Aslan çenesini gevşetince, bakıcı adam hareketsiz bir şekilde yere düştü. | TED | أخيرًا عندما أرخَى الأسد فكيه، انزلق المروض إلى الأرض، بلا حراك |
Bir geyik kacmaya hazirken cok, cok hareketsiz bir sekilde donar. | TED | فهو يتسمر في ارضه دون حراك متأهباً للفرار |
Yani bu ülkelerde, daha fazla ticari hareket gerçekleşiyor ve daha fazla zenginlik meydana geliyor, yoksulluk azalıyordu. | TED | ففي هذه الدول .. هناك حراك إقتصادي أكبر وهناك ثروات أكثر تنتج ، وفقر يتم تقليلة أكثر |
O zaman onu sabit tut da doldurulmuş olarak düşüneyim. | Open Subtitles | على الأقل ثبتها بدون حراك لأتمكن من التظاهر بأنها دمية |
Şimdi 78 dakika sakın kıpırdamayın. | Open Subtitles | والآن قف بلا حراك لمدة 78 دقيقة |
Yerde sırt üstü yatarken hareketsiz olman gerekiyordu | Open Subtitles | كان من المفروض أن تستلقي على ظهرك وتبقي بلا حراك |
İki kanat parçası üzerinde durur ve hareketsiz bir şekilde saatlerce oturabilir. | Open Subtitles | تدعم هذه السمكة نفسها على اثنين من زعانفها المتشعبة الخاصة ويمكنها أن تضل دون حراك ساعة وراء ساعة |
Bilirsiniz, ben de bir keresinde kız arkadaşımı kaybetmiştim çarşıda, ama bu... bu saatlerce hareketsiz durabilen bir adamdı sadece. | Open Subtitles | أتعرف؟ لقد فقدت صديقة في السوق ذات مرة فقدتها لذلك الرجل الذي يمكنه أن يقف بدون حراك لساعات |
Tahtanın önünde hareketsiz duracaksın. Ben de bıçakları etrafına atacağım. | Open Subtitles | كلا, كلا, أنتِ ستقفين على اللوح بلا حراك |
Yakında, en büyük şelaleler bile hareketsiz kalacak. | Open Subtitles | قريباً، حتّى أكبر الشلالات ستقبع بلا حراك |
Öylece duracaksın, kulaklarını kapatacaksın, ve hareket etmeyeceksin, tamam mı? | Open Subtitles | سوف تنبطحين وتغطين أذنيك بدون حراك, حسناً؟ |
sabit durmalısın. hareket etme. Aracın içine geliyorum. | Open Subtitles | عليك الثبات في مكانك دون حراك أنا قادم إلى الداخل |
O gün, her şey duruyor ağaçlar bile hışırdamayı kesiyor ama ben hala hareket ediyorum, hareket etmek istiyorum ama hareket edebileceğim bir yerim yok, gidecek hiçbir yerim yok. | Open Subtitles | .في هذا اليوم. يصبح كل شيء بلا حراك ,حتى أن الأشجار.. |
O kadar uzun süre sabit duramam herhalde. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّه يمكنني الجلوس دون حراك طوال ذاك الوقت |
Ali sabit kalmalıydı ve bu pek onun tarzı değildi. | Open Subtitles | وعلي كان لا بد أن يقف بلا حراك وهذا ليس أسلوبه |
Eğilin, eğilin. kıpırdamayın, sakın kıpırdamayın. | Open Subtitles | انخفضوا بلا حراك |
Tabi harekete devam etti. Ne yapmasını beklerdin, oturup sana poz vermesini mi? | Open Subtitles | بالتاكيد لم يبق دون حراك اكنت تتوقع ان يجلس منتظرا |
Bir kadın vardı tümgün soğuk bahçede otururdu "Ali Babanın bir çiftliği var"ın sözlerini fısıldardı tekrar, tekrar, tekrar. | Open Subtitles | كان هناك امرأة تجلس بلا حراك في الحديقة طوال اليوم تهمسبكلمات.. "مكدونالد" العجوز كان لديه مزرعة" مراراً وتكراراً |
Gözünü gökyüzüne dikip huzur içinde uzanmış duruyor. | Open Subtitles | إنها تبـسط في أمـان تحدق في السمــاء بلا حراك |
Bir dakika, Kıpırdama. | Open Subtitles | توقفي بلا حراك .. لا أستطيع رؤيته. إنه يؤلم .. |
Resimde Kıpırdamadan duran bir şekil idi sadece. | Open Subtitles | كانت دائما مجرد رسمة ..تقف بلا حراك في اللوحة |
Bir eşek arısı gibi vızıldayarak ineklerin kımıldamadan kalmalarını sağlayabilirim. İsveçli budala. | Open Subtitles | وأستطيع أن أجعل بقراتي تقف بلا حراك بتقليد طنين الدبور |