Baltanı her zaman kütüğe sapla, evlat. Ağzı temiz ve keskin kalır. | Open Subtitles | . دائماً إغرس النصل في الجذع ، يا بني لكي يبقى النصل حاداً |
Yanımda küçük, keskin bir bıçak da getirmemi söyledi. | Open Subtitles | و طلب مني أن أحضر معي سكيناً صغيراً و حاداً |
Gerçekten canın kan istiyorsa daha keskin bir alet al. | Open Subtitles | إذا أردت أن نتعارك سوية ! فلتجد لنفسك شيئا حاداً |
keskin ama fazla keskin olmayan bir silah arıyoruz bıçak ama bıçak değil, balta ama balta da değil. | Open Subtitles | إذاً نحن نبحث عن سلاح حاد، لكن ليس حاداً جدّاً... سكين لكنّه ليس سكيناً، أو فأس لكنّه ليس فأساً. |
Bu bıçağı keskin ve temiz tutup kaybetmemek artık senin sorumluluğun. | Open Subtitles | لذا فإنها مسئوليتك أن تبقيه حاداً ونظيفاً ولا تُضيّعه |
Biraz kararmış olabilir, ama hala bir kaç keskin çaltısı var. | Open Subtitles | ربما يبدو عليه القليل من التفحم، لكنه لا يزال يملك عرشاً حاداً |
Ne bir kız ne de bir kadın, bir amaçla keskin bir silah haline gelin. | Open Subtitles | لا فتاة ولا امرأة, تصبحُ سلاحاً حاداً ذو هدف |
Üçüncü bardağın altında keskin bir çivi olacak. | Open Subtitles | تحت الكوب الثالث، سأضع مسماراً حاداً جداً. |
keskin değiller ki. Nasıl kimseyi incitebilirler? | Open Subtitles | ولكنه ليس حاداً حتى, من سأؤذي به ؟ |
Silahların gerçekten keskin, dostum. | Open Subtitles | سيفك يجب أن يكون حاداً ، ياصديقي |
Sonra keskin bir acı hissetti ve bayıldı. | Open Subtitles | لقد كان بخير ثم تلقى ألماً حاداً و سقط |
Kötü bir yıl keskin olur. | Open Subtitles | يكون الخمر حاداً في سنة سيئة |
Çok keskin ve iyi tavlanmış olmalı ki benim bıçağım gibi kırılmasın. | Open Subtitles | .. يجب أن يكون طرفها حاداً جداً و ألا تكون خفيفة فتتعرض للكسر ... . |
Çivi yazısı gibi görünüyor, bütün harfler keskin bitiyor. | Open Subtitles | يكون خط اليد حاداً و موجزاً |
keskin bir şeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | علي أن أجد شيئاً حاداً |
Bu yüzden keskin olurlar. | Open Subtitles | هذا سبب كونه حاداً |
keskin bir şey. | Open Subtitles | لقد كان شيئاً حاداً |
Çok keskin şeyler aldım. | Open Subtitles | احضرت شيئاً حاداً هنا |
İşte, bana keskin bir şey ve bir havlu getir. | Open Subtitles | خذ,أحضر لي شيئا حاداً و منشفه |
keskin bir kapıymış. | Open Subtitles | يبد أنه كان باباً حاداً |
Hayır. Hissettiğim ağrı keskindi, önceki gibi değil. | Open Subtitles | كلا والألم الذي كان لدي كان حاداً |