"حربه" - Translation from Arabic to Turkish

• savaşı
• savaşını
• süngü
• savaşının
• savaşına

Olmayacak. savaşı kazanmakla fazlasıyla meşgul.
إنه مشغول بما لديه وهو يحاول أن يربح حربه الخاصة

Yedi yıllık süren iç savaşı genelde sadistçe ve ahlaksızca gerçekleşen bir katliam olarak tarif edilir.
حربه الاهلية ذات السبع سنين تم وصفها بـحملة مستمرة من العنف الطائش السادى

B52'siyle uçarak yabancı çiftçileri imha ediyor... Erdemli savaşı uğruna.
للقضاء على المزارعين القذرين في مزارع الأرز ، والقتال في حربه المسالمة

Bebeğini elinden alan bu dünyaya karşı kendi savaşını verircesine.
فكان كمن يخوض حربه الخاصة مع هذا العالم الذي أخذ طفله منه

Dışarıda kendi savaşını veren görünmez bir suikastçınız var.
أنت لديك قاتل خفي بالخارج يحارب حربه الخاصة

Öncelikle cinayet silahının süngü olduğuna dair önemli ipuçları buldum.
حسناً , اذاً , قبل كل شيء أنا ساراهن بأن السلاح كان حربه بألتأكيد

Bitkilerden oluşan bahçe sınırına karşı ömür boyu savaşının bir bölümü.
إن جزء من حربه طوال حياته كان على الحدود العشبية

Abim babama karşı açtığı savaşı kazanırsa sıradaki savaş benimle mi olacak?
ولو فاز أخي في حربه على والدي سأكون انا خصمه التالي

Şimdi, yanımda oturup bir savaşı kaybetmemi izlemesine izin mi vereceğim?
و أتركها الآن لترى أباها يخسر حربه ؟

O ülke üzerindeki savaşı fazla gecikmeyecek.
إن حربه على تلك المدينه ستكون سريعه

Onunda kendi savaşı var demek yerinde olur.
يمكن القول أنه يخوض حربه الخاصة.

savaşı, bildiğimiz üzere Mandalore'un sonuna neden olacak.
حربه سوف تنهي ماندلاور التى نعرفها

7 yıllık sivil savaşı "sadistik ve çılgın bir şiddetle dolu amansız bir mücadele" olarak tanımlanıyordu.
... حربه الأهلية ذات السبع سنين تم وصفها "بـ"حملة مستمرة من العنف الطائش السادى

Hala öyle düşünüyor ve bunu geri alana kadar kişisel savaşını sürdürecek.
وهو ما زال يعتقد إنه بشكل شرعي له، وهو سيشن حربه الخاصة حتى يستعيده.

Gördüğün gibi arkadaşın Başlıklı küçük tek adamlık savaşını başlattığından beri 26'yı katılaşması için buraya gönderdi bile.
القلنسوة صديقك أرسل لنا نحو 26 جثمانًا منذ بدأ حربه المستوحدة.

Federov çirkin savaşını elde etti.
قد عادوا مرة أخرى لديارهم مقطعين إلى أشلاء وتماما مثل ذلك، جلب فيدوروف حربه القذرة ، و روسيا

Tanrı'ya karşı sürdürdüğü kişisel savaşını yaymak için bir fırsattı ayrıca.
وفرصة أخرى له ليعلن حربه الشخصية ضد الله

Bir süngü.
انها حربه

Bu bir süngü.
أنها حربه

Kendi savaşının haklı olduğuna inanan tek insanın sen olduğuna mı inanıyorsun?
أتعتقد أنك أول من يظن أن حربه مُبررة؟

Babasıyla savaşına odaklanırken var aslında, ki bölümün konusu da bundan ibaret.
ولكنه يوجد حينما يكون كل تركيزه في حربه مع والده وهذا هو ما يدور عنه هذا الفصل