İçgüdülerin ne diyor? | Open Subtitles | يتعين علي ان ألقي نظرة أكثر قربا ماذا يشير حدسك ؟ |
İçgüdülerin hâlâ içeriden bir iş olduğunu mu söylüyor? | Open Subtitles | الا زال حدسك ينبأك تُشعرك بأنه عملٌ داخلي؟ |
Eski karın olmasa içgüdün ne derdi? | Open Subtitles | إذا لم تكن هذه زوجتك السابقة، ماذا سيخبرك حدسك في هذا الوقت؟ |
- Bir daha hislerin sana ne yapacağını söylediğinde ben güveneceğim. | Open Subtitles | المرة التالية التي يخبر فيها حدسك فريقنا بما نفعل، سأثق فيه |
Ama motosiklette giderken düşünmemek ve içgüdülerine göre hareket etmek daha iyi. | Open Subtitles | ،لكن عند صعودك الدراجة عند الركوب من الأفضل أن لاتفكر و أن تعتمد على حدسك |
Onu herkesten çok geri istiyorum. Önsezin kederinden kaynaklanıyor olamaz mı? | Open Subtitles | اسمع، أنا أريد عودتها أكثر من أي أحد، لكن ألاّ تعتقد أن حدسك يقوم على حزنك ؟ |
Cehennem tazısı iç güdülerin doğaüstü yolunda olmayan bir şeyler hissediyor mu? | Open Subtitles | هل حدسك بالجريمة لم يخبرك بشئ يتعلق بالقوي الخارقة؟ |
Psişik içgüdülerin yine tam onu ikiden vurdu, Shawn. | Open Subtitles | لم يقم بدوره على أكمل وجه حدسك أصاب من جديد شون |
Akıl mı okuyorsun yoksa kadın içgüdülerin mi bunlar? | Open Subtitles | هل أنت قارئة عقول؟ أم أن حدسك الأنثوي يتحدث؟ |
İçgüdülerin, bir şeylerin ters olduğunu söylüyorsa ne yaparsın? | Open Subtitles | ماذا تفعل عندما يقول لك حدسك إن الأمور ليست صحيحة؟ |
Öyleyse içgüdülerin şimdi ne diyor çocuk? | Open Subtitles | إذاً ، بماذا يخبرك حدسك الآن ، يافتى ؟ |
Frederich, eğer içgüdün doğru ise, ki pek bundan epeyce şüpheliyim her işe burnunu sokan pansiyonerlerin; ya da hırslı küçük şeriflerin etrafı koklamasını istemiyorum. | Open Subtitles | فردريك اذا كان حدسك صحيحا فـ فأنا أشك بدرجة كبيرة فأنا لا أريد أن يكون لدي أي نزلاء فضوليون أو عمداء صغار طموحون يشمشمون في الأنحاء |
İşin püf noktası eleme metodunu kullanmak ve birçok kere deneyip yanılmakla doğru parçalara odaklanmayı öğrenmek. Ne kadar bulmaca çözersen, yeterli bilgi olduğunda, çıkarım yapma içgüdün o kadar gelişmiş olacak. | TED | جزء من الخدعة أن تستخدم عملية الاستبعاد والكثير من التجربة والخطأ للحصول على النتيجة الصحيحة وكلما حللت المزيد من الأحاجي المنطقية، سيصبح حدسك أفضل لمعرفة أين ومتى تكون هناك معلومات كافية لتتوصل إلى استنتاج ما. |
Kryptonlu hislerin güçlü olabilir ama buradaki düşman ben değilim. | Open Subtitles | لا بدّ أن حدسك الكريبتوني لا يعمل جيّداً لأنّي لست عدوّة لك. |
Çünkü hislerin bu konuda pek de başarılı sayılmaz. | Open Subtitles | لان حدسك ليس جيدا كفاية |
Bu işi benim kadar uzun süre yaptıktan sonra bazen içgüdülerine uyman gerekiyor. | Open Subtitles | عندما تقوم بهذه الوظيفة لمدة طويلة عليك فقط ان تتبع حدسك |
Önsezin doğru çıktı. | Open Subtitles | اذاً , لقد تبين ان حدسك كان صحيحاً |
Son zamanlarda iç güdülerin benimkilerden daha sıklıklı doğru çıkıyor. | Open Subtitles | في الاونة الأخيرة حدسك كان محق أكثر مني |
İçindeki sesi dinleyip ensendeki tüyleri dikelten şeye bak dedim. | Open Subtitles | انا قلت يمكنك ان تتبع حدسك اكتشف ما الذي يوقف شعر رأسك |
Hayır, içgüdüne destek falan vermedim. | Open Subtitles | كلا, أنا لم أدعم حدسك |
İlk resmi kararımı bir önseziye dayandıramam. | Open Subtitles | سام لن يرتكز أول قرار رسمي لي إلى حدسك والجيش لا يدعمك |
Sen sadece önsezini pantolonun içinde tut, anladın mı? | Open Subtitles | عليك أن تبقي فقط حدسك في ملابسك هل حصلت على ذلك؟ |
Yoruba mitolojisinde Ori ruhunuz, özünüz, içgüdüleriniz anlamına gelir. | TED | وكما ترون، اليوري في الأساطير اليوربيا تعني روحك، وجوهرك، وتعني حدسك. |
O sese göre davranmaya başladığında bulabildiğin kanıtlar, sesin söylediklerini pekiştiriyor. | Open Subtitles | بمجرد ان تشعر بها فان الدليل الوحيد الذى تراه هو الدليل الذى يدعم حدسك |
Bu Sezgilerini kaybettiğini gösteriyor. | Open Subtitles | يبدو أنك فقدت كل الأتصال مع حدسك. |