Daha önce konuştuğumuz konu, hani desteğe nasıl ihtiyacın olacağı konusu. | Open Subtitles | ذلك الأمر الذي تكلمنا عنه من قبل عن حاجتك إلى نائب |
Her gün yakınında kalacak birine biraz daha fazla ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | فستزداد حاجتك مع مرور الايام الي شخص ما ليمكُث برفقتك |
Bundan böyle muhafıza ihtiyacın yok. | Open Subtitles | ما حاجتك لاتباعك من الرجال وأنت تحت حماية ابنك؟ |
Ellerinden ateş topu fırlatabiliyorsun. Silah ve mermiyi ne yapacaksın? | Open Subtitles | أنت تطلق كرات نار من يدك، فما حاجتك إلى مسدس ورصاصات؟ |
Razumihin'e ihtiyacınız yok. Ben de sizi seviyorum, hem de ondan daha fazla! | Open Subtitles | ما حاجتك إلى رازوميخين, إنني أحبك أكثر مما يحبك هو |
Pekala, birlikte takılacağız sanmıştım ama görülüyor ki senin anlamsız sekse duyduğun nevrotik ihtiyaç, her şeye rağmen seni sevmeye devam eden ve bu arada seni hayatta tutacak bir böbrek bağışı için tek ümidin olan kardeşinle vakit geçirmekten önemli. | Open Subtitles | اعتقدت أننا كنا سنتسكع سوياً.. ولكن من الواضح أن حاجتك للجنس أكثر أهمية.. من قضاء وقت مع أخيك الوحيد |
- Komünistlerle savaşmak için ülkenin paraya ne kadar ihtiyacı olduğunu. | Open Subtitles | و أخبرني عن مدى حاجتك لذلك المال من أجل وطنك لمقاومة الشيوعيين |
Bundan sonra ihtiyacını otobüste görürsün. | Open Subtitles | فى المرة القادمة إن أردت قضاء حاجتك فأفعل ذلك فى الحافلة |
Daha yeni oldun. Neden yenisine ihtiyacın var ki? | Open Subtitles | حصلت على تدليك بالأمس فما حاجتك لواحد آخر؟ |
Dürüst olmadığın tek şey, aileni bulma ihtiyacın. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي لم تصدق فيه مع نفسك هو حاجتك لتجد عائلتك |
İhtiyaç duyulma ihtiyacın o kadar güçlü ki insanlar ne isterlerse, neye ihtiyaçları varsa neye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlarsa veriyorsun. | Open Subtitles | حاجتك لأن يحتاجك الناس كبيرة لدرجة أن تعطي الناس ما يريدون ما يظنون أنهم يحتاجون |
İhtiyaç duyulma ihtiyacın o kadar güçlü ki insanlar ne isterlerse, neye ihtiyaçları varsa neye ihtiyaçları olduğunu düşünüyorlarsa veriyorsun. | Open Subtitles | حاجتك لأن يحتاجك الناس كبيرة لدرجة أن تعطي الناس ما يريدون |
Sen narkotiktensin. Cinayet dosyasına niye ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنت في قسم المخدرات ما حاجتك لسجل جريمة قتل؟ |
Bana bu yüzden ihtiyacın vardı. Basman gereken tam da doğru düğmeyi biliyordun. | Open Subtitles | ذلك سبب حاجتك لي , عرفت الزر الصحيح لتضغطي عليه |
Onlara neden ihtiyacın olduğunu anlamadım.Zaten çok güzelsin. | Open Subtitles | نعم , لا أعرف ما حاجتك إليها أنت جميلة جداً |
Neyse, gordugum kadarıyla, benim sandıgım gibi sorumluluk ile ilgili tavsiyeme ihtiyacın yok. | Open Subtitles | بأي حال، أرى مدى حاجتك لنصيحة واقعية أدركت ذلك |
Benim gibi yaşlı bir Polonyalı kadınla ne yapacaksın? | Open Subtitles | ما حاجتك إلى امرأة بولندية عجوز مثلي ؟ |
Sana gereken burada. Ne yapacaksın? | Open Subtitles | لقد حصلتِ على حاجتك ماذا ستفعلين؟ |
Lütfen, NSS'e olan ihtiyacınız konusunda dikkatlice düşünün. | Open Subtitles | أرجوك أنظر بعناية مرة أخرى إلى مدى حاجتك إلى منظمة الأمن القومي |
Bunu söylediğim için kusura bakma ama içkiden çok uykuya ihtiyacı olan biri gibi duruyorsun. | Open Subtitles | إنْ أردتَ رأيي، تبدو بحاجة للنوم أكثر مِنْ حاجتك للمشروب |
Ve babanı değiştirme ihtiyacını başka bir inatçı yaşlı adam olan Ed'e yönlendirdin. | Open Subtitles | و حولت حاجتك لتغيير والدك الى اخر رجل عجوز عنيد اد |
Olmaz, sen işini halledene kadar hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | لا، لا، لا، لن نذهب إلي أي مكان حتي تقضي حاجتك |
Sen işerken ben de şınavımı çekerim. | Open Subtitles | قم بقضاء حاجتك سريعاً، وسأقوم بتمارين الضغط، |
Bunların ihtiyacınızı karşılayacağına güveniyoruz. Meselenin kapandığına karar verdik... | Open Subtitles | و نحن نثق ان هذا سيسد حاجتك و سنعتبر الموضوع قد انتهى |