"جيدُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • Güzel
        
    • iyiyim
        
    • iyidir
        
    • çok iyi
        
    • iyiydi
        
    • güzeldir
        
    • iyiyimdir
        
    • iyi bir
        
    Gerçekten çok Güzel. Belli ki iyi bir araştırma yapmışsın. Open Subtitles أنه جيدُ جداً" ",من الواضح أنكي قمتي بالكثير مِنْ البحث
    Harika, dostum, seni tekrar aramızda görmek Güzel. Open Subtitles نعم، رجل، حَسناً، هو جيدُ أنْ دَعمتَ، رفيق.
    Tanrım, sana söylemeliyim ki bu işte gerçekten iyiyim. Open Subtitles يا الله، يجب أن أُخبرْك، أَنا جيدُ وكثيفُ
    İzlemeni merakla bekliyorum çünkü yazarlıkta da, oyunculukta da son derece iyiyim. Open Subtitles أنا سعيدُ جداً لانكِ ستشاهديها لأنني جيدُ حقاً في التمثيل والكتابة
    Resmi olarak biraraya gelmedik. Ayrılık iyidir demiştin. Open Subtitles نحن كذلك كن رسميا نحن لا نستعيد بعضنا الآخر وأنت قُلتَ قضاء الوقت وحيدا جيدُ لك
    Babanız hakkında birşey söyleyecek olursam o da, sigorta işlerinde çok iyidir. Open Subtitles شيء واحد الذي أنا سَأَقُولُ حول أبّيكَ ذلك هو جيدُ جداً بأمورِ التأمينِ.
    Müzik zevkleri de çok iyi. Open Subtitles عِنْدَهُمْ طعمُ جيدُ جداً، أنا قَدْ أُضيفُ.
    "Softball mu oynuyorsun?" Çok iyiydi. Open Subtitles ' تَلْعبى بيسبول؟ ' ذلك جيدُ حسناً
    Güzel, çünkü sırada beklemekten nefret ederim. Open Subtitles ذلك جيدُ لأنني أَكْرهُ الوَقْوف فى الصف.
    Yüzbaşı Connors, sizi tekrar görmek çok Güzel efendim. Open Subtitles النّقيب كونورس، هو جيدُ جداً لرُؤيتك ثانيةً، سيد
    Her zaman bir seçimlerinin olması ne Güzel. Open Subtitles هو جيدُ دائماً أَنْ يَكُونَ عِنْدَهُ إختياراتُ.
    Bu iyi, Güzel. Aramak zorunda değilsin. Open Subtitles ذلك جيدُ، ذلك جيدُ ليس من الضروري أن تَتّصلي
    Düz git. çok iyi Güzel. Open Subtitles مباشراً للأمام ذلك جيدُ جداً, ذلك جيدُ جداً
    Larry, Güzel. Bakıyorum D-Day'le tanışmışsınız. Eğleniyorsunuz da. Open Subtitles "لاري" , أرى بأنّك قابلتَ "دي داي" وتَقْضي وقتاً سعيداً، هذا جيدُ
    -Hayır, ben iyiyim. Open Subtitles لا، تَعْرفُ ما؟ أَنا جيدُ هنا.
    Böyle iyiyim, pilates kursuna yazdığım çeki iptal etmeye çalışırken bilgisayarda "banka" adlı küçük bir dosya buldum. Open Subtitles لا، أَنا جيدُ. أنا كُنْتُ فقط على الحاسوبِ يُحاولُ الإلْغاء المراقبة كَتبتُ لذلك صنفِ pilates
    Evet, birşeylerde iyiyim canım bende. Open Subtitles حَسناً، أَنا جيدُ للشيءِ.
    Kelimelerle aram iyi değil, ama çekiçle iyidir. Open Subtitles انا لست جيدَ جداً بالكلماتِ أيضاً. لكن أَنا جيدُ فى التعامل مع المطرقة.
    Birinin gereksiz yere acı çekmesini engelliyorsa, yalan iyidir denebilir. Open Subtitles حجّة يُمْكِنُ أَنْ تَكُونَ بالتأكيد جَعلَ الذي a كذب جيدُ عندما يُنقذُ شخص ما الألم الغير ضروري.
    KACL için iyi olan bizim için de iyidir. Open Subtitles الذي جيدُ لكْي أي سي إل جيدُ لكلّنا.
    Albert başarılı, sorumluluk sahibi ve diğer çocuklarına karşı çok iyi. Open Subtitles ألبرت مسؤولُ ناجحُ وهو جيدُ إلى أطفالِه الآخرينِ.
    İşte bu iyiydi! Open Subtitles ذلك جيدُ
    Timmy, birinci sınıfın yemekleri güzeldir ekonomideki âdi yemeklere benzemez. Open Subtitles تيمي، عِنْدَهُمْ غذاءُ جيدُ في الدرجة الأولى. هي لَيستْ مثل تلك فضلاتِ الطعام يَخْدمونَ عُدْ إلى الخاسرين في الحافلةِ.
    Hadi ama, İşinde çok iyi olduğunu biliyorum, ama gerçekten bende bu oyun oynamak için çok iyiyimdir. Open Subtitles تعال، أَعْرفُ بأنّك حقاً جيّد في شغلِكَ، لكن أَنا جيدُ جداً في لعب اللعبةِ.
    Çok öfkelenmişti ve bağırıyordu. Bu iyi bir şey. Open Subtitles اذا هي كَانتْ تَصْرخُ وعنيفةُ، لكن ذلك جيدُ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more