İhtiyacı olan düzenli bir içiciye yardım etmek bir tür gelenektir. | Open Subtitles | في الحقيقة انه شيء معتاد أن تساعد مدخن في وقت حاجته |
Ama Sam'i ve bir çalışma masasına ihtiyacı olduğunu bilmiyorsundur. | Open Subtitles | "ولكنك لا تعرف "سام ولا تدرى شيئاً عن حاجته لمكتب |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Dickie neden dondurma makinesine sıçıyor? | Open Subtitles | لماذا ديكي يقضي حاجته على ماكينة الأيس كريم ؟ |
Tamam bak, Artie'nin notları Rheticus'un çalışmalarının genelde bir düzen ihtiyacını ifade ettiğini yazıyordu. | Open Subtitles | حسنا, انظر , قالت ملاحظات ارتي بأن عمل ريتوكس غالبا اعرب عن حاجته لطلب. |
Belki-- onun bu saldırgan tutumunun altında, senin başına gelecek şeylerin daha fazla farkında olma isteği, senin düşünce sistemini anlayabilmek için, senin kararının bir parçası olabilme ihtiyacı yatıyor olabilir. | Open Subtitles | حسناً, ربما كان تصرفه العدواني يعكس حاجته لأن يكون واعياً أكثر بما يحدث معك |
Bu onun güç, manipülasyon ve kontrol ihtiyacına tamamıyla aykırı. | Open Subtitles | هذا يتناقض تماما مع حاجته للتلاعب بقوة والتحكم |
Onun benim yardımıma ihtiyacı var, yoksa yatak odasına gidip herşeyi dağıtır. | Open Subtitles | يحتاج مساعدتي وإلا سيقضي حاجته في أي مكان .. |
Onun benim yardımıma ihtiyacı var, yoksa yatak odasına gidip herşeyi dağıtır. | Open Subtitles | يحتاج مساعدتي وإلا سيقضي حاجته في أي مكان .. |
Ama dünyanın ona en çok ihtiyacı olduğunda ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama dünyanın ona en çok ihtiyacı olduğunda ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama dünyanın ona en çok ihtiyacı olduğunda ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama dünyanın ona en çok ihtiyacı olduğunda ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
Ama Dünya'nın ona en çok ihtiyaç duyduğu anda, ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكن عندما كان العالم في أقصى حاجته إليه, إختفى |
- Dondurma standındaki adam neden altına sıçıyor? - Ne? | Open Subtitles | لماذا ديكي يقضي حاجته على ماكينة الأيس كريم ؟ |
İnsan burda nasıl ihtiyacını görür? | Open Subtitles | كَيْفَ بإمكان أيّ احد أن يقضي حاجته هنا؟ |
Reid, o adamın sınır tanımaz halini düşünmeden edemiyorum o ilk partiden sonra devam etme isteği duyuşu onlarca insan öldü, neredeyse karım da onlardan biri olacaktı. | Open Subtitles | ريد,لا يمكنني ألا أفكر أن تجاوزات الرجل و حاجته لتجاوز الدفعة الأولى مات العشرات و كادت زوجتك ان تكون منهم |
Bay Kim saflığı ve gençliği nedeniyle insanlığın tarifsiz iletişim ihtiyacına av olduysa da, araya girmeme ve şunu belirtmeme izin verin: | Open Subtitles | في حين رأينا السيد كيم المزهو بموهبته و شبابه يسقط فريسة بشكل يصعب تفسيره أمام حاجته للتواصل البشري |
Nası bi adam evin içine sıçar ? | Open Subtitles | بالأعلى حيث الأضواء اللعنة إنه يقضى حاجته فى المنزل |
O havuza kim bilir kaç kişi işedi. | Open Subtitles | هل تعلم كم شخص قضى حاجته هنا؟ |
Dün gece işemek için ormana doğru gitti ve geri gelmedi. | Open Subtitles | ذهب خارج الغابة في الليلة الماضية ليقضي حاجته ولم يعد حينها |
Bu delik ayağa kalkamayan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamalarına olanak sağlıyor. | Open Subtitles | الفتحة تسمح للشخص أن يقضي حاجته بدون أن يقف |
kakasını istediği yere yapamadığı için son derece yararlı bir yasa tasarısını düşürüyor. | Open Subtitles | قام بالغاء قانون جيد لانه لا يتسنى له قضاء حاجته اين ما شاء |
Küçükken büyük tuvaletini kilisede yapardı. | Open Subtitles | عندما كان صغيرا كان يقضي حاجته في الكنيسه |