| Çay, kurutan ve terleten sıcak bir gün olacağını söyleyerek ayrılır. | Open Subtitles | أوراق الشاي تقول أنه سيكون يوماً حاراً جافاً مع التعرق الشديد |
| Bak, ne biçim terledim ben. Bak, çok sıcak zaten. | Open Subtitles | انظري إلى العرق الذي يملؤني، فالجو حار، أصبح حاراً كثيرًا |
| Yazları Hindistan'da ısı yükselir ve çok sıcak olur. | TED | وفي الصيف تزداد الحرارة في الهند، يصبح الجو حاراً جداً. |
| Hatırlıyorum bir gece hava çok sıcaktı ve çok nemliydi. | Open Subtitles | اوه.انا اتذكر ليلة من الليالي كان الجو حاراً جداً ورطب |
| Biraz daha biber istiyor. baharatlı olsun. | Open Subtitles | يحتاج الى مزيد من الفلفل اجعليه حاراً اكثر |
| sıcak su istiyorsan, kendi hizmetçini tut. | Open Subtitles | أنا أدفع للخادمة إذا أردت ماءً حاراً فأحضر لك خادمة |
| Yazın çok sıcak olur. Hiç oraya gittin mi? | Open Subtitles | الطقس يكون حاراً بالصيف، هل سبق ورزتِ هناك؟ |
| Tabii çok sıcak olacak. | Open Subtitles | بطبيعة الحال، فإنه سيكون يوماً حاراً جدا |
| Belediye başkanı şehrinde halk adına, onları sıcak bir şekilde karşıladı, ve özel kilise servisindeki dua edenler de sebeplerini söylediler. | Open Subtitles | و قد تلقوا ترحيباً حاراً من العمدة نيابةً عن مدينته و في مراسيم كنسية خاصة أقيمت الصلوات دعماً لقضيتهم |
| Çok sıcak bir gündü ve Yahoo sürüsünün gittiğini düşünüyordum böylece gölün suyunda serinlemek istedim. | Open Subtitles | كان يوماً حاراً وأنا اعتقدت أن قطيع الياهوووز رحل إلى مكان ما لذلك قررت أن أستغل الفرصة وأستمتع بالماء البارد |
| Eski bir dostum olan Smythes-Bates'den Bay Randall Tyson'a sıcak bir hoş geldin istiyorum. | Open Subtitles | الآن أيها الصف، أريد منكم أن تقدموا ترحيباً حاراً لصديقي القديم |
| Evet, eğer idam ediliyor olsam sıcak ve baharatlı birşey olsun isterdim. | Open Subtitles | أجل، إن كنت سأموت بالكرسي الكهربائي، سأختار طعاماً حاراً ومتبلاً. |
| Daha yeni beslendik. Damarlarındaki kan hala sıcak. | Open Subtitles | لقد تغذينا سابقاً الدم مازال حاراً فى عروقه |
| sıcak bir gün olacak. Yerinizde olsam hafif şeyler giyerdim. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون يوماً حاراً لو كنت مكانك سأرتدي ملابس أنيقة |
| Yemeğinin sıcak olup olmadığını kontrol etmem gerekiyordu. | Open Subtitles | وكان من المفترض أن أتأكد ما إذا كان طعامه حاراً جداً |
| Çok sıcak bir gündü, ama gece hızlı soğuyacak gibi. | Open Subtitles | كان اليوم حاراً لكن الليلة تصبح باردة بسرعة على ما يبدو |
| Evet, ahbap. Orası bayağı sıcak oldu değil mi? | Open Subtitles | بدأ المكان يصبح حاراً جداً هناك اليس كذلك؟ |
| Bu sabah yine sıcaktı. ben de kazara pencereyi açık bıraktım. | Open Subtitles | لقد كان الجو حاراً ايضا هذا الصباح فتركت الشباك مفتوح بالصدفة |
| Alışveriş yaptım ve yoruldum. Büfe sıcaktı ve aniden kendimi rahatsız hissettim. | Open Subtitles | كنت أتسوق وكنت متعبة والجو كان حاراً و شعرت بغثيان |
| Hava çok sıcaktı ve çok fazla olay yaşamıştık. | Open Subtitles | كان الجو حاراً جداً والكثير من الأشياء حدثت |
| Bana mı öyle geliyor yoksa burası ısınıyor mu? | Open Subtitles | أهذا أنا أم الجو أصبح حاراً هنا |
| Burası ısınmaya mı başladı, bana mı öyle geldi? | Open Subtitles | هل اصبح الجو حاراً هنا ام انتن السبب ايتها الفتيات ؟ |