O dönemde zor günler geçiriyordum ama biliyorsun Sejro'yla meseleyi konuşup hallettim. | Open Subtitles | كنت في موقف حرج تلك الايام ولكني على صلح الان مع سيريو |
Kız arkadaşı şaşırmış görünüyordu. Umarım onu zor durumda bırakmamışımdır. | Open Subtitles | حميمته بدت متفاجئة , أتمنى أنني لم أضعه بموقف حرج |
Bir de bana sor. Bir sene önce Oscar aldım ben. | Open Subtitles | حدث و لا حرج, العام الماضي فزت بالأوسكار |
- İşin özü bu berbat. Evet, bir bana sor. | Open Subtitles | هذا يغضبني - نعم , حدث و لا حرج - |
Bombardıman uçakları zaman zaman kötü durumları kurtarmak için çağırıldı. | Open Subtitles | تم إستدعاء القاذفات مراراً لأنقاذ وضعاً حرج من الأنهيار |
İşte o zaman kesinlikle önemli ve tehlikeli bir şey gerçekleştiğini biliyorsunuz. | TED | وهذا عندما تعرف , أن هناك شيء حرج جداً الخطر يحدث |
Ama 21. yüzyılda hayvan sayıları artık kritik bir noktada. | Open Subtitles | لكنّ الآن في القرن ال21، أعداد الحيوانات في مستوى حرج. |
Her ilk randevuda olduğu gibi biz de tuhaf bir duruma düşmüştük. | Open Subtitles | مثل معظم أول التواريخ، كنا قبالة إلى بداية حرج. |
Tabii ki zor bir durumdayken sihirli bir ilham anında aradığımız yanıtın belirmesi harika olurdu. | TED | أنا أعني، سيكون رائعا، متى كنّا في موقف حرج لو تظهر لنا الإجابة من مصدر إلهام سحري. |
zor bir zamanda ülkemizi terketti, bu yüzden onu asla affetmeyeceğim. | Open Subtitles | ، لقد ترك بلدنا في وقت حرج لأجل ذلك لن أسامحه أبداً |
Dün durumu kötüleşmiş, ki bu da malesef bizi zor bir duruma sokuyor. | Open Subtitles | يبدو أنه أصيب بانتكاسة البارحة مما يضعنا في موقف حرج للغاية |
Kendini terk edilmiş hissettiğini biliyorum, ama çok zor zamanlar atlattık ve ben önemli kararları, üzerlerinde en azından birkaç ay düşünmeden verecek adamlardan değilim. | Open Subtitles | أعلم أنك تشعرين و كأنه تم التخلي عنك و لكننا مررنا بوقت عصيب و حرج و أنا لست من النوع الذي يتخذ القرارات المهمة |
- O çocuk buz kralı. - Bir de bana sor. | Open Subtitles | هذا الرجل هو ملك البرودة - حدثي ولا حرج - |
Evet, bir de bana sor. | Open Subtitles | سئمتُ كثرة الأسرار فحسب - أجل، حدّث ولا حرج - |
Bunu, kötü soruları atlatmak isteyen birçok insan denedi. | Open Subtitles | لدينا اشخاص يفعلون ذلك لمجرد التخلص من سؤال حرج |
Lisedeyken başımdan kötü yaralanmıştım. | Open Subtitles | عانيت من حرج كبير برأسى عندما كنت فى المدرسة |
Zamanlama çok önemli, Daniel Jackson. Hazır olduğunuz zaman söyle. | Open Subtitles | التوقيت حرج للغاية يا دانيال جاكسون أخبرنى بالتحديد متى ستكونون مستعدين |
Bunun tüm öğrenciler için kritik bir zaman olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | إنك تعلم أن هذا الوقت حرج بالنسبة لجميع الطلاب |
Bak, şu an tuhaf bir durumdayız biliyorum. | Open Subtitles | انظر، أعلم أنّنا في وضع حرج قليلًا الآن. |
"Liderim", gördüğünüz gibi... düşman böyle ilerlerse doğu Prusya bölgesindeki durum kritik olacak. | Open Subtitles | كما ترى , فيورري اذا العدو يستمر في التقدم بهذا المعدل فان الوضع في قطاع بروسيا الشرقية حرج |
Saçma sapan şeyler yapıyoruz ama burada ciddi bir sorunumuz var. Benimle misin değil misin? | Open Subtitles | اعلم اننا نمزح هنا ولكننا فى موقف حرج , هل فهمت هذا ؟ |
Evet, hiç sorma. | Open Subtitles | أجل، حدّث ولا حرج |
Adam gözlerinin önünde sıçmamı buyurunca... ben de utanç duymadan dediğini yaptım. | Open Subtitles | وقال لي للتخفيف من نفسي. فعلت ذلك دون حرج. |
Kısa zamanda evimin arka bahçesinde bir orman yapmaya başladım ve işte bu üç sene sonraki görünümü. | TED | لاحقاً بدأت بإنشاء حرج في فناء منزلنا وهذه صورة المنزل بعد ثلاثة أعوام |