| Kafamda bir sürü şey var ve terapiye başlamak üzereyim. | Open Subtitles | لدي الكثير يشغل بــالي وســأبدأ جلسة العلاج الآن مع المجموعة. |
| terapiye gitmek faydalı oluyor mu? -Evet. Kesinlikle. | Open Subtitles | إذا, هل تشعرين أن جلسة العلاج أفادتكِ؟ نعم, بالطبع جيد |
| Dinleyin, birbirinize terapi yapmanız güzel! | Open Subtitles | ان جلسة العلاج هذه جيدة لك وانت تعرف انك تحتاجها |
| Şu anda büyükannemle terapide değil misin? | Open Subtitles | ألا يُفترض وجودك في جلسة العلاج النفسي مع جدتي؟ |
| Cadı terapisi boyunca cep telefonu ve internet yok. | Open Subtitles | حسنٌ؟ لا هواتف ولا ولوج لشبكة المعلومات أثناء جلسة العلاج الساحريّة |
| Terapiden sonraki gece Henry'den bahsettiğin anda seninde işin içinde olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | اعلم انكِ كنتِ في اللعبة في اللحظة الذي ذكرتي فيه "هنري" في اول ليلة بعد جلسة العلاج |
| Belki bunu yarın ki aile terapisinde konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربما نستطيع مناقشتها أثناء جلسة العلاج غداً |
| Çıkıp giyin sen istersen, terapiye geç kalacağız. | Open Subtitles | ينبغي أن تصعدي وتغيري ثيابك أو سنتأخر على جلسة العلاج |
| Demek istediğim, her gün güvenli evden terapiye gidip tekrar eve dönüyor. | Open Subtitles | أعني ، هو يذهب من المنزل الآمن إلى جلسة العلاج النفسي ومن ثم يعود إلى المنزل في كل يوم |
| Ve bence kocanızın da terapiye katılması çok önemli. | Open Subtitles | -وأعتقد أنه من الجيد , بل من المهم أن ينضم لنا زوجك في جلسة العلاج |
| Ve bugün terapiye gelmeni sevdim. | Open Subtitles | و... أحب أنك أتيت إلى جلسة العلاج اليوم |
| Bugün terapiye götürüyorum. | Open Subtitles | سيعود إلى (بينيفيو) -سآخذه إلى جلسة العلاج اليوم |
| Bizlere, gerçek hayattaki bir terapi seansının ne kadar heyecanlı ve şaşırtıcı olabileceğini gösterdiğiniz için. | Open Subtitles | لأنك أريتنا كم من المثير و المفاجئ يمكن أن تكون جلسة العلاج النفسي |
| Bir terapi grubundaki insanların ilişki yaşaması berbat bir fikir. | Open Subtitles | مُواعدة الأشخاص الذين يكونون معك أثناء جلسة العلاج لفكرة سيئة... |
| 10-12 arası terapi ya da 45 dakikalık resim, müzik filan aktivitesi var. | Open Subtitles | جلسة العلاج من العاشرة إلى الثانية عشر أو 45 دقيقة لممارسة نشاط كالموسيقى أو الرسم. |
| terapide bir hastama saldirdim. | Open Subtitles | هجمت على مريض خلال جلسة العلاج |
| Bak, sana terapide söylemek için bekliyordum. | Open Subtitles | كنتُ أنتظر إخبارك في جلسة العلاج |
| terapide söylediğin şeyi de anladım. | Open Subtitles | سمعت ماقلته في جلسة العلاج واتفهمك |
| Bayan Solando grup terapisi sırasında bir şey söyledi mi? | Open Subtitles | هل قالت السيّدة (سولاندو) أيّ شيء خلال جلسة العلاج ؟ |
| Bu seks terapisi olayı... Bana göre değil. | Open Subtitles | جلسة العلاج الجنسية تلك، لا تواتيني |
| Dr. Lyle bu grup terapisi nerede yapılıyor? | Open Subtitles | -د. (لايل)، أين تُقام جلسة العلاج الجماعي؟ |
| Peki... Silver'ı Terapiden almadan önce 45 dakikamız var. | Open Subtitles | حسنا، لدينا 45 دقيقة قبل أن نُقِل (سيلفر) من جلسة العلاج |
| İşi bitince, sen çiftler terapisinde olacaksın. | Open Subtitles | آنذاك ستكون في جلسة العلاج |