Caron Poivre sürmüşsün, Senin için iyi bir koku ama yağ bunu mahvediyor. | Open Subtitles | ترتدي كارون بوافر دارفور وهو عطر جيدة بالنسبة لك ولكنك تخربيه بالزيت |
Gerçekten, bu Senin için iyi olacak. | Open Subtitles | حقا، وأنها سوف تكون جيدة بالنسبة لك. |
Olası tüm sonuçları gördüm ve hiçbiri Senin için iyi görünmüyor. | Open Subtitles | انا ارى كل الاحتمالات الممكنة هنا ولا واحدة جيدة بالنسبة لك - سوف اخذ فرصتي - |
Senin için iyi bir teklif. Sana maaşımın yarısını vermiyorum. | Open Subtitles | صفقة جيدة بالنسبة لك لن أعطيك نصف راتبي |
Senin için iyi bir haberim var. Teşekkürler. | Open Subtitles | هناك أخبار جيدة بالنسبة لك شكرا لك. |
Bence Senin için iyi olur. | Open Subtitles | وأعتقد أنه يمكن أن تكون جيدة بالنسبة لك |
Sanırım Senin için iyi bir haber. | Open Subtitles | إنها أخبار جيدة بالنسبة لك على ما أظن |
Bak, niyetinin iyi olduğundan eminim ama bu sefer emrime karşı gelirsen üniversitede Senin için iyi görünmez. | Open Subtitles | انظروا، أنا متأكد من أنه يعني أيضا... لكنها لن تبدو جيدة بالنسبة لك في الجامعة... |
Senin için iyi. | Open Subtitles | جيدة بالنسبة لك. |
Senin için iyi bir fırsat. | Open Subtitles | انها فرصة جيدة بالنسبة لك. |
Senin için iyi değil miydi? | Open Subtitles | لم تكن جيدة بالنسبة لك |
Senin için iyi olacak. | Open Subtitles | سوف تجربه جيدة بالنسبة لك. |
Bu Senin için iyi. | Open Subtitles | حسنا، انها جيدة بالنسبة لك. |
Senin için iyi. | Open Subtitles | أوه، جيدة بالنسبة لك. |
Senin için iyi olacaktır... | Open Subtitles | انها تريد ان تكون جيدة بالنسبة لك ل-- يعني، اه... |
Senin için iyi. | Open Subtitles | جيدة بالنسبة لك |
- Neden? - Senin için iyi değil. | Open Subtitles | ـ ليست جيدة بالنسبة لك . |