"حتى تتمكن من" - Translation from Arabic to Turkish

    • Böylece
        
    • edebilmek için
        
    • diye mi
        
    • böylelikle
        
    • için giymedi
        
    Burası senin ofisin, Böylece takıntı haline getirdiğin... şu sahneleri yazabilirsin. Open Subtitles هذه هو مكتبك، حتى تتمكن من كتابة النصوص السينمائية، المجنون بها
    Böylece sen de gerektiği kadar acımasız olup olmadığını öğrenecek misin? Open Subtitles حتى تتمكن من معرفة مدى القسوةِ التي تحتاج أن تصير عليها؟
    Bunlar, kablosuz olarak taşınabilir cihazlarınıza bilgi aktaracak, ve Böylece istediğiniz yere gidip aynı zamanda uzaktan takip edilebileceksiniz. TED بل سيتم تمرينهم لاسلكيا بتوصيلهم عبر أجهزتك النقالة، حتى تتمكن من التحرك و التحكم عن بعد.
    Niye, KGB sana ateş ederken arabanı paralel park edebilmek için mi? Open Subtitles لماذا ، حتى تتمكن من الوقوف موازي حين يطلق النار عليك ؟
    Kız kardeşim, onu kontrol edebilmek için Haku'ya yerleştirmişti. Open Subtitles اختي وضعت هذه الحشرة لهاكو حتى تتمكن من السيطرة عليه
    Federallere gidip paranın yerini söyleyesin diye mi? Open Subtitles حتى تتمكن من إخبار مكتب التحقيق الفيدرالي بشأنها؟
    Size bir kulaklık verecek, böylelikle konuşmaları dinleyebilirsiniz. Open Subtitles سيعطيك زوج سماعات حتى تتمكن من متابعة الحوار
    Guy, eşim tüm bu kıyafetleri... gece kaçamağında kendi salatasını yapması için giymedi. Open Subtitles جاي زوجتي لم ترتدي الا ليله خاصه خارجاً حتى تتمكن من ان تعد لنفسها سلطه
    Bakın korkuluklar nasıl genişliyor ve yassılaşıyor, Böylece yemeğinizi ya da diz üstü bilgisayarınızı koyabilirsiniz. TED ونرى كيفية اتساع الحواجز الحديدية وتسطحها حتى تتمكن من وضع غذائك أو جهاز الكمبيوتر المحمول.
    Hayatın kendisini ihtiva edecek bir membrana ihtiyacı vardır, Böylece çoğalıp mutasyona uğrayabilir. TED تحتاج الحياة إلى غشاء لإحتواء نفسها حتى تتمكن من التكرار و التحور.
    Üzerine doğru yürürken, Böylece onlar görüntülerin parçalarını çekecek, ve üç boyutlu gibi renkli hacim yapabilecekler. TED حتى تتمكن من إلتقاط جزء من الصور، وتشكل نوع من كميات الألوان ثلاثية الأبعاد، حين تمر من خلالها، عبر الجسم.
    Yardım iste, Böylece bir gün çocuklarımızı görebilirsin. Open Subtitles أطلب المساعدة حتى تتمكن من رؤية أطفالك مرة أخرى يوماً ما
    Alışveriş merkezinde kaybolma numarası yapmaktan daha ters bir duruma düşüp Böylece güzel güvenlik görevlisiyle karşılaşmak gibi mi? Open Subtitles أكثر إرباكاً من المرة التي كان علي أن أتظاهر فيها أنني تائة في المركز التجاري حتى تتمكن من مقابلة حارسة الأمن الجميلة؟
    Böylece dışarıdaki şeyler gibi, tekrar geri gelebilirsin. Open Subtitles حتى تتمكن من العودة كأحد تلك الأشياء في الخارج
    Bastırıp, beyni öldürebilirsin ki Böylece adam sebze gibi yaşar Open Subtitles لابد من سحقها , حتى تتمكن من قتل الدماغ سيحاول الحياة عن طريق التنفس بأنفه مثل النبات
    Yerle bir edebilmek için mi kuruldan geçmesini sağladın yani? Open Subtitles إذن فقد ساعدتني على النجاح حتى تتمكن من تمزيقه؟
    Yok edebilmek için hayata yeniden şekil vermek mi? Open Subtitles أعيد تشكيل الحياة حتى تتمكن من تدميرها؟
    Çocuğun biri kustuktan sonra kırmızı talaşınla çıkagelesin diye mi? Open Subtitles لماذا ؟ حتى تتمكن من الظهور بالنشارة الحمراء بعد أن يتقيأ طفل ؟
    Babama yaptığın gibi benim de kanımı kurutabilesin diye mi? Open Subtitles لماذا , حتى تتمكن من نزفي حتى الجفاف مثلما فعلت مع والدي ؟
    Cam fayanslar döşeyeceğiz, böylelikle suyu akarken görebilirsin. Open Subtitles سنقوم بوضع بلاطات زجاجية حتى تتمكن من رؤية المياه و هي تتدفق
    Neden, böylelikle bizim adamızı yok etme işine geri dönesin diye mi? Open Subtitles لماذا، حتى تتمكن من العودة إلى أعمال تدمير جزيرتنا؟
    Guy, eşim tüm bu kıyafetleri... gece kaçamağında kendi salatasını yapması için giymedi. Open Subtitles جاي زوجتي لم ترتدي الا ليله خاصه خارجاً حتى تتمكن من ان تعد لنفسها سلطه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more