"حامية" - Translation from Arabic to Turkish

• garnizonu
• garnizon
• koruyucu
• koruyucusu
• Garrison
• hararetli
• eskorta
• koruyucunu
• savunucusu
• garnizonuna

Roma garnizonu... bizi sosisçilerden korumaktan başka bir iş yapmazken...
لماذا إستدعاء الفيالق بينما حامية روما لا تملك شيئا لتفعله

- Chihuahua'da Fransız garnizonu var. - Hhh-hmm. Kilisenin hemen yanında.
- توجد حامية فرنسية في شيواوا - نعم بجوار الكنيسة مباشرة.

Hep başına buyruk yaşayan siz küçük bir garnizon kasabasında yaşamanın nasıl olduğu hakkında fikriniz var mı?
أنت يا من عشت دائماً بحرية هل لديك أى فكرة عن الحياة فى بلدة بها حامية عسكرية ؟

Artı, 1000 kişilik bir garnizon.
بالإضافة إلى حامية تعدادها حوالي ألف جندي

Tabi ki bunu yalnızca tamamen adil koşullarda, koruyucu,akıl hocası ve arkadaş olursam kabul ederim.
وأنا لا أقبل إلا وفق شروط واضحه كرفيقة حامية ، معلمة ، و صديقة.

Çünkü üçüncü sezon beşinci bölümde oğlunuzun koruyucusu olduğunu söylemiştiniz.
لأنّ في الموسم الثالث، الحلقة الخامسة، قلتِ أنّكِ حامية ابنكِ،

Garrison Keillor diyor ki, 40 yaşın altındayken mutsuz görünmek insanı ilgi çekici yapar fakat 40 yaşını geçtiğin zaman gülebilmek için her şeyi yapmak zorunda kalırsın.
وقال حامية كيلور، عندما كنت تحت 40، يبدو غير سعيد يجعلك تبدو مثيرة للاهتمام، ولكن مرة كنت 40 وبعده،

Bu mesaj Jamie'yi bulmak için Fort William'daki garnizonu çağırıyor.
هذه البرقيه تطلب من حامية فورت وليام أيجاد جايمي

Bu sabah Berlin garnizonu teslim olmuştur!
هذا الصباح , حامية برلين... ... قد استسلمت.

Bir günlük yolda bir D'Haran garnizonu var.
هناك حامية من "الدهارن" علي مسيرة يوم فقط.

Bu mektubu San Travaso'daki garnizon komutanlığına götür.
أغتنم هذه الرسالة إلى حامية قائد في تريفيزو سان.

Burası artık garnizon değil, burası artık Nazi karargâhı.
هذا لم يعد حامية ، هو الآن مقر قوات الأمن الخاصة.

Bir garnizon ölüm uçağı ve birkaç Alkesh'i kontrol ediyorlar.
يسيطرون على حامية الطائرات الشراعية وعدّة معسكرات

İçgüdüler senin için iyidir ama seni mükemmel bir koruyucu yapacak olan şey teknolojidir.
الغرائز جيدة ، لكن ما سيجعلك حامية جيدة هو التقنية

Zıt yüklü yüklerin çekimi sayesinde, iki molekül sıkı tutunur ve siRNA'nın kan dolaşımında azalmasını engelleyeci koruyucu bir tabakayı bize sağlar.
وتلتصق الشحنتين المعاكستين للجزئيئات معاً خلال الجذب الشحني. ويوفر لنا ذلك طبقة حامية تمنع السيرنا من التحلل والتلوث في مجرى الدم.

Askerliğinle koruyucu için biçilmiş kaftan olursun.
مع خدمتك العسكرية ستصبحين حامية

El-Kaide'nin, Batılı haçlılara karşı İslam'ın koruyucusu olduğu iddiaları Iraklı Müslümanların kanlarına gömüldü.
أي إدعاء ادعته القاعدة بأنها حامية الإسلام ضد الصليبيين الغربيين غرق في دماء المسلميين العراقيين

Ne zaman iş yeri ahlakının koruyucusu oldun?
منذ متى و أصبحتِ حامية الاخلاق في مكان العمل؟

Hükûmetin, hediye ve ayrıcalıkların dağıtıcısı olduğunu değil özgürlüklerin koruyucusu olduğunu bir kez daha görmeye.
ونرى الحكومة مجدداً حامية الحريات وليست مُوزعة للهدايا والامتيازات.

Garrison hakkında endişe etme.
لم يكن لديك ما يدعو للقلق حامية.

Demek ki, flütten golf arabasına, oradan eşcinsel evliliği gibi hararetli tartışmalara konu olan her şeyde Aristo'nun dediği geçerli.
إذاً مع المزامير، مع عربات الغولف، وحتى مع مسألة حامية الوطيس مثل زواج المثليين، لدى أرسطو فكرة.

Neden eskorta ihtiyacımız var ki?
لم نحتاج إلي حامية في الحصن؟

Ama ilkönce alın koruyucunu takıcaksın. Seni bekliyorum.
لكن أولاً ارتدِ حامية جبينك سأنتظرك

Dünya'nın savunucusu.
روز تايلر، حامية الأرض

"Kudüs garnizonuna gitmen emrediliyor."
انت منقول الى حامية القدس