"حافز" - Translation from Arabic to Turkish

    • teşvik
        
    • motive
        
    • motivasyon
        
    • sebep
        
    • dürtü
        
    • nedeni
        
    • sebebim
        
    • motivasyondur
        
    • güdüye
        
    • teşviğe
        
    • sebeptir
        
    • tetikleyici
        
    • motivasyona
        
    • motivasyonu
        
    • motivasyonunuz
        
    Yani evet ama belki bir teşvik alırsam bu hafta... Open Subtitles نعم ، حسناً ربما لو حصلت على حافز هذا الأسبوع
    Eğer insanların AIDS'ten sakınmaları için onları teşvik eden yeterince sebep yoksa --hastalık hakkındaki herşeyi bilseler bile-- davranışlarını değiştirmeyebilirler. TED فإذا لم يكن لدى الناس حافز لتجنب الإيدز حتى و إن كانوا على علم بكل مايخص هذا المرض فقد يظل سلوكهم كما هو
    Ama insanı görsel olarak motive ediyor, hem teatral şeyler hoşuma gider. Open Subtitles و لكن هذا حافز مرأيّ لك و أنا لدي ميل للدراما المسرحية
    Siz, herkesin bilmesi gerekir Bu para motivasyon kaynağıdır Daha az zihin için. Open Subtitles يجب عليك، من جميع الناس، أن نعرف أن المال هو حافز العقول أقل.
    dürtü çok kuvvetli teşvik edicidir, Frankie. Open Subtitles سنكون كسبنا شيء . الرغبة في اللقاء حافز قوي , فرانكي
    Yani, sizin için daha az rekabet var ve iletişime geçmeniz için daha teşvik edici. TED هذا يعني أنه هناك منافسة أقل وهو حافز إضافي لك لتتواصل معهم.
    Hastanelerin daha az yatakla çalışması için herhangi bir teşvik yok. TED لا يوجد أي حافز لتشغيل المستشفى مع عدد أَسِرةٍ أقل.
    Onları evde bırakmak için oldukça güçlü bir teşvik, değil mi? TED إنه حافز قوي جدا أن تتركه في المنزل، اليس كذلك؟
    Bu ürünün yeniden tasarlanması için hiçbir teşvik yoktu, çünkü bağış yoluyla yürütülüyordu. TED لم يكن هناك حافز لأي أحد ليقوم بإعادة تصميم هذا المنتج، لأنه قائمٌ على مبدأ الصدقة.
    Bu insanlar oğlumun şirketinin yönetim kurulundalar ve hisselerini bana satmaları için biraz teşvik gerekiyor. Open Subtitles وهؤلاء البشر أعضاء مجلس إدارة بشركة أبني ويحتاجون إلى حافز لبيع أسهمهم لي
    Çaresizliğini kullanacağını sanıyordum ama, suçluluk duygusu insanı daha çok motive eder. Open Subtitles لقد ظننتُ بأنّك تنوين إستخدام اليأس ولكن الذنب هو حافز أقوى من ذلك بكثير
    Fakat söylemem gerekir ki; yarım milyar dolar kaliteli ürün teslim etmeniz için sizi yeterince motive etmiştir. Open Subtitles لكني أقول بأن نصف بليون دولارهي أكثر من حافز لك لتقدم منتج جيداً
    Bana göre bu şeylere duyulan merak güçlü bir motivasyon kaynağı ama konu motivasyondan çok daha öte. TED وأعتقد أن الفضول حيال هذه الأشياء حافز قوي، لكن هناك ما هو أقوى من التحفيز هنا.
    Ve bu açık ki, bilimde bir motivasyon namına İslam için olduğu kadar Hıristiyanlık için de geçerlidir. Open Subtitles وهذا حافز واضح للغاية في الكثير من العلم الإسلامي والمسيحي
    Mezar soygunculuğu için ne gibi bir sebep olabilir? Open Subtitles ماذا عن حافز للسرقات الخطيرة؟ حسنا، مررنا بكلّ الحالات كروتش كان عنده يدّ في،
    Bu kölenin Kanan için yeterli sebep olaağını sanmıyorum. Open Subtitles لا أُصدق أن تلك الجارية كانت حافز كافي لكينين
    Bu bir dürtü satın var. Open Subtitles إذا كنت ترغب في استخدام التعبير المجازى مرة أخرى. انه حافز للشراء.
    Polis cinayet nedeni ya da şüphelisi yok dedi. Ama sonra şunu öğrendim. Open Subtitles الشرطة قالت انه ما كان هناك حافز, ولا مشتبه به.ثم عثرت على هذه.
    Sanırım fena gitmiyorum. Şimdi bir sebebim var. Open Subtitles اعتقد بأني اتقدم جيدا لأن عندي حافز الآن
    Ama belki de sadece zavallı Noel ağacının ağaç tutucudan kurtulup dışarı çıkması ve New York'a gidip NYADA için seçmelerine katılarak hayallerini takip etmesi için motivasyondur. Open Subtitles لكن ربما يكون حافز لتلك الشجرة المسكينة التي تحتاج. الخروج وتحقيق أحلامها
    Teklifinizi tekrar inceledik ve katılmak için daha fazla güdüye ihtiyacımız var. Open Subtitles , لقد راجعنا عرضكِ نريد حافز أقوى كي نتدخل
    Bu koşullar altında, prezervatif kullanmak için gerçekten güçlü bir teşviğe ihtiyacınız var. TED في الحقيقة انت تحتاج الى حافز قوي جدا لكي تستخدم الواقي الذكري في تلك العلاقات
    Milyarlarca dolarlık bir şirketin dizginlerini ele almak bir sebeptir. Open Subtitles أنتزاع سيطرته عن شركة بمليار دولار حافز قوي
    Dayak yemiş olması da tetikleyici olabilir. Open Subtitles والتعرض للضرب قد يكون حافز التوتر الذي نبحث عنه
    Bence düzenli motivasyona ihtiyacın var. Open Subtitles أظن أنك تحتاج إلى حافز قوي
    Birincisi, motivasyonu harici olarak sağlayabilmektir. Bu eğitim sisteminde yatırımın bir geri dönüşü vardır. TED الاول هو توفير حافز خارجي فيجب ان يشعر المتعلم ان من تعليمه سوف يحصل على مردود لاحقا
    Her sabah gözlerinizi hiç motivasyonunuz olmadan açmanın ne demek olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Open Subtitles لا يمكنك تخيّل ماذا يعنى هذا أن تستيقظ كل يوم دون حافز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more