"جلبناه" - Translation from Arabic to Turkish

    • getirdik
        
    • getirdiğimiz
        
    • getirirsek
        
    • buraya getirebilirdik
        
    Debra'nın şu, "Bir şey getirmeyeceğiz. Zaten bir şeyler getirdik" demeleri... Open Subtitles كلا ديبرا بأننا لن نجلب الطعام لأننا جلبناه بالفعل
    Buraya sadece götünüzü kurtarmak için dikkat getirdik. Open Subtitles الشيء الوحيد الذى جلبناه هنا تلك الرأس التى قامت بحمايتك
    Buz gezegeninden getirdiğimiz suda bir hastalık var. Open Subtitles هناك مرض. في الماء الذي جلبناه من كوكب الجليد
    Dün laboratuvara getirdiğimiz adam var ya? Open Subtitles وكما تعلم، البارحة، ذاك الرجل الذي جلبناه للمختبر؟
    Eğer çok geç getirirsek Dünya'nın yörüngesinden dışarı çıkar. Open Subtitles وإن جلبناه متأخرين، ستدفعه الأرض خارج جاذبيتها.
    - Onu çok erken getirirsek... Open Subtitles -إن جلبناه قبلها ..
    Eğer ona haber vermeseydi, onu kolayca buraya getirebilirdik. Open Subtitles نعم، ولو لم تحذره لكنا جلبناه
    Otoparktaki olay için getirdik. Temiz çıktı. Open Subtitles جلبناه إلى هُنا لسرقة السيارات وأغراض أخرى، إنّه نظيف.
    Dünya Sağlık Paktı bilim kadını artı biyolojik tehlike kıyafeti eşittir laboratuvara ne getirdik bilmiyorum. Open Subtitles علماء التحالف الصحي لدول العالم بالاضافه لبدلة واقيه يساوي , أنا لا اعلم ما الذي ربما قد جلبناه الى داخل المختبر
    Bir büyücünün sözüne inanıp onu buraya getirdik. Open Subtitles حصلنا على كلمة من الساحر على الرواتب لذلك جلبناه الى الداخل
    Havaalanından doğruca buraya getirdik. Open Subtitles -لانعرف ,لقد جلبناه من المطار إلى هنا مباشرة!
    Onu vaRoluŞ'tan geri getirdik. Open Subtitles .لقد جلبناه معنا من عالم اللعبة
    Zanuf, getirdiğimiz ortakyaşam, bir konukçu dışında uzun süre hayatta kalamaz. Open Subtitles (زانوف) المتكافل الذي جلبناه لايمكنه النجاة بالخارج من المضيف لفترة طويلة
    getirdiğimiz şey kırıcı değilse bu çocuk kırıcıdır. Open Subtitles لو لم يكن الشيء الذي جلبناه هو الجهاز، إذًا فإنه الفتى!
    Ama maalesef bu akşam yanımızda getirdiğimiz tek mekanik uyarıcı Ulysses. Open Subtitles حسنا، للأسف. (يوليسيس) هو المحفز الميكانيكي الوحيد الذي جلبناه معنا الليلة.
    Yanımızda geri getirdiğimiz bu lanet de kim? Open Subtitles ماهو الشيء اللعين الذي جلبناه معنا ؟
    Onu eve getirdiğimiz günden beri böyle. Open Subtitles منذ اليوم الذي جلبناه للمنزل
    Eğer ona haber vermeseydi, onu kolayca buraya getirebilirdik. Open Subtitles نعم، ولو لم تحذره لكنا جلبناه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more