| Sen daha zeki, daha güçlü ve çok güzelsin. | Open Subtitles | نت أكثر ذكاءا، أكثر قوة،وطبعا أكثر جمالا |
| Uzaktan mı daha güzelsin yoksa yanına yaklaştıkça mı? | Open Subtitles | هل انت اكثر جمالا من قريب ام من بعيد ؟ |
| Bağışlanmak pembe göğüslerden daha tatlı değilmiş. | Open Subtitles | لقد لاحظت ان مغفرتك اكثر جمالا من جسد امرأه |
| Şeytan da bir melek-- hem de meleklerin en güzeli. | Open Subtitles | حسنا الشيطان كان ملاكا أيضا ذلك الملاك الأكثر جمالا منهم جميعا |
| Açıkçası sanırım, siz şimdi daha güzelsiniz. | Open Subtitles | لأكون صادقا تماما أعتقد أنك أكثر جمالا الآن |
| "Ephor"lar sadece en güzel Spartalı kızları "Oracle" olarak yanlarına alırlar. | Open Subtitles | فقط إيفورس يختار أكثر الفتيات الإسبارطيات جمالا للعيش بينهن كباعثات وحي |
| Bence Dünya'mızın, değişik bir niteliği var, ondan ne kadar çok uzaklaşırsak, o kadar çok güzelleşiyor. | TED | أنا أعتقد أن الأرض لها خاصية غريبة ، و هي أنها كلما ازددت بعدا عنها كلما ازدادت جمالا |
| Sevgili Emma. Her gördüğümde daha bir güzelleşiyorsun. | Open Subtitles | عزيزتى " ايما " تبدين اكثر جمالا كلما رأيتكِ |
| Annenin her halinden çok daha güzelsin. | Open Subtitles | أنت أكثر جمالا مما كانت في أي وقت |
| Seninle tanıştığım günden daha da güzelsin. | Open Subtitles | أنت أكثر جمالا اليوم من يوم التقيت بك |
| Gerçek hayatta olduğundan çok daha güzelsin. | Open Subtitles | أنت أكثر جمالا كشخص منك كفنان |
| Her erkeğin hak ettiğinden daha tatlı olan bir kadını olması şerefine. | Open Subtitles | والى المرأة الاكثر جمالا لكى يستحقها اى رجل فى العالم |
| Ne zaman beraber bir yere gitsek, yalnız tatlı bir kız varsa onla hiç şansın olmadığı halde beni bırakıp gidebileceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | ففي كل مرة نخرج فيها سوية تظن أن بإمكانك التخلي عني كلما ظهر شخص أكثر جمالا حتى و لو لم يكن لديك أية فرصة معهم |
| Sabahları uyanınca, çok daha tatlı görünüyorsun. | Open Subtitles | في أوقات الصّباح، تكونى اكثر جمالا |
| Ama galiba, dünya güzeli kız ve en zor yaşam burada olmalı. | Open Subtitles | لكن هنا تعيش أكثرالفتيات جمالا وأيضا تعيش هنا اكثر الفتيات صعوبة |
| "Kore güzeli olacak o, ne yapacaksınız şimdi?" | Open Subtitles | ستصبح ملكة جمالا كوريا، ماذا ستفعل بهذا الشأن؟ |
| Tanrılara şükür, nihayet geldiniz ve benim hayal edebileceğimden çok daha güzelsiniz. | Open Subtitles | شكرا لله, وصلت أخيرا وأنت أكث جمالا مما تخيلت |
| Jonathan sizin hakkınızda birçok şey anlattı bana ama şunu itiraf etmeliyim yüz yüze anlattıklarınızdan çok çok daha güzelsiniz. | Open Subtitles | قال جــونـاثــان لي الكثير عنك ولكن.. يجب أن أعترف أنكِ أكثر جمالا مما وصفك لي. |
| Eskiden olduğu gibi hatta o karnıyla daha bile güzel. | Open Subtitles | ، بأفضل حال و بتلك البطن المنتفخة تبدو أكثر جمالا |
| Etraf gittikçe güzelleşiyor. | Open Subtitles | هل تعلم كل ماتمعنت اكثر في المكان كلما بدا اكثر جمالا |
| - Bunu nasıl beceriyorsun? Her defasında daha da güzelleşiyorsun. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | تبدين اكثر جمالا من المرة السابقة |
| Biraz daha güzelleşmişsiniz, o kadar. | Open Subtitles | أصبحت اكثر جمالا |