
Pierce'ın geri dönmek için bir şansı vardı ama açgözlülüğüyle bunu yok etti. | Open Subtitles | كان لدي (بيرس) فرصة واحدة للعودة وفوتها على نفسه بسبب جشعه - لا، لا، لا، لا - |
Para ve güç için duyulan açgözlülük ve hırs. | Open Subtitles | جشعه للمال وطمعه من أجل السّلطة |
Bay Mink'in açgözlü bir karaborsa kaçakçısı olduğu doğrudur ama ülkeye tekrar girmeme yardım etti ve açgözlülüğü tahmin edilebilir. | Open Subtitles | حسناً، السيد (مينك) من أجشع المهربين بالسوق السوداء، بالتأكيد ولكنه إستطاع تهريبي إلى البلاد كما أن جشعه يمكن التنبؤ به |
- Ama Bentley açgözlülük yaptı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد هو , أن بينتلي اصبحت جشعه |