| O peş para etmez kızla görüşmeye karar verdiğinde Bunun olacağını anlamalıydın. | Open Subtitles | حينما تقابل فتاة من طبقة دنيئة هكذا، يجب أن تتقوم حدوث هذا |
| Bin yıl önce, o köydeki biri Bunun olacağını öngörmüş. | Open Subtitles | منذ ألف سنة مضت,شخصاً ما في تلك القرية توقع حدوث هذا |
| bunun olmasını engelleyemezsiniz değil mi Bay Carter? | Open Subtitles | لا يمكنك إيقاف حدوث هذا أيمكنك ,سيد كارتر؟ |
| Yemin ederim böyle olmasını istemedim. | Open Subtitles | لا, أقسم أنني لم أكن أنوي حدوث هذا |
| Oğlum, Bu olayı başlatan şeyin ne olduğu hakkında iyi bir fikrim var. | Open Subtitles | بني أظن أنه لدي فكرة طيبة عن سبب حدوث هذا الأمر |
| Bu olduğu zaman, kulaklıklarınızdan işareti duyacaksınız. İşaret neydi? | Open Subtitles | بمجرد حدوث هذا , ستسمع الاشارة في سماعتك ما هي الاشارة؟ |
| Bunun olma ihtimali çok düşük. | Open Subtitles | التي ستموت وحيدة إحتمال حدوث هذا شبه مٌنعدم |
| Bunun olması için her şeyi yaparsın rakiplerini hastanelik etmek de dahil. | Open Subtitles | ستفعلي أي شئ لضمان حدوث هذا حتى لو كان إدخال منافسوك إلى المستشفى |
| Ağzımdan çıktığı gibi Bunun olacağını biliyordum. | Open Subtitles | توقعت حدوث هذا حالما خرجت الكلمة من فاهي |
| Sanırım Bunun olacağını biliyordum. Ama denedin. | Open Subtitles | نعم,حسناً,أعتقد أني كنت نوعاً ما متوقع حدوث هذا |
| Sanırım, Bunun olacağını bilmeliydim, ama... | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يجب على توقع حدوث هذا ولكن |
| - 9. Bunun olacağını düşünemedim, ama düzelteceğim. | Open Subtitles | لم أتوقع حدوث هذا أبدا , لكنني سأصلح الأمر |
| Bunun olacağını hissettim Bu yüzden soloyu seçtim | Open Subtitles | ♪ توقعت حدوث هذا , لهذا قررت الغناء بمفردي ♪ |
| İki yıl önce tabutlarından çıktıklarından beri bunun olmasını bekliyordum. | Open Subtitles | كنت أنتظر حدوث هذا منذ أن خرجوا من التابوت قبل سنتين |
| bunun olmasını istemezsin. Kontrolün elimden çıkmasını istemezsin. | Open Subtitles | و أنت لا تريد حدوث هذا , لا تريدني أن أفقد السيطرة على المكان |
| Galiba kimse böyle olmasını beklemiyordu. | Open Subtitles | كما يبدو لم يتوقع احد حدوث هذا |
| Çok geç kaldım, aramızda geçen Bu olayı hiç yaşanmamış gibi davranabilme ihtimalimiz varsa içim çok rahat eder. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}أنا متأخّرة فعلاً، لذا إن كان ثمّة إحتمال أن نتظاهر بعدم حدوث هذا مطلقاً فسأكون راضيةً تماماً عن هذا |
| Bu olduğu için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف على حدوث هذا |
| Bunun olma sebebi veriyi saklamanın maliyetinin bu kadar düşmesi ve polis teşkilatlarının kolaylıkla belki bir gün lazım olur bahanesinin ardına sığınıyor olması. | TED | السبب في وراء حدوث هذا هو لأنّ، بينما قد هبطت تكلفة تخزين هذه البيانات، تتشبثت ببساطة أقسام الشرطة بها، فيما لو يمكن أن تكون مفيدة يومًا ما. |
| - Oh, güzel. Sadece, bilmeni isterim ki, Bunun olması için çaba göstermedim. | Open Subtitles | جيّد، أريد إعلامك فقط بأنّي لم أرد حدوث هذا |
| Her seferinde Bu olmadan içeri girip çıkmanın bir yolu yok mu? | Open Subtitles | هل هناك أي طريقه للدخول و الخروج من هذا المكان دون حدوث هذا دائماً ؟ |
| Artık böyle bir şey kimsenin başına gelmeyecektir. | Open Subtitles | على الأقل أنت وأنا لدينا الفرصة الآن لمنع حدوث هذا لشخص آخر |
| Hatta tüm bunlar olmadan evvel büyük bir tartışma yaşadık. | Open Subtitles | نحن إلى حد ما.. دخلنا في عراك بسبب ذلك قبل حدوث هذا. |
| Bir teselli olacaksa eğer Böyle olacağını ben de anlamadım, üstelik onu iyice incelemiştim. | Open Subtitles | ،إذا كان هذا من طيب التعزية لم أتوقع حدوث هذا مع أنني فحصتها |
| Bu gerçekleşiyor olamaz Bu gerçekleşiyor olamaz | Open Subtitles | لا يُعقل حدوث هذا لا يُعقل حدوث هذا |