"حتى يجد" - Translation from Arabic to Turkish

    • bulana kadar
        
    • bulana dek
        
    • bulmak için
        
    • bulabilsin diye
        
    • buluncaya dek
        
    Hedge, doğru insanı bulana kadar bölge sakinlerini teker teker incelemeli. TED يحتاج هيدج إلى فحص المستوطنين، واحداً تلو الآخر، حتى يجد الشخص المطلوب.
    Saf bir kaynak bulana kadar gücün nasıl hissettirdiğini unutuyoruz. Open Subtitles يا إلهي ينسى المرء كم هو جيد الشعور بالطاقة حتى يجد مصدر طاقة نقي
    Saf bir kaynak bulana kadar gücün nasıl hissettirdiğini unutuyoruz. Open Subtitles يا إلهي ينسى المرء كم هو جيد الشعور بالطاقة حتى يجد مصدر طاقة نقي
    Güvenebileceği bir adam bulana dek malı birbuçuk yıl elinde tutar. Open Subtitles احتفظ بالكمية لمدة سنة و نصف حتى يجد من يثق به
    Sadece Fezzik buradan çıkacak kadar güçlü, bir liman bulmak için saatlerce gezinmek zorunda kalacaklar. Open Subtitles فيزيك فقط قوى بالقدر الكافى ليشق طريقنا سيظل مبحرا لساعات حتى يجد ميناء
    Bu kalp biraz olsun huzur bulabilsin diye. Open Subtitles حتى يجد قلبه قدراً من الراحة
    İş bulana kadar kalacak bir yere ihtiyacı var. Open Subtitles يحتاج إلى مكان يمكث به حتى يجد عملاّ جديداً و مكاناً جديداً
    Yangın konusunda yanılsa da bunun kasten yapıldığını düşünüyorsa suçlayacak birini bulana kadar durmayacaktır. Open Subtitles ، فحتى إن كان مخطئاً بشأن الحريق و اعتقد أنه كان مقصوداً ، فلن يتوقف حتى يجد أحداً ليلومه على ماحدث
    Katili bulana kadar, bütün hücreleri altüst edecek. Open Subtitles سيقلب كل زنزانة في هذا المبنى حتى يجد القاتل
    Katili bulana kadar bu bloktaki tüm hücreleri karıştıracak. Open Subtitles سيقلب كل زنزانة في هذا المبنى حتى يجد القاتل
    Belediye meclisi yerime birisini bulana kadar şef olarak kalacağım. Open Subtitles أبقى رئيس القسم حتى يجد مجلس المدينة بديلاَ
    Adayı terk etmek için emniyetli bir yol bulana kadar yeraltında kalacaktır. Open Subtitles انه ذهب للاسفل حتى يجد الطريق الامن لترك الجزيرة.
    Sadizmi artarak okyanusta başka bir yer bulana kadar kontrolsüzce öldürecek. Open Subtitles سوف يصاعد ساديته و سوف يقتل دون رقابة حتى يجد مكان اخر فى المحيط بدلا من هذا المكان
    Her ne ise şüpheli kusursuz kafayı bulana kadar durmayacak. Open Subtitles مهما يكن ذلك هذا المجرم لا يريد التوقف حتى يجد الرأس المثالي
    Yaşaması için değil, bir kaç gün kalması için tabi kendine bir yer bulana kadar. Open Subtitles ليس العيش , للبقاء معنا عدة أيام حتى يجد منزله
    Kostebegi bulana kadar, dogruca onun ofisiyle muhatap olacagiz. Open Subtitles أجل، حتى يجد الجاسوس، سنتعامل مباشرة مع مكتبه.
    Köstebeği bulana kadar, doğruca onun ofisiyle muhatap olacağız. Open Subtitles نعم. حسنا، حتى يجد له الخلد، ونحن نتعامل مباشرة مع مكتبه.
    Ya da katil, cesedi atmak için uygun bir zaman bulana kadar onu buza yatırmış olabilir. Open Subtitles أو ربما وضع القاتل الجثة على الجليد حتى يجد وقت أكثر ملاءمة لتتخلص منها.
    Ve gerçekten de raftan bir atlas alırdık, ve bu gizemli ülkeyi bulana dek sayfaları çevirirdik. TED ومن ثم يخرج الاطلس من رف المكتبة .. ويبدأ بالتقليب حتى يجد ذلك البلد الغامض ..
    Birisi bir saat daha bulana dek, bunu arkadaşça halledeceğiz. Open Subtitles تكونوا جميعا رائعين وهادئين حتى يجد أحدكم ساعة أخرى
    - Dengini bulmak için bir İrlandalı Tanrı'yla konuşur. Evet Tanrım! Open Subtitles الإسكتلندي مجبر على الكلام لإلهه حتى يجد شبيهه
    Bu kalp biraz olsun huzur bulabilsin diye. Open Subtitles حتى يجد قلبه قدراً من الراحة
    İsteğini yerine getirmiş ama bedeli, sonsuza dek lanetlenerek kendisini özgür bırakacak başka birini buluncaya dek olacağı yerde o mağaranın karanlığında kalmak olmuş. Open Subtitles - ولكنه كان الدهر في كهف ملحوظ في - - حيث أنه سيبقى، حتى يجد آخر... .. .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more