"حذرني" - Translation from Arabic to Turkish

    • uyarmıştı
        
    • uyardı
        
    • uyardığı
        
    • önce uyar
        
    Kramer'in ölümünden kendimi sorumlu tutuyorum. Senin için beni uyarmıştı. Open Subtitles وأشعر بأني مسؤول عن وفاة زوجها، فقد حذرني بشأنك
    Evet, biliyordum, analistim beni uyarmıştı ama o kadar güzeldin ki, bu yüzden başka analist buldum. Open Subtitles أعرف لقد حذرني المحلل لكنكِ كنتِ جميلة جداً وذهبت لمحلل آخر
    Kas yapmak için alınan ilaçların insanı güçsüz düşürdüğü konusunda doktorun biri beni uyarmıştı... Open Subtitles الدكتور حذرني, تناول أي شيء لتقوية العضلات, أو سوف تنتهي ضعيفا وعاجز
    Trick beni bu konuda uyardı, eğer bunu bu kadar fazla insana yaparsam, kötü birine dönüşebilirmişim, tıpkı annem gibi.. Open Subtitles تريك حذرني من ان ارتباطي بكثير من الناس الاخرين يمكن ان يجعلني ان اتغير ان اتحول الى الظلام مثل امي
    Herkes beni bir daha çalışamayacağım konusunda uyardı, ama bu riske değeceğine karar verdim. TED حذرني الجميع بأنني لن أعمل مرةً أخرى على الأطلاق، لكنني قررتُ بان الأمر يستحق المخاطرة تمامًا.
    O'nun sıra dışı biri olduğu konusunda herkes beni uyardı ama onun stili bu, biraz kaçık; Open Subtitles كل شخص حذرني أنه غير تقليدي لكن طريقته غير عقلانية
    aynı babamın uyardığı gibi hepsi yapmadım der, bunu biliyorsun.. Open Subtitles كما حذرني والدي بربك , إنهم يقولون أنهم لم يرتكبوا الجريمة أنت تعلم هذا
    Ne biliyor musun, ajansın beni, senin bir diva olduğun konusunda uyarmıştı, haklılarmış. Open Subtitles لقد حذرني وكيلك من أنكِ مغرورة و كان محقاً
    Ama beni araştırma yapan FBI konusunda uyarmıştı. Open Subtitles لكنه حذرني من أن الإف بي آي يحققون بأمرنا
    Babam gerçek dünyanın gerçek sonuçları olduğu konusunda beni uyarmıştı. Open Subtitles أبي قد حذرني بأن العالم الحقيقي له عواقبه
    Tüm suç benim; herkes gerçek olmayacağı konusunda beni uyarmıştı. Open Subtitles انه خطأي انا لوحدي, الجميع حذرني من الجيد جدا ان اكون صادقاً.
    Babam 14 yaşıma girdiğimde beni uyarmıştı. Open Subtitles والدي حذرني من ذلك عندما بلغت ال14 من عمري
    Hayır. Beni uyarmıştı. Beni olacaklar hakkında uyarmıştı. Open Subtitles لا، لقد حذرني من هذا قبلاً لقد حذرني من هذا
    Elliot yazın burada tek başıma kalmayı başaramayacağım konusunda uyarmıştı. Open Subtitles اليوت حذرني بانني لا استطيع ان اعتني بنفسي هنا خلال الصيف
    Eğer seni koruyorsam, meseleyi kendi ele alacağı konusunda beni basit bir şekilde uyardı. Open Subtitles ولقد حذرني أنه إذا كٌنتٌ أحميك سيتولي معالجة الأمر بنفسه
    Senden uzk durmam için beni uyardı. Open Subtitles فلقد حذرني بالفعل طالباً أن أبقي بعيداً عنكِ
    Beni bir kez uyardı. İkinciye uyarmaz. Open Subtitles لقد حذرني مرةً، ولن يقومَ بفعلها ثانيةً.
    Senin baba figürü olmamın tehlikeli olabileceği konusunda beni uyardı. Open Subtitles لقد حذرني أن وجودك كوالد يمكنه أن يشكل خطراً.
    Senin baba figürü olmamın tehlikeli olabileceği konusunda beni uyardı. Open Subtitles لقد حذرني أن وجودك كوالد يمكنه أن يشكل خطراً.
    Dr. Karev beni çocuğun annesinden uzak durmam için uyardı. Open Subtitles حذرني الدكتور كاريف للابتعاد عن أم الولد ولم أفعل
    Geçmişimden bir hayalet mi yoksa Jor-El'in beni uyardığı karanlık mısın bilmiyorum ama bu iş aynı geçen sefer olduğu gibi bitecek. Open Subtitles لا أعرف إن كنت شبحاً من الماضي أو الظلمات التي حذرني منها (جور-إل) لكني سأنهي هذا الأمر، كما فعلت معك من قبل
    - Gelecek sefer düşmeden önce uyar. - Denedim ama gazeteci oradaydı. Open Subtitles حذرني أقبل أن اقع في المرة المقبلة - و لكن الصحفية كانت بالجوار -

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more