Dışarıya çıktın, salıncağa oturdun ve ben de sana battaniye getirmeye gittim çünkü sen o katatonik, tuhaf yerden ayrılmayı reddettin. | Open Subtitles | لقد ذهبتي للخارج و جلستي على الأرجوحة و ذهبت أنا للداخل لأحضر الغطاء لأنكِ رفضت الدخول و كنتِ في حالة غريبة |
- Aşağı indin, salıncağa oturdun. İçeri girmek istemediğin için battaniye getirecektim. | Open Subtitles | لقد نزلتي للأسفل و جلستي على الأرجوحة و ذهبت أنا لإحضار الأغطية |
O vagonda oturup onu boğana kadar suyun altında tuttun. | Open Subtitles | و أبقيتها تحت الماء بينما جلستي في العربة حتى أغرقتها |
- Bak, sadece oturup beni dinlersen bu iş daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | . سيكون الامر افضل كثيرا اذا جلستي هنا واصغيتي الي ما ساقوله |
Hayatım, bu gecelik yanımda oturur musun? | Open Subtitles | قرة عيني... هلا جلستي بقربي، فقط لليلة ؟ |
Bilgisayarıma gizlice girip dosyalarımı açıp, seans notlarımı okuduktan sonra inanmıyorum. | Open Subtitles | ليس بعد أن خرقت حاسوبي وفتحت ملفاتي وقرأت ملاحظات جلستي |
seansım bittikten sonra muayenehaneden ayrıldığımda önümde bir taksi durdu kapı açıldı ve bir kadın ayağı göründü. | Open Subtitles | حين غادرت طبيب الأسنان بعد جلستي توقفت سيارة أجرة وفتح الباب وقدم امرأة بدأت بالنزول |
Televizyona o kadar yakın oturursan kör olursun. | Open Subtitles | هي ,انت تعلمين انه لو جلستي بهذا القرب الى التلفزيون سوف تصبحين عمياء |
Pekâlâ, oturmaz mısın? | Open Subtitles | لذلك هلّا جلستي ؟ |
Summerholt'da mı? Bu yüzden mi Dr. Garner seansımı iptal etti? | Open Subtitles | في سمرهولت هل لذلك دكتور جارنر ألغى جلستي |
Sinemadaki o kadar boş koltuk dururken neden benim yanıma oturdun? | Open Subtitles | في سينما مليئة بالكراسي الشاغرة ... لماذا جلستي بجانبي؟ |
Ama az önce pastanın üstüne oturdun. | Open Subtitles | ولكن ايضاً .. لقد جلستي على الكعكة |
Ama az önce pastanın üstüne oturdun. | Open Subtitles | ولكن ايضاً .. لقد جلستي على الكعكة |
Ama sakince oturup sabırlı olursanız, ben ve benimkiler, siz farkına bile varmadan buradan gitmiş olacağız. | Open Subtitles | ولكن إذا جلستي متماسكة وصبورة .. أنا ورفاقي سنخرج من هنا قبل أن تعرفي ذلك |
Sadece oturup... söyleyeceklerimi dinlerseniz; bu iş daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | سيكون الامر افضل كثيرا اذا جلستي هنا واصغيتي الي ما ساقوله |
- Bilmiyorum, anne. oturup babamın seni davet etmesini ya da aramasını falan bekleyeceksen ilelebet bekleyebilirsin. | Open Subtitles | لا أعلم يا أمي ، إذا جلستي تنتظرينه يدعوكِ أو يتصل بكِ أو يخبركِ ما الذي يجب فعله |
Dani, oturur musun lütfen? | Open Subtitles | داني ، هلا جلستي قليلا من فضلك؟ |
Hayatım, bu gecelik yanımda oturur musun? | Open Subtitles | قرة عيني... هلا جلستي بقربي، فقط لليلة ؟ |
Şuraya oturur musunuz lütfen? | Open Subtitles | هلا جلستي هنا ، من فضلك ؟ |
Bu iki farklı fizik terapi için bir seans içerir. | Open Subtitles | هذا يغطي جلستي علاج جسديّة مختلفة |
Bilgisayarıma gizlice girip, dosyalarıma bakıp seans notlarımı okuduktan sonra artık sana inanmıyorum. | Open Subtitles | "لم أعد أصدق ذلك" "ليس بعد أن خرقت حاسوبي وفتحت ملفاتي وقرأت ملاحظات جلستي" |
Yarına kadar terapi seansım yok, doktor. | Open Subtitles | جلستي العلاجيه اليست غدا ،دكتور |
Sürekli kenarda oturursan hiç arkadaş edinemeyeceksin. | Open Subtitles | لن تنشئي صداقات اذا جلستي في الخطوط الجانبيه دائما |
Dr. Burke oturmaz mısınız? | Open Subtitles | هلاّ جلستي هنا دكتورة (بوركي)؟ |
Dünkü seansımı düşünüp duruyorum. | Open Subtitles | ظللت أراجع جلستي أمس. |