"جميعَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • tüm
        
    • bütün
        
    - Bilginiz olsun, manifestonuz ABD topraklarından tüm Müslümanların silinmesini öneriyor. Open Subtitles حسناً, لمعلوماتكِـ فإنَّ بيانُكَـ يقترحُ وبوضوحٍ إستئصالُ جميعَ المسلمينَ من أمريكا
    - Yargıç Lema'nın tüm itirazlarımı reddetmesinin nedeni ırkçılık. Open Subtitles السَبب الوحيد الذي يجعَل القاضي ليما ترفضُ جميعَ اعتراضاتي هوَ العُنصرية
    tüm sorunlarımızı bir kenara koymalıyız. Open Subtitles حسناً ، علينا ان نضعَ جميعَ مشاكلنا جانباً
    bütün tutkularını tatmin ettikten sonra, tutkularının anlamsız olduğunu fark etti, elinde bir şey kalmamıştı, Open Subtitles بعدَ أن أشبعَ جميعَ رغباتِه أدركَ أنَ شهواتهُ كانَت فارِغَه و أنهُ لَم يكُن لديهِ أي شيء
    Öyleyse bütün hapishanelerin kapılarını açalım. Open Subtitles ربما يُمكننا عندها فقط أن نفتحَ جميعَ الأبواب لكُل السجون
    tüm arkadaşlarınla görüşeceksin. Aynı okulda okuyacaksın. Her şey eskisi gibi olacak. Open Subtitles سترى جميعَ أصدقاءك، ستبقى بنفس المدرسة، سيكون الأمر كما عهدته.
    Biri ötene dek tüm kulüpleri hafta içi her gece kapalı kalsın. Open Subtitles أغلقوا جميعَ تلكَ الملامي كلَ ليلة من الإسبوع حتى يتكلمَ أحدهم
    İkinci sınıf köleden tut da soylusuna kadar tüm insanlar dindar sanırım. Open Subtitles أعتقدُ بأن جميعَ البشرِ من النبلاءِ إلى الخدمِ مُتدينينَ للغاية
    tüm kayıtlar burada ve tüm detayları da e-postayla yolladım. Open Subtitles وجميعِ السجلاتِ هنا وقد أرسلتُ لكـَ جميعَ التفاصيلِ إلكترونياً
    tüm maktullerin oğulları askeri okullara katılmış. Open Subtitles جميعَ أبناءِ الضحايا قد إرتادوا مدارسَ عسكريّة
    Bir de otobüsünüzün tüm tekerleklerini patlattım bu yüzden evinize yürümek zorundasınız. Open Subtitles أيضًا , لقد شققت جميعَ عجلاتِ حافلتِكم .لذلك عليكم بأن تذهبوا لمنازلِكم سيّرًا على الأقدام
    Ama bu sadece tüm savaşları bitirecek büyük savaşın ilk çatışması. Open Subtitles لكنها أولُ معركةٍ فحسب .بالحربِ العظيمة التي ستنهي جميعَ الحروب
    Üçüncü katılım zili çaldıktan sonra, tüm öğrencilerim burada olmayınca kendimi çok yalnız hissediyorum. Open Subtitles أشعرُ بالوحدة عندما أسمع لرنات الجرس الثالثة... ولمْ أجد جميعَ طلابي هُنا.
    tüm çıkışları kapattılar. Open Subtitles لا نستطيع لقد أغلقوا جميعَ المخارج
    tüm dış savunmalarımızı güçlendirmeliyiz. Open Subtitles علينا ان نقويَ جميعَ دفاعاتنا النائيةَ
    tüm şarkılarımızı kendimiz yazıyoruz. Open Subtitles نحنُ نكتب جميعَ أغانينا الخاصة
    Neden bütün iyi şeyler yanlarında kötü şeylerle beraber gelmek zorunda? Open Subtitles كيفَ أنَ جميعَ الأشياءِ الجيدة فيها شيءٌ سيء مُتعلقٌ بها؟
    Nelly, bütün saç lülelerimi fırçalayıp koparıyorsun. Open Subtitles نيلي أنتِ تمشطين جميعَ اللفائفِ مِن شعري
    Dünyadaki bütün Beşinci Kol bağlantılarını, her planı, her detayı biliyor. Open Subtitles يعرفُ جميعَ معارفي من الرتل الخامس حول العالم، كلّ خطّة و كلّ تفصيل.
    bütün alıcıların kralı ha? Open Subtitles المشتري الذي سيكتسحُ جميعَ المشترين, أليس كذلك؟
    bütün hasarı tamir etmeye çalıştım. Kurtçuk bulaşmaması bir mucize. Open Subtitles لقد حاولتُ تطبيبَ جميعَ الأضرار ويالها من معجزةٍ أنَّ جهازهُ الهضميُّ سليمٌ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more