| İngiliz Elçiliğini utandırıyorsun. Justin'in kariyerine zarar veriyorsun. | Open Subtitles | أنت تُحرجُ المندوبية الساميّةَ، وأنت لا تَعْملُ مهنةَ جوستن أيّ جيدة. |
| Taşların altını eşelemenin yararı yok, Justin. | Open Subtitles | يَعمَلُ أنت غير جيّد لذِهاب نَظْر بتفحّص تحت الصخورِ، جوستن. |
| Bu yüzden, Justin'den herhangi bir haber alınması durumunda hemen bana rapor verilecek. | Open Subtitles | لذا، أيّ إتصال مِنْ جوستن يجب أنْ يُحْضَرَ لي فوراً. |
| Çocuklar, Justin Timberlake'le fotoğraf çektirmek ilginizi çeker, değil mi? | Open Subtitles | لا تمانعون في إن ..ألتقط صورةلكم . مع جوستن تمبرلك، أليس كذلك؟ |
| Justine Evans, alet kullanmalarını görüntüleyebilmek için Gine ormanlarında onlarla birlikte bir ay geçirdi. | Open Subtitles | قضت "جوستن إيفانت" حوالي الشهر بصحبتهم في غابة غينيا لتصوير استخدامهم للأدوات. |
| Masaya ben oturup Justin'in şoförüne bir saat geç gelmelerini söyleyeceğim. | Open Subtitles | سآخذ المنضدة وأخبر سائق جوستن أن يتأخر لساعة. |
| Bu çok açık ki Justin ve diğer ilk Hristiyanlar, Hristiyanlığın Pagan dinlerine çok benzediğini biliyorlardı. Neyse ki Justin buna bir çözüm buldu. | Open Subtitles | إنه من الواضح أن جوستن والمَسِحِيِّين الأوَائِلِ الآخر عَرفتْ كَمْ مسيحية مماثلة كَانتْ أَنْ الأديانَ الوثنيةَ. |
| Justin'in babasıyla olması gerekiyordu ama endişelenme, onunla konuştum, yanımızda. | Open Subtitles | آسفة,من المفترض أن جوستن خرج ليتعشى مع والده لكن لا تقلقوا,لقد تخدثت معه حول الموضوع |
| Justin: 1 dakika içinde paran elinde olacak. | Open Subtitles | جوستن: أنت سَيكونُ عِنْدَكَ مالَكَ في الدقيقة. |
| - Hayır ama sen de Justin Bieber değilsin, değil mi ufaklık? | Open Subtitles | لا، لَكنَّك لَسْتَ جوستن بيبير أليس كذلك، يا رياضي؟ |
| Justin özür diledikten sonra gitmeme gerek olmadığına karar verdim. | Open Subtitles | أنا فقط قرّرتُ بأنّني ما كُنْتُ بِحاجةٍ إلى لمُطَارَدَة جوستن إعتذرَ. |
| - Justin'in ne yaptığımdan haberi yok. | Open Subtitles | جوستن لا يَعْرفُ ما أنا أعْمَلُ. |
| Ona güvenmek zorundasın, Justin. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَأتمنَها، جوستن. |
| - Justin, seni arabada bekliyor. | Open Subtitles | إنتِظار جوستن أنت في السيارةِ. |
| Adım Justin Quayle, İngiliz Elçiliğinden. | Open Subtitles | اسمي جوستن Quayle مِنْ المندوبية الساميّةِ. |
| Justin, buranın üyesi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | جوستن. لَمْ يَعْرفْ أنت كُنْتَ a عضو هنا. |
| Justin ve Tessa'nın onaylayacağını düşündüğüm bir metin seçtim. | Open Subtitles | عِنْدي , uh، مُختَاَر a نَصّ أَعْرفُ جوستن وتيسا يُصدّقانِ. |
| - Justin, git yukarıda seyret! | Open Subtitles | ان هذا رومانسي جوستن" اذهب و شاهد التلفاز فوق " |
| Justin'in merakına odaklanmasına yardımcı oluyor. | Open Subtitles | إنه فقط يساعد جوستن على نسيـان قلقـه |
| Justin Leonard hafif vuruşunu hizalıyor. | Open Subtitles | جوستن ليونارد يصطف ليضرب الكرة |
| Justine, bu hayvanları araştırmak için ...10 yıldan fazla zaman harcamış olan, primatolog Tatyana Humle'nin rehberliğine ihtiyaç duydu. | Open Subtitles | تحتاج "جوستن" الإرشاد الخبير من عالمة الرئيسيات "تاتيانا هوملي" التي قضت أكثر من 10 سنوات تدرس هؤلاء الأفراد. |