Gerçekten biriyle çiktin yani. Aferin sana. | Open Subtitles | إذن موعد غرامي حقيقي هذه المرة، هذا جيد لك |
Aferin sana Algı Uzmanı Kız, ama adamdan hiçbir şey öğrenemeyeceğiz mesela kendinde değilse. | Open Subtitles | هذا جيد لك يا فتاة الاستقبال، ولكن نحن لن نحصل على شيئ منه إذا كان فاقداً الوعي |
- Aferin sana. - Ida, Terry'yle sen ilgilensene. | Open Subtitles | هذا جيد لك, هلا عملت على ـ تيري ـ يا ـ آيدا ـ؟ |
Ben de ayaklarını biraz dinlendirmenin Sana iyi geleceğini düşündüm. | Open Subtitles | حسنا، كما تعلمين هذا دفعني للتفكير. ان استرخاء أقدامك، سيكون جيد لك. |
Sana iyi görünen bir saklanma yeri düşmana da öyle görünecektir. | Open Subtitles | الإختفاء جيد لك وكذلك جيد للعدو |
Senin için iyi olur. Tuscon'un çok güzel bir yer olduğunu duydum. | Open Subtitles | سيكون هذا جيد لك, سمعت أن توسون مكان جميل جدا |
Senin adına sevindim, Peter. Umarım senin için en hayırlısı olur. | Open Subtitles | هذا جيد لك بيتر أتمنى لك الأفضل |
Aferin sana. Şimdi, eğer bu gece başka bir zafer daha istiyorsan onu kendi kendine sağlaman gerekecek. | Open Subtitles | جيد لك ، والان ان اردت انتصارا اخر الليلة |
O zaman, artık kanunlara uyan bir vatandaşsın,demek? Aferin sana. | Open Subtitles | إذاً أنت مواطن ملتزم بالقانون الآن جيد لك |
Münasip bir yeri karşılayabilir mi sence? Aferin sana. | Open Subtitles | هل تعتقدين ان هذا كافي لتأجير شيء مناسب؟ جيد لك |
Aferin sana, seni geri zekalı aşağılık. | Open Subtitles | هذا شيء جيد لك أيها الأحمق الحقير |
Aferin sana, ama bu kapalı bir set. | Open Subtitles | حسناً ، هذا جيد لك لكن هذا إستوديو مغلق |
Aferin sana ahbap. Gitsek iyi olacak. | Open Subtitles | جيد لك ياصاحبي من الأفضل أن نذهب |
Sana iyi gelmez ama güzeldir. | Open Subtitles | انه ليس جيد لك و لكنه جيد جداً |
Bu Sana iyi gelir, korkunç hastane yemekleri gibi değildir. | Open Subtitles | هذا جيد لك وليس طعام المستشفى الردئ |
Sana iyi gelir. Hadi çabuk ol. | Open Subtitles | انه جيد لك حسنا اسرع |
Belki de bu, Senin için iyi bir şeydir. Daha yeni işlere adım atmanı sağlar. | Open Subtitles | مهلاً، ربما هذا أمر جيد لك سيمنحك فرصة لتغيير الأمور قليلاً |
Ve bu film olayı, yani Senin için iyi olabilir, önüne başka kapılar açabilir. | Open Subtitles | وهذا الفيلم , اقصد من الممكن ان يكون جيد لك وان يفتح لك الكثير من الابواب |
Şey, bu benimde kirpiklerimi kıvırdı, ama Senin adına sevindim. | Open Subtitles | حسنٌ ذلك سيُحني أهدابي، لكنه جيد لك |
Eminim Size iyi bir yer bulmak sorun olmayacaktır. | Open Subtitles | أنا متأكده أننا لن نجد أي مشكلة بإيجاد عمل جيد لك |
Ben... Tebrikler. Tanıştığımıza sevindim doktor. | Open Subtitles | جيد لك سعدت بمرفتك , أيها الطبيب |
Elbette. Bravo sana! | Open Subtitles | طبعا أنا كذلك ، جيد لك |
Burada Senin için güzel bir kırmızı şarap var. | Open Subtitles | خذي , إنه الخمر الأحمر , إنه جيد لك |