O zaman, hamile olduğumu bilmeni istedim. | Open Subtitles | أردتُ إخْبارك بأنّني كُنْتُ حبلى في ذَلِك الوَقت. |
Sınıflarda hamile kızların olması çok tehlikeli. | Open Subtitles | لأنه وضع خطير أن يكون عنده فتاة حبلى في قاعة تدريس |
Bu uçuşun sonunda herkes hamile kalacak. | Open Subtitles | تستطيع أن تحفره كل شخص سيكون حبلى في نهاية هذه الرحلة |
Her gün bu yabani kediler sokaklarda dolaşıp hamile kalıyor ve düzinelerce aç biilaç yavru doğruyor! | Open Subtitles | القطط الضالة تتجوّل حبلى في الشوارع ويخرجون العشرات من هررة جائعة كلّ يوم |
Ne zaman doğduğunu öğrendikten sonra annenin hamile olmadığını kanıtlamak için kullanabileceğimiz bir şeyler buluruz. | Open Subtitles | حالما نعرف متى ولدت يتحتم أن نجد شيء يمكننا استخدامه لإثبات أن والدتك لم تكن حبلى في ذلك الوقت |
İtalya'nın antik hukuku... der ki; hamile bir kadının yatağındaki her şey onunla kalabilir. | Open Subtitles | القانون القديم لولاياتِ إيطاليا... علي أية حال لدَينا إمرأة حبلى في الفراشِ، هي يُمْكِنُ أَنْ تَبقي |
Seni hemen hamile bırakacaktır, bundan eminim. | Open Subtitles | وهذا سيجعلكِ حبلى في الحال، أنا متأكدة |
- Tutuklandığım zaman altı aylık hamile olduğumu ve onu adada doğurduğumu söyleyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول بأنّي كنتُ حبلى في الشهر الـ6 عندما اعتُقلتُ -وأنّي أنجبتُه في الجزيرة ولن يعلم أحد أبداً |
- Tuvaletten dışarı çıkıp birinin hamile olduğunu söyleyen kadın. | Open Subtitles | -للتو . خرجت سيدة و قالت بأن فتاة حبلى في الحمام |
Anlaşabilir miyiz bu yakınlarda hamile kalmaman için? | Open Subtitles | هل بامكاننا ان نتفق... ان لاتكوني حبلى في... الفترة القصيرة القادمة؟ |
Hamileydin. Savaşın ortasında hamile olmaktan korkmadın mı? | Open Subtitles | لقد كنتِ حبلى في حرب, ألم تخافي من ذلك؟ |
Tanrım, fotoğrafta hamile görünüyor, öyle değil mi? | Open Subtitles | ربّاه، تبدو حبلى في الصّورة، أليس كذلك؟ |
Saat 11'de yumurtalık kisti olan biri, 11:30'da da IYE hastam var lobideyse hamile bir çocuk oturuyor. | Open Subtitles | لقد موعد في الساعة الحادية عشر لمريضة في كيس المبيض والحادية عشر والنصف لمشكلة في المسالك البولية ولديّ مراهقة حبلى في الممر |
Ağustos'ta hamile, Kasım'da dul kaldım. | Open Subtitles | حبلى في أغسطس ترملّت في نوفمبر |
Yüz aydır hamile ve dünyaya kin kusar gibi miyim? | Open Subtitles | حبلى في الشهر الـ100 وناقمة على العالم؟ |
6 aylık hamile cesedini hastaneye getirdiklerinde teni hâlâ sıcakmış. | Open Subtitles | "جسدها كان ما يزال دافئًا حين أوردوها المستشفى وهي حبلى في الشهر الـ6" |
34 yaşında hamile kadın. | Open Subtitles | أنثى حبلى في الرابعة والثلاثين |
Bekâr kız kardeşim yedi aylık hamile. | Open Subtitles | أختي غير المتزوجة حبلى في الشهر الـ7. |
Sabah hala hamile olacak. | Open Subtitles | ، ستضل حبلى في الصباح التالي |
hamile kalacak kadar ve hamileyim diyecek kadar büyüdüğüme bile inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أني كبيرة بمَ يكفي لأقول كلمة ((حبلى)) في جملة, أقلّ بكثير من كونها واقعاً |