Diş kayıtları ve iblis derisi örnekleriyle bir veritabanı oluşturabiliriz ve ben... | Open Subtitles | يمكننا أن نطور قاعدة بيانات من بصمة الأسنان ونماذج من جلود الشياطين |
İpek bir takım giyiyor. Timsah derisi ayakkabıları var. | Open Subtitles | إنه يلبس بدلة حريرية ولديه حذاء من جلود التماسيح |
Bu tür bir deri, bugünün derisinin yapabildiklerini yapabilir, ama hayal gücümüzü kullanırsak, daha da fazlasını da yapabilir. | TED | هذا النوع من الجلود يمكنه القيام بنفس ما تقوم به جلود اليوم ولكن مع الخيال ربما يقوم بأكثر من ذلك بكثير. |
Sığır olmazsa et ve deri de olmaz. | Open Subtitles | لا ماشية ، لا يوجد لحم ولا جلود , لا حليب ، لا يوجد |
Büyüklerin sorumlu olduğu o hayvanların derileri de mi? | Open Subtitles | جلود تلك هل الشيوخ مسؤولون عن ذلك أيضاً؟ |
Hayvan postu giyen, mızraklı yarı çıplak deli kadınlardan ders mi alacağım? | Open Subtitles | أتعلّم من عدة نساء مخابيل ونصف عاريات يحملن رماحاً ويلبسن جلود حيوانات. |
Bunu müze gibi düşünebilirsin sanki her yerde kuş postları varmış ya da ne bileyim duvarlara kınkanatlılar asılıymış gibi... | Open Subtitles | يمكنك التفكير في الأمر كمتحف، تماما مثل أن يكون هناك جلود الطيور أو، كما تعلمون، علق الخنافس حتى على الجدار. |
Çobanlarda şişirilmiş keçi derileriyle onların arasında yüzer. | Open Subtitles | والرعاة يسبحوا بينهم على جلود الاغنام المنفوخة |
Tatilimizi,ölü hayvan derisi elleyerek harcamamız,seni de rahatsız etmiyor mu? | Open Subtitles | ألا تشعرين ببعض الغرابة لأننا قضينا عطلتنا نعالج جلود الحيوانات الميتة؟ |
Senin yaşındayken hayvan derisi giyiyordum. | Open Subtitles | نعم,عندما كنت بعمرك كنت أرتدي جلود الحيوانات |
İsmi Eski Çadır derisi'ydi ve daha sonra benim büyükbabam oldu. | Open Subtitles | "أسمه "جلود المنتجع القديم والذي أصبح بعد ذللك جدي |
Ama esas hocam, büyükbabam Eski Çadır derisi'ydi. | Open Subtitles | ولكن معلمي الحقيقي كان جدي بالتبني "جلود المنتجع القديم" |
Maalesef Eski Çadır derisi'nin beyazlara karşı savaşı biraz utanç verici sonuçlandı. | Open Subtitles | ولكني أشعر بالآسف لأن جلود المنتجع القديم" قام بالحرب علي البيض" كان هذا الشئ تافهاً |
Sıklıkla kullanıldıkları başka bir alan ise ticarettir, sizin bir deri tabakçısı olduğunuzu ve başka bir tabakçının sizden daha iyi iş yaptığını farz edersek, ölülerden onu işini bozmasını da isteyebilirdiniz. | Open Subtitles | ومملكة أخرى يستعملونها بكثرة في أعمالهم لذا فلو كنت دبّاغ جلود وهناك دبّاغ جلود أخر في نفس الشارع وعمله أحسن منك |
Antik zamanlardan ilk yılanın döktüğü ilk deri. | Open Subtitles | إنه أول جلود الأفاعي التي بُدلت في العصور القديمة |
Bir defasında yatağa bir çok ölü deri parçaları serpiştirildiğini okumuştum. | Open Subtitles | قرأت مرة انه يوجد الكثير من جلود الموتي على سريرك |
Sonradan, hayvanların derileri tabakhaneye gönderilir. | Open Subtitles | بعد ذلك، يتم إرسال جلود هذه الحيوانات إلى المدابغ التي تستخدم |
Gaddarlıklarını yöneltmek için ayı postu giyerlermiş. | Open Subtitles | لقد قاموا بإرتداء جلود الدببة حتى تنقل لهم شراستها. |
Ovalardaki insan avcılar sürünerek sürülere yaklaşmak için üzerlerine kurt postları geçirirlerdi. | Open Subtitles | الصيّادون البشر على السّهول تعوّدو ارتداء جلود الذئب لينسلّو بقرب القطعان |
Yakınlarda yumuşacık hayvan derileriyle yapılmış pahalı bir ayakkabı aldım. | Open Subtitles | لقد إشتريت أحذية غالية الثمن مصنوعة من جلود حيوانات ناعمة جداً |
Hee, hiçbir şey ölü hayvan derilerinden daha rahatlatıcı değildir. | Open Subtitles | نعم لا شئ أكثر إرتياح أكثر من جلود ألحيوانات المينة |
Ne kadar ilginç deriler. | Open Subtitles | يا لها من جلود غريبة |
Fazla uzun kalamazlar piyasada, milletin derisini böyle soyarlarsa! | Open Subtitles | ، لن تستمر في السوق طويلا طالما تقشر جلود الناس |
Kışın sizi sıcak tutması için hayvanların derisinden giysi yapmayı öğrenmişsiniz. | TED | تعلمت كيف تصنع ملابساً من جلود الحيوانات لتحافظ علي جسمك دافئاً خلال الشتاء. |