Bunu yapmak isteyen kimseyi tanımıyorum. Hatta ne olduğunu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | فلا أحد يريد عملاً مثله حتّى أنّني لا أعرف معنى ذلك |
Koltukların altına bile baktım. Biri mi çaldı sence? | Open Subtitles | حتّى أنّني بحثتُ تحت المقاعد، أتعتقد أنّ أحداً سرقه؟ |
Hatta karısına gidip onun için öğle yemeği almasını bile söyledim. | Open Subtitles | حتّى أنّني طلبتُ من زوجته أن تذهب وتشتري له الغداء |
Toplantılar sırasında not tutmam bile yasaktı. | Open Subtitles | حتّى أنّني لم أسجل ملاحظات خلال الاجتماعات |
Pilot lisansımı aldığımı bile bilmiyor. | Open Subtitles | لا يعلم حتّى أنّني أملك رخصة قيادة طائرة. |
Daha iyi uyuyorum. Rüyalarımı bile hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنام بشكل أفضل، حتّى أنّني أتذكّر أحلامي |
- Hayır. Kendi posta kutumu bile yapmıştım. | Open Subtitles | نعم، حتّى أنّني صنعتُ صندوقَ البريد، أيضاً. |
Evet, kasırga temalı evcil hayvan isimleri bile düşündüm. | Open Subtitles | أجل، حتّى أنّني إخترعت أسماء تتعلق بالإعصار |
Alçak kesim mor kazağımı bile giymiştim göğüslerim neredeyse dışına çıkıp sallanıyorlardı. | Open Subtitles | حتّى أنّني ارتديتُ سترتي الأرجوانية القصيرة جدّاً وحرفياً كانت أثدائي تتدلى من السترة |
St. Mark's Place Caddesi'ndeki küpü çevirmeyi bile denedim. | Open Subtitles | حتّى أنّني حاولت المغازلة بساحة "سان مارك" |
O kadar sarhoştum ki, hatırlamıyorum bile. | Open Subtitles | ،كنت مخمورا حتّى أنّني لا أتذكر |
Daha ingilizce ödevime başlamadım bile. | Open Subtitles | حتّى أنّني لم أبدأ واجب الانجليزية |
Yapraklarını kesmeyi bile denedim. | Open Subtitles | حتّى أنّني حاولت أن أقطع أوراقه. |
İleride politikaya girmeyi bile düşünüyorum. | Open Subtitles | حتّى أنّني فكّرت في خوض غمار السياسة. |
Ne yaptığını bile anlamıyorum. | Open Subtitles | حتّى أنّني لا أفهم ما الذي تفعله |
Tek düşündüğüm bu. Hatta rüyamda bile gördüm. | Open Subtitles | هي كلّ ما أفكّر به، حتّى أنّني حلمت بها |
Sarin nedir, onu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | حتّى أنّني لا أعرف... الـ"سارين" |
İngiltere'ye bile gitmedim. | Open Subtitles | حتّى أنّني لم أسافر أبداً إلى (إنكلترا) |