"جوانب" - Translation from Arabic to Turkish

• taraf
• yönleri
• açıdan
• yönlerini
• yönünü
• tarafı
• tarafları
• yönden
• yanları
• yönlerin
• yanı
• yönü
• yönlü
• kenarı
• köşesine

taraf diye bir şey yok. Sünni ya da Şii diye bir şey yok.
ليس هناك جوانب يا بني ليس هناك سنه و شيعيه

İyi ve kötü yönleri var. Bunu böyle kabul edelim.
لديها جوانب سيئة وجوانب جيدة. لنقر جميعنا بذلك الان.

Parayı silah olarak kullanıp ilişkiyi her açıdan kontrol edebilmek istemenin neresi tuhaf?
ما الغريب حيال الرّغبة في السّيطرة على جميع جوانب علاقةٍ باستعمال المال كمسدّسٍ؟

İnsan fizyolojisinin de bazı yönlerini anlamamız konusunda potansiyele sahip.
ولها الإمكانية في تغيير فهمنا لبعض جوانب وظائف الأعضاء البشرية.

Hayatımın her yönünü eleştirdiği 40 dakikalık yolculuk olmadan da yaşarım.
تجنبًا لانتقادها شتى جوانب حياتي خلال الـ40 دقيقة في طريق عودتنا

Bir tarafı daha ağır yapan hareketli parçalar ayrıca ağırlık merkezini, çarkın merkezinin aşağısına taşır.
إن الأجزاء المتحركة التي تجعل أحد جوانب العجلة أثقل كذلك تحوّل مركز الكتلة للأسفل تحت المحور.

İnsanların yüzeysel yönleri beni ilgilendirmiyor. Derin tarafları ilgilendiriyor.
جوانب الناس السطحية لا تثير اهتمامي عكس الجوانب العميقة

bugüne kadar "taraf" ların olduğunu bile bilmiyordum.
.أنا لم أعرف حتى أنه كان هناك جوانب حتى اليوم

taraf falan yok, sadece yardım eden ve etmeyen insanlar var.
لا يوجد جوانب, فقط أشخاص يساعدونك و أشخاص لا يساعدونك.

Böyle davranma. taraf falan yok.
. لا تكن هكذا . ليس هناك جوانب

Fakat sosyal ağların bazı yönleri bu kadar açık değildir.
لكن جوانب أخرى لبنية الشبكة الإجتماعية ليست واضحة جداً.

Şimdi bir bakalım. Onların yaptıkları da buna benzer bir şey. Bir hareketi bir açıdan yakalıyorlar ve onu bir yapıya dönüştürüyorlar.
إذا الذي يفعلونه، لنرى، شيء يشبه هذا، إذا الذي يقومون بصنعه هو التقاط جوانب من الحركات ويقومون بتحويلها إلى عبارة.

Ama bir çok açıdan bu hayat cennet gibi sessiz bir yaşantıdan uzak.
لكن هناك جوانب آخرى لهذه الحياة بعيدة كليًا عن المثالية.

Ayrıca uyuşturucu ticareti ve kullanımının semtteki yaşamın bütün yönlerini nasıl etkilediğini gösteren bir fotoğraf.
وهذا هو أيضا ما يشبهه عند تجارة المخدرات وتعاطيها يؤثر على كل جوانب الحياة في الحي.

Derinlemesine incelediğimde gördüm ki kimisi tost yapımının bazı yönlerini gizlerken, bazılarını ortaya koydu.
وعند التمعّن بها، يظهر بعضها جوانب من عملية تحميص الخبز ويخفي بعضها جوانب أخرى.

Bu olgunun nasıl meydana geldiğini anlamak hayatımızın birçok yönünü etkileyecektir.
إنّ استيعاب آليّة عمل هذه الظّاهرة سينعكس على جوانب عديدة في حياتنا.

Sömürgeciliğin kötü olan tarafı, ve yardım programlarımızın bazılarındaki kalıcı olarak kötü olan şey baskı ve küçültme unsurları barındırmasıydı.
الشيء الذي كان سيئا عن الاستعمار ، وهو شر التبعية في بعض جوانب برامجنا للمعونات ، هو تشارك عناصر القهر والتعالي.

Evet, son zamanlardaki iyi niyetine rağmen, kesinlikle kişiliğinin mücadele eden tarafları var.
نعم على الرغم من عمله الصالح المتأخر هناك جوانب أخرى لشخصيته

Devlet hayatımızı neredeyse her yönden kontrol etmeye çalışıyor sadece uyuşturucu kullanımını değil.
ان الدولة تحاول السيطرة على كل جوانب حياتنا تقريبا. وليس فقط تعاطي المخدرات

İyi yanları var. Bir sineği bile incitemez.
إنه لديه جوانب جيدة لم يكن بمقدرته إيذاء ذبابة

Fevri yönlerin romantik yönlerin ve bunlari reddetmeni istemiyorum.
جوانب مُندفعة، جوانب رومانسيّة، ولا أريدكِ أن تنكريها.

Biraz önceki gezintime göre, popo çatalının yerini meme yanı dekoltesi almış.
إستناداً لسيري فقد إستنتجت للتوي أن جوانب الثدي هي موضة الجديدة للمؤخرة

Bana göre bu felsefenin 3 yönü var.
بالنسبة إلي، هناك ثلاثة جوانب لهذه الفلسفة

Yani, kuvars kristalinin imza şekli sivri uçları olan altı yönlü bir sütundur.
إذًا الشكل المميز لبلورة الكوارتز هو عمودٌ بستة جوانب مع نهاياتٍ مدبّبة.

Çeyrek tirşeden ve kenarı süslü kağıda basılmış 17. yüzyıl başlarına ait bir baskıya benziyor.
هذا يبدوا اصدار في بداية القرن 17 مع, جلد الكتاب و جوانب الكتاب المنقطة

Yani köşesine zehir sürülmüşse bu kâğıdı kullananlar bilmeden zehirlenmiş olur.
. إذا كان هناك سم علي جوانب الورقة , الشخص الذي يستعمل هذه الورقة سوف يتسمم بدون أن يعرف