| Yazar olmak için yeterince iyi miyim onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف حتي إن كنت جيدة بما يكفي لأكون واحدة |
| Akıllı telefon bizim amacımız için bağlayabileceğimiz bir bilgisayar ve yeterince iyi bir kamera görevi görür. | TED | الهاتف الذكي هو حاسوب متصل وهو أيضا آلة تصوير جيدة بما يكفي للقيام بما نرغب فيه. |
| Hüzünlü olan şeyse, mükemmel olmadan önce -- yeterince iyi bile -- demode hâle geldiler. | TED | الشيء المحزن هو، قبل أن تصبح الشركة مثالية أو حتى جيدة بما يكفي أصبحوا غير قادرين على التطور. |
| Yeteri kadar iyi olduğumu ispatlamak istemiştim. | Open Subtitles | ولم أرد أن اجرح مشاعرك لكن 00 كنت أريد أن اثبت أنني جيدة بما يكفي |
| Bu gece tiyatroda bir temsilci vardı, ve diyor ki bu oyunun Broadway için yeterince iyi olabileceğini düşünüyor. | Open Subtitles | كان هناك وكيل موجوداً هذه الليلة ويقول أنه يعتقد أن هذه المسرحية قد تكون جيدة بما يكفي لبرودواي |
| Sizin Cadılar Meclisiniz için yeterince iyi olmadığımı sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك قلت أنني لست جيدة بما يكفي لسحرك الخاص |
| O çok yetenekli, iyi kalpli ve güzel, ama yeterince iyi olmadığı hissini hep taşıyor. | Open Subtitles | لديها الموهبة قلب وهي رائعة، لكن لديها دائما ذاك الشعور أنها ليست جيدة بما يكفي. |
| Benim için yeterince iyi olduğu gerçeğine ne oldu? | Open Subtitles | ماذا عن حقيقة أنها جيدة بما يكفي بالنسبة لي؟ |
| "yeterince iyi değilim, seni düşündüğüm için gideceğim." | Open Subtitles | أنا سوف أغادرك لأنني لست جيدة بما يكفي لك" "وأنا مُتفهمة |
| İspanyolcan yeterince iyi. | Open Subtitles | حارس لغتك الإسبانية جيدة بما يكفي |
| Numaramız. yeterince iyi değil. | Open Subtitles | لا انها الخدعة ليست جيدة بما يكفي |
| - Babam yeterince iyi olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | ـ يعتقد أبي أني جيدة بما يكفي. |
| Onun için asla yeterince iyi biri olamam. | Open Subtitles | لن أكون جيدة بما يكفي بالنسبه إليه |
| yeterince iyi olmadığını söylemedim. Tabii söylemedin. | Open Subtitles | لم أقل أبداً أنكِ غير جيدة بما يكفي |
| Senin için yeterince iyi olmalı. | Open Subtitles | تأكد من أنها جيدة بما يكفي بالنسبة لك |
| "Arkadaşlarla toplanalım" demek randevu değildir Yeteri kadar iyi olup olmadığını deniyor demektir. | Open Subtitles | لنتقابل مع الاصدقاء هو ليس موعداً غرامياً انه موعد له كي يقرر اذا ماكنت انتِ حقاً جيدة بما يكفي للموعد الغرامي |
| Benim için sorun yok, ama senin için Yeteri kadar iyi olup olmadığını anlayana kadar nihai onayımı saklıyorum. | Open Subtitles | أنا موافقة بشأن ذلك، و لكن أنا أحجز الموافقة النهائية حتى يمكنني تحديد ما إذا كانت جيدة بما يكفي لك |
| İspanyolcan Yeteri kadar iyi. | Open Subtitles | حارس لغتك الإسبانية جيدة بما يكفي |
| Asla sana layık olamayacakmışım gibi hissettiriyorsun. | Open Subtitles | أنت جعلتيني أشعر أنني مثل انا سوف لن اكون جيدة بما يكفي بالنسبة لك ابدا. |
| Olabilir ama tek başıma yapacak kadar iyi değilim. | Open Subtitles | أقبل بذلك, أنا فقط لست جيدة بما يكفي لأقوم بالأمر لوحدي. |