"حان الوقت أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • vakti geldi
        
    • zamanı geldi
        
    • vakti gelmiştir
        
    Yani bu konuda biraz sorun yaşadık ve gerçekten sizinle ne olup bittiğini bilgisini paylaşmadık, ve artık bunun vakti geldi. TED اذا نحن بطريقة ما علقنا مع هذا، و لم نكن معكم عادلين فيما يخص ما يحدث في الواقع الآن، و حان الوقت أن نفعل
    Anlaşılan çalışma vakti geldi. Open Subtitles يبدو بأنه حان الوقت أن تضع فمك على مكان النقود
    Sonunda Kanarşistlerin hayvan hakları için ayaklanma vakti geldi. Open Subtitles لقد حان الوقت أن تأخذ مجموعتنا وقفة في وجه إستغلال الحيوانات
    Sanırım artık senaryoyu bir kenara bırakıp olacakları bekleme zamanı geldi. Open Subtitles أظنه حان الوقت أن أرمي بكتاب الخطه وأرى الذي سيحدث جنوني
    Bana çok iyi baktın, ...sanırım benim sana çok iyi bakmamın zamanı geldi. Open Subtitles لقد اعتنيتَ بيَّ بشكلٍ جيّدٍ، ظننتُ أنّهُ قد حان الوقت أن أعتني بكَ.
    Çünkü haklıydın. Artık kendi işimin patronu olma zamanı geldi. Open Subtitles كنت محق، لقد حان الوقت أن تكون رئيساً خاص بك.
    Kanı yeşil akan bir eğlence katilisin. Belki de buradan ışınlanmanın vakti gelmiştir. Open Subtitles حسناً، أنت قاتل مرح أخضر دموي ربما حان الوقت أن تنتقل من هنا
    Bence kütleyi kesip çıkarmamızın vakti geldi. Open Subtitles أعتقد أنه حان الوقت أن نتدخل و نزيل هذه الكتلة
    O arada, seni avla tanıştırma vakti geldi. Open Subtitles بالمناسبة، حان الوقت أن أعرفك على الصيد.
    Bence artık kendi yatağında uyuduğu vakti geldi. Open Subtitles أظن أنه قد حان الوقت أن تنام في سريرها الخاص.
    Artık elini kaldırmanın vakti geldi. Open Subtitles أي شخص. حان الوقت أن ترفع يدك.
    Ve artık hayatlarımızı birlikte geçirmemizin vakti geldi. Open Subtitles والآن حان الوقت أن نعيش حياتنا معًا
    - Onu fena döveceğim yavrum. Erkeğini iş başında görmenin vakti geldi. Open Subtitles لقد حان الوقت أن تري رجلكِ كيف يبلي.
    Cinsel şiddet sadece kadınların sorunuymuş gibi davranmayı bırakmanın zamanı geldi. TED ولكن حان الوقت أن نتوقف عن معاملة العنف الجنسي على أنه قضية المرأة.
    Dawson, sanırım seni bırakmamın zamanı geldi. Open Subtitles داوسون، ل اعتقد انه حان الوقت أن ل ندعك تذهب.
    Bir araya gelip bir şeyler yapma zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت أن ننهض جميعاً وأن نقوم بشيء ما.
    Düzgün bir şekilde tanışmanızın zamanı geldi diye düşündüm. Open Subtitles أعتقد أنه حان الوقت أن أقدمه لك بشكل رسمي
    Düzgün bir şekilde tanışmanızın zamanı geldi diye düşündüm. Open Subtitles أعتقد أنه حان الوقت أن أقدمه لك بشكل رسمي
    Sanırım, onu serbest bırakmamın zamanı geldi. Open Subtitles وأعتقد ، لقد حان الوقت أن أترك لها الذهاب.
    Belki de kendini düşünmeyi bırakıp seni sevenleri düşünmenin vakti gelmiştir. Open Subtitles ربما حان الوقت أن تتوقف عن التفكير في نفسك، و تبدأ في التفكير في الاشخاص الذين يحبونك.
    Bak, belki de daha oyalanmadan vazgeçmenin vakti gelmiştir. Open Subtitles ربما حان الوقت أن نبدأ بالتفكير في وضع طعم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more