"حبس" - Translation from Arabic to Turkish

    • hapse
        
    • kilitledi
        
    • tutmak
        
    • içeri
        
    • kapattı
        
    • KAPATILMA
        
    • kilitlemiş
        
    • ceza
        
    • hapsi
        
    • kilitli
        
    • tutmayı
        
    • tutabilir
        
    • kilitleyip
        
    • kilitlediği
        
    • tutabilirim
        
    Surrey Kontu, halk arasında huzursuzluk yaratmaktan hapse atıldı Majesteleri. Open Subtitles لقد تم حبس الإيرل ساري بسبب الفوضى العامة، ياصاحب الجلالة
    Bayan Toller, sanırım Edward kendini kilere kilitledi. Open Subtitles سيدة تولار,اظن ان ادوارد قد حبس نفسه فى القبو.
    Deniz komandoları, nefeslerini 3 ile 5 dakika arası tutmak üzere eğitilirler.. Open Subtitles القوات البحرية يتدربون على حبس أنفاسهم لثلاثة إلى خمس دقائق تحت الماء
    Kendini içeri attırdığın bir başka durum daha. Open Subtitles هذا مجرد حبس أوقعت به نفسك مرة آُخرى، أليس كذلك؟
    Sonra o akşam Bay Rhett, kendini Bayan Bonnie'yle birlikte, çocuk odasına kapattı Bayan Scarlett kapıyı yumruklayıp bağırınca bile açmadı. Open Subtitles وفي تلك الليلة، بعد ذلك حبس السيد ريت نفسه مع بوني في حجرتها ورفض فتح الباب عندما طرقته السيدة سكارليت وتوسلت إليه
    Tamam bu kadar. KAPATILMA Open Subtitles حسناً، انتهى الأمر حبس جماعي
    Kendini yanlışlıkla panik odasına kilitlemiş ve yardımımıza ihtiyacı varmış. Open Subtitles حبس نفسه عن طريق الخطأ في ملجأه و يحتاج لمساعدتنا
    Bölge Savcısı üç ay ceza erteleme önerdi. Bence kabul etmeliyiz. Open Subtitles المدعى العام عرض 3 شهور حبس اظن انك يجب ان تقبل
    Biz ev hapsi karşılığında on milyon dolar önerecektik. Open Subtitles نحن نقترح 10 مليون في مقابل حبس منزلي
    Pekala, gitmek zorundayız, o yüzden gitmeden önce bütün kapıların kilitli olduğundan emin olun. Open Subtitles حسنا، نحن يجب الذهاب، لذا يجب التأكد من حبس جميع الأبواب قبل أن تذهب.
    Bir adamı ilgisi olmadığı bir şey yüzünden Amerikalılar hapse tıkacak gibi gözükmüyor. Open Subtitles لا يبدو أن أسلوب أمريكا هو حبس شخص ما بسبب شئ لا علاقة له به
    Bazı isimler duymaya başlamazsam, büyükanneni hapse atacağım. Open Subtitles أنا سوف حبس جدة لعنة بك إذا كنت لا تبدأ سماع بعض الأسماء.
    - Kafasının arkasından mı? Kendini bir naylona sarıp, arabasının bagajına mı kilitledi? Open Subtitles و هو حبس نفسه فى كيس بلاستيكى صندوق سيارته؟
    Soğuk bir bahar sabahı, takım kendini bu cerrahi amfitiyatroda kilitledi, kendilerine lokal anestezi vererek birbirlerini parçaladırlar. Open Subtitles ,وذات صباح ربيعي بارد حبس أفراد الفريق أنفسهم في هذا المدرج الجراحي، وحقنوا أنفسهم بمخدّر موضعي،
    Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı. TED لم يُقصد من الكفالة قط حبس الناس في زنزانات السجون.
    İnsanları içeri tıkmaya başladığında, bir suçlu olarak görüleceğinin farkındasındır. Open Subtitles أنت تعرف أنهم سيرونك أنك شريراً حبس الناس
    Kendisini scooterıyla içeri kapattı. Bu hafta ikinci. Open Subtitles لقد حبس نفسه مع دراجته الصغيرة هُنا للمرة الثانية هذا الأسبوع.
    Tamam bu kadar. KAPATILMA Open Subtitles حسناً، انتهى الأمر حبس جماعي
    Zavallı çocuk kendini oraya kilitlemiş ve havasızlıktan ölmüş. Open Subtitles يبدو أن ذلك الطفل المسكين حبس نفسه داخل الحاوية حتى أختنق
    Sence de çocuğuna bir ay ceza vermek aşırı sert ve garip bir uygulama değil mi? Open Subtitles ألا تظنين أن حبس طفلك لمدة شهر, تعتبر عقوبة وحشية و قاسية؟
    24 saat katıksız hücre hapsi. Open Subtitles 24 ساعة حبس إنفرادي
    Fey'in gizli odasında kilitli olabileceklerini düşünüyorum. Open Subtitles أظن أنه يمكنها حبس أي شيء في الغرفة السرية في القاعة
    Nefesini tutmayı her insan öğrenebilir. Open Subtitles يمكن لأيّ شخص أن يتعلم حبس أنفاسه
    15 dakika boyunca nefeslerini tutabilir, 150 metreye kadar dalabilir ve saatte 45 kilometre hıza ulaşabilirler. Open Subtitles بوسعهم حبس أنفاسهم لـ15 دقيقة، الغوص لأكثر من 500 قدم، و تصل سرعته لــ25 ميل في الساعة
    Kadın düşmanı domuzu kilitleyip cinsel organlarını kesiyor... ve kan kaybından ölmesini bekliyor. Open Subtitles ، يتم حبس ذلك الحيوان و تركه ينزف حتى الموت بعدما يتم خصيه مباشرةً
    Tamam, peki ya Henry'yi dolaba kilitlediği zamana ne demeli? Open Subtitles حسن ، وماذا عن المرة التي حبس بها هنري في الغرفة؟
    İyi bir şekilde dalarsam, sanırım nefesimi iki dakika tutabilirim. Open Subtitles في غطسة جيدة، لعلّي يمكنني حبس أنفاسي لدقيقتين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more