| Biz evliyken, seni ne bir tiyatroya ne de bir sergiye götürebilirdim, özellikle de TV'de futbol maçı varken. | Open Subtitles | لَم أستطِع جعلكَ تذهَب للمَسرَح أو معرَض فنون عندما كُنا متزوجين، خاصَة لو كانَ هُناكَ مُباراة على التلفاز |
| Doğru, seni bu davaya nasıl soktuğuna bakılırsa çok akıllı. Zekice. Oyunundaki bir maşasın sadece. | Open Subtitles | صحيح ، سلس جداً بالطريقة الذي جعلكَ تشارك في هذه القضيّة ، إنّها ذكيّة ، أنتَ رهينة في لعبته |
| Kariyerini kurtaran ve bir gecede seni önümüzdeki seçimlerin favorisi yapan o konuşmayı. | Open Subtitles | ذلك الخطاب الذي أرجعكَ من هاوية الدمار و خلال ليلة جعلكَ المرشح الإساسي لهذه الإنتخابات |
| Babamdan tek bir peni aldığımı da nereden çıkardın? | Open Subtitles | مالذي جعلكَ تعتقدُ بأني أأخذ فلساً واحداً من أبي ؟ |
| Sana karşı kabaydı belki ve polislerden nefret etmene sebep oldu? | Open Subtitles | هل كان يسيء إليكَ مما جعلكَ ربّما تكره رجال الشرطة؟ |
| Ve bu kitap seni suçları çözen bir dahi yaptı, öyle mi? | Open Subtitles | وهذا الكتاب جعلكَ كعبقري في حلّ الجرائم، حقاً؟ |
| Ben seni düzeltim durdum! | Open Subtitles | أنا من جعلكَ فاتناً أما أنتَ فكنتَ أحمقاً |
| Hayır, baban seni ana mirasçısı yapmıştı. | Open Subtitles | كلا, لقد جعلكَ والدكَ المنفذ الوحيد و المستفيد |
| Parmağımı şıklatıp seni bölge savcı yardımcısı yapamam. Kabul etmeyebilirsin. | Open Subtitles | ـ لا يُمكنني جعلكَ مساعد النائب العام بلمح البصر ـ يُمكنكَ الرفض |
| Hayatını kurtarmış. seni yüzde 50 ortak yapmış. Yapması gerekmiyordu. | Open Subtitles | يبدو أنّه أنقذ حياتك، جعلكَ شريك بالمناصفة، لم يتوجب عليه فعل ذلك |
| Ben seni asansöre bile zor bindirirken. | Open Subtitles | بينما بالكاد أستطيعُ جعلكَ . تنزّل عن طريق المصعد |
| Ben seni asansöre bile zor bindirirken. | Open Subtitles | بينما بالكاد أستطيعُ جعلكَ . تنزّل عن طريق المصعد |
| seni direk dışarı çıkarmanın siyasi bedelleri onlar için ağır olur. | Open Subtitles | أجل, الأمر السياسي سيكلف أكثر عليهم .من جعلكَ حرّاً |
| Öyle işte seni şöhrete götüren gemiyi ben yapmıştım cennete götürecek olan gemiyi de ben yaptım. | Open Subtitles | لقد صنعت القارب الذي جعلكَ شهيرًا، وصنعت القارب الذي سيأخذكَ لجنتكَ. |
| Bu gece için seni bir parça rahatlatmalıyız. | Open Subtitles | علينا جعلكَ تسترخي من أجل الليلَة |
| Kötü bir alkoliğin çocuğu olman, seni şiddete daha eğilimli mi yaptı? | Open Subtitles | هل تعتقد أن إختباركَ للعنف الأسري أثناء الطفولة... . قد جعلكَ ميال للعنف؟ |
| Bahsettiği o yerin, o adanın seni iyileştireceğini söyledi, değil mi? | Open Subtitles | هذا المكان الذي ذكره لك، هذه الجزيرة... هل أخبركَ أنّ بوسعها جعلكَ تتحسّن؟ |
| Oraya bakmak aklına nereden geldi? | Open Subtitles | ما الذي جعلكَ تفكّر بالنظر هنا؟ |
| nereden anladın? | Open Subtitles | وما الذي جعلكَ تعتقد بأنها أول مرة ؟ |
| Bu buluşmayı istemende bir sebep olduğunu sanıyorum? | Open Subtitles | أفترض أنَّ هناك سبب جعلكَ تطلب هذا اللقاء؟ |
| Doğu Indiana Üniversitesinde çalışmaya karar vermenize ne sebep oldu? | Open Subtitles | مالذي جعلكَ تقرر أن تعمل في الكليه ؟ |