| Yeniden dizilim olayı tutukluk yapmış ve sinirsel yolları açması gerekirken bloke etmiş. | Open Subtitles | لابد وأن إعادة السلسلة أخفقت، وبدأت في حجب الممرات العصبية بدلاً من فتحها. |
| Yani gezegen geçtikçe herbir yildiz için egimine bakiyorsunuz, büyük gezegenler daha fazla isigi bloke ettiklerinden daha büyük bir egime neden oluyorlar. | Open Subtitles | فأنت تبحث ذلك العمق في الضوء لكل نجم عندما يمر الكوكب بجانبه, وكلما كبر الكوكب, كلما حجب الضوء, |
| Restoran sahibi yerlerde kıvranmayı kestikten sonra sonunda bir gizleme büyüsü yapabildim. | Open Subtitles | بعدما كفّ المدير عن التشنّجات، أمكنني أخيرًا إجراء تعويذة حجب. |
| Değişimleri saklamak için sanki herşey aynı kalmış gibi göstermeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون فحسب حجب كل التغييرات التي قاموا بها |
| Tabii ki de bu bilgiyi alıkoyup kendime saklamaya karar verirsem başka. | Open Subtitles | الا اذا قررت بالطبع حجب تلك المعلومات وان ابقيها فقط لنفسى كَسِرّ |
| Lütfen. Hatıralarım engellendi. Onları geri getirmem gerek. | Open Subtitles | من فضلك تم حجب ذكرياتي لا بد لي من استرجاعها |
| Bizler de bu ışığın bir kısmını engelleyen yıldızlar sayesinde oluşan karanlıkları arıyoruz. | TED | والبحث عن الخفوت الناتج عن حجب بعض هذا الضوء من النجوم. |
| Gözlerime bak ve bir örtbas olayı olduğuna inanmadığını söyle. | Open Subtitles | عيني في عينك قل لي إنّك لا تصدّق هناك عمليّة حجب للحقائق |
| Ama emin olmak için, bir de tüpün ucunu kapattı. | Open Subtitles | أنّ الضوء يسير في خط مستقيم، لكن ليتيقّن حجب نهاية الأنبوبة |
| Hastalığı yayabilecek kişilerin kurtarılmasını engellemek için iletişim kesilir. | Open Subtitles | تمّ حجب الاتصالات لتجنّب احتمال إنقاذ أي شخص مصاب يمكنه نشر المرض |
| Federal bir araştırma sırasında, bilgi saklamanın yasa dışı olduğunu biliyorsunuz. | Open Subtitles | أجل، حسناً، تعلمين أنه مخالف للقانون حجب معلومات خلال تحقيق فدرالي |
| Ve onların isimlerini saklayarak adaleti engelliyorsunuz. | Open Subtitles | عن طريق حجب اسمهم، فإنّك تُعرقل سير العدالة. |
| Buradaki elektromanyetik alanı bloke edebilmeli ki içeri girip bunlara sebep olan o şeyi kapatabileyim. | Open Subtitles | يجب أن يكون متحرّكاً بحيثُ يمكننا حجب الحقل الكهرومغناطيسيّ و هكذا أستطيع العبورَ و إطفاءَ ما يسبّبُ هذا |
| CIA'in radarını çok kısa bir süreliğine bloke edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا فقط ان حجب راديو السي اي اي لوقتاً قصـير فقط |
| Yüksek seviyede insülin tok olduğunuz sinyalini alarak beyninizi bloke edebilir. | Open Subtitles | المعدلات العالية من الأنسولين يمكنها حجب دماغك من إستقبال إشارة أنك ممتلىء |
| gizleme büyüsü, illüzyon...hepsi aynı şey aslında. | Open Subtitles | سواء تعاويذ حجب أو إيهام، فإن آلية التنفيذ واحدة. |
| Onlar beni zorladı önce onu almaya, Sonra, bana bir gizleme büyüsü koymak vardı Bu yüzden izlenemez. | Open Subtitles | "أكرهوني على اختطافها، ثم جعلوني ألقي تعويذة حجب ليتعذّر تعقّبنا" |
| Son kez kontrol ettiğimde kanıtları saklamak seni suç ortağı yapar. | Open Subtitles | لأنه اخر مرة تحققت حجب الأدلة سيجعلك شريكا |
| - Bağışlayın albay ama bilgi saklamak bir denizci Çernobil'den sıcak morgumda ortaya çıkınca işe yaramaz. | Open Subtitles | سامحنى,أيها الكابتن لكن حجب المعلومات لا يجوز عندما يظهر ملازم بحرى فى مشرحتى ويكون أسخن من تشيرنوبل |
| Kanıtları benden saklamaya hakkın yok. Ne bekliyordun? | Open Subtitles | أنتِ لا تملكين الحق في حجب أدلة عنّي. |
| Lütfen. Hatıralarım engellendi. Onları geri getirmem gerek. | Open Subtitles | من فضلك تم حجب ذكرياتي لا بد لي من استرجاعها |
| Üstelik Zapruder'in filminde... ateş edildiğinde ilk iki atışı engelleyen bir ağaç vardı. | Open Subtitles | والمشكلة الأخرى هي , يوجد هناك شجرة حجب تصوير الطلقتين الأولين عندما أطلقتا في فيلم ذابرودر |
| O yüzden günahlarımı çıkarmak istiyorum. Bir şeyi örtbas etmek için değil. | Open Subtitles | لذا اريد الاعتراف بخطاياي ، ولا اريد حجب شيء. |
| Güvenlik bütün giriş ve çıkışları kapattı. | Open Subtitles | لقد تم السيطرة على الأمن و تم حجب جميع المخارج |
| sizi engellemek istememiştim. | Open Subtitles | معذرة يا سيدتي لم نقصد حجب الرؤية عنك |
| Eğer gerçeği anlatmazsam, bilgi saklamanın da suç olacağını söylediler. | Open Subtitles | قالوا إنني لا أقول الحقيقة، و أن حجب المعلومات هو جريمة أيضاً |
| Dediğin gibi olsa bile, mahkemeden bilgi saklayarak | Open Subtitles | حتى مع قولك بأنه حجب معلومات في محاكمتك |
| Gerçekten onu yavaşlatmayı denedin ve o da erişimini mi engelledi? | Open Subtitles | إذن، أنت بالفعل حاولت أن تبطئه وهو حجب عنك الولوج ؟ |