"جعلني أدرك" - Translation from Arabic to Turkish

    • anlamamı sağladı
        
    • fark etmemi sağladı
        
    • fark ettim
        
    • farketmemi sağladı
        
    • fark ettirdi
        
    • farkına varmamı sağladı
        
    • olduğunu anlamamı
        
    Bunlar Afrika'nın çıkışının veya batışının liderlerimizin kalitesine bağlı olduğunu anlamamı sağladı. TED مما جعلني أدرك بأن أفريقيا ستنهض أو تسقط بسبب نوعية قادتنا.
    Asla bilemeyeceğim, ve bu, bir şeyleri değiştirmek için hiçbir şey yapmadığımı anlamamı sağladı. TED لن أعلم أبدًا، وهذا جعلني أدرك أنني لم أفعل شيئًا لمحاولة إحداث تغيير.
    ...bu bana benim de dürüst olmam gerektiğini fark etmemi sağladı. Open Subtitles ..وهذا جعلني أدرك أن أني يجب أن أكون صادقاً , أيضاً
    İnsanlığımızdan ne kadar uzaklaştığımızı fark etmemi sağladı. Open Subtitles وهذا جعلني أدرك كيف اننا تخبطنا مع انسانيتنا
    Aynı yerde durunca bu anamorfik eserin sembolizmini fark ettim. TED والوقوف في هذا المكان بالضبط كل يوم جعلني أدرك الرمزية وراء قطعة متعددة القطع.
    - Bunların hepsi, çok temel bir şeyi farketmemi sağladı. Open Subtitles حسناً كل ذلك جعلني أدرك أمراً في غاية الجوهرية
    Ancak bu bana koçların çok önemli olduğunu fark ettirdi. TED لكن هذا جعلني أدرك أن المدربين كانوا على وشك اكتشاف شيء مهم جداً.
    Stajyerlere bağırmak her gün aynı hastalıklarla karşılaşmanın ne kadar monoton olduğunu anlamamı sağladı. Open Subtitles صراخي على المتدربين جعلني أدرك كم هو أمر رتيب مواجهة الأمراض نفسها يوماً تلو الآخر ومهما فعلت
    Ama Chuck'la konuşmak gerçekten ne istediğimi anlamamı sağladı. Open Subtitles لكن حديثي مع تشاك جعلني أدرك مالذي أرغب به، أيضاً
    Sadece son olan olaylar seni veya başka hiç kimseyi yargılayamayacağımı anlamamı sağladı. Open Subtitles فقط اعلمي ان حدثا معينا مؤخرا جعلني أدرك انه لا يحق لي أن أحكم عليك او على اي أحد أخر
    Dediğim şu ki neyin önemli olduğunu neyin gerekli olduğunu anlamamı sağladı bu. Open Subtitles ما أقوله أنه جعلني أدرك ما هو المهم ما يهم حقاً
    Çünkü ailem ne kadar tembel olsa da iyi insanlar tarafından büyütülmemin daha iyi olduğunu anlamamı sağladı. Open Subtitles لأنه جعلني أدرك بانه على الرغم ان والداي كانوا نوعا ما كسالى، انا أفضل حالا لأنني تربيت من قبل أناس طيبين
    İşin komik tarafı seyahatim berbat geçse bile birkaç şeyi anlamamı sağladı. Open Subtitles أنتتعرف،والشيءالمضحكهو، على الرغم من أن رحلة اتضحبشدة، جعلني أدرك عدد قليل من الأشياء.
    Bütün bu zeka büyüsü, benim dışarıda öğrenilecek çok fazla iyi bilgi olduğunu fark etmemi sağladı. Open Subtitles أتعلمين، إن أمر التعويذة بأكمله، جعلني أدرك بأنه يوجد العديد من المعلومات الرائعة في هذا العالم
    Gerçek dünyada geçirdiğim bir gün beni ne kadar geliştirmen ve ne kadar ilgilenmen gerektirdiğini fark etmemi sağladı. Open Subtitles يجب أن أقول لكِ، يوم واحد في العالم الحقيقي جعلني أدرك كم أنكِ.. سوف تضطرين للانتباه والاهتمام بي
    İnsanlığımızdan ne kadar uzaklaştığımızı fark etmemi sağladı. Open Subtitles وهذا جعلني أدرك كيف اننا تخبطنا مع انسانيتنا
    Ancak o kadar kadın ortaya çıktı ki yaptığımın bir anlamı olduğunu fark ettim. TED لكن كثير من النساء أدلوا بشهاداتهن، وهذا جعلني أدرك أن ما فعلته يعني شيئاً.
    Bir şey oldu, uyandım ve fark ettim ki hayat istemediğim bir şeyi yaparak boşa harcayamayacağım kadar kısa. Open Subtitles لقد ظهر لي نداء داخلي، جعلني أدرك بأنّ الحياة قصيرة جداً لأضيِّعها على العمل بما لا أريده
    Kötü sonlanır diye korkup veremediğim ne kadar çok karar olduğunu fark ettim. Open Subtitles لقد جعلني أدرك كم من القرارات أتخذت لأنني خائفة من ما تحول إليه الأمور
    Babamın kusursuz olmadığını farketmemi sağladı Open Subtitles لقد جعلني أدرك بأن أبي ليس مثالياً
    Seninle olmam gerektiğini farketmemi sağladı. Open Subtitles جعلني أدرك أنني في حاجة لأن أكون معكِ.
    Ama diğer yandan ne kadar az adamla birlikte olduğumu fark ettirdi. Open Subtitles وهذا جعلني أدرك قلة عدد الرجال الذين خرجت بصحبتهم
    Bir şeyin farkına varmamı sağladı.. Open Subtitles ...الأمر الوحيد الذي جعلني أدرك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more