"حزامه" - Translation from Arabic to Turkish

    • kemerinde
        
    • kemeri
        
    • kemerini
        
    • kemer
        
    • kemerinin
        
    • kemerindeki
        
    • Kemerine
        
    • kemeriyle
        
    • Kemerinden
        
    • kemerli
        
    Şuradaki kemerinde silah dışında her şeyi olan güvenlik görevlisine soralım. Open Subtitles لنسأل الحراس. من يملك كل شيء على حزامه ما عدا المسدس.
    Adamın kemerinde bir 38 kalibre tabanca bulduk. Open Subtitles أيها المحقق وجدنا مسدساً من عيار 38 في حزامه
    - Peki, ya kemeri nerede? Pantolonsuz ama kemerli ve ayakkabılı mı gitmiş? Open Subtitles هل ترك بنطاله وسبح مرتدياً حزامه وحذائه؟
    Kimsenin ilgilenmediği bir sırada Dobson kemerini parmaklıklara bağlayıp kendini asmaya kalkıştı. Open Subtitles وعندما إبتعد الجميع أخذ حزامه وحاول شنق نفسه
    Derhâl kemer ve ayakkabı bağcığı gibi yüklerinden onu arındırın. Open Subtitles لابد ان يجرد من حزامه و من رباط حذائه فورا
    Sanırım bu,Mike'in 35 yıl neden evlenmediğini ve kemerinin üzerine askılı kemer taktığını açıklıyor. Open Subtitles امراة فظيعة اظن هذا يوضح سبب وصوله ل35 ولم يتزوج بعد ومقاس حزامه الضخم اذن مشاكل السمنة لديه بسبب علاقته بامه؟
    Daha önce de söylediğim gibi, sadece kemerindeki yıldızı gördüm. Open Subtitles مثلما قلت، كل ما رأيته هو النجمة على حزامه.
    - Evet ya. kemerinde boynuz olan adam. - "Yardımcım ol." Open Subtitles أجل أجل ، الرجُل الذي كان يضع قروناً في حزامه
    kemerinde bir kanca var... telsiz için. Open Subtitles هنالك حامل في حزامه من أجل الجهاز اللاسلكي
    Sonra kemerinde sakladığı bıçağını çıkarttı ve doğruca elime sapladı. Open Subtitles ثم أخرج سكينا كان يخفيه في حزامه الضغط به مباشرة في يدي
    Kurban pamuktan giysiler giyiyordu ve kemeri, ayakkabıları hatta aracın içi tamamen sentetikti. Open Subtitles كانت مصنوعه من القطن, و حزامه , حذائه و جميع الاجزاء الداخليه للسياره, كانوا جميعا من مواد اصطناعيه.
    onu da kaybetmeyelim kemeri çok sıkı Open Subtitles سوف لن نفقد شخص آخر حزامه ضيق كثيراً
    Onu bu kapıda kemeri ile asılmış olarak. Open Subtitles وجدنا له هذا الصباح تتدلى من هذا الباب بواسطة حزامه الخاصة .
    Ayrıca, Bayan Leo, kemerini bir ilik daha gevşetmek zorunda kaldı. Open Subtitles وبالإضافة إلى ذلك، سيدة ليو لقد اضطر الى توسيع حزامه
    O yüzden bize kemerini ve bağcıklarını neden istediğini söyler misin? Open Subtitles اذن اريدك ان تشرح لى لماذا اردت ان تحصل على حزامه و رباط حذائه
    Sanki kemerini yere sürtüyor gibi bir sesti. Open Subtitles بدا كأنه سحب حزامه ورماه على الأرض.
    Hakkında konuşmak istemediğim adam bunu kemer tokasıyla yaptı. Open Subtitles ذاك الرجل الذي لم أرد التحدث عنه، ضربني بطرف حزامه
    Kuş tüyü. kemer tokasına da takılmıştı. Open Subtitles إنّه ريش طائر، كان البعض منه عالقاً في إبزيم حزامه أيضاً.
    "Yoksa baban yine sinirlenecek... "ve sana kemerinin tokasını gösterecek, oğlum." Open Subtitles وإلا سيغضب والدك مجدّدًا ويضربك بإبزيم حزامه
    Brown'a kemerinin neden bağlı olmadığını sormak için not düşecektim. Open Subtitles " سوف أسجل ملاحظة وأسئل " براون لماذا حزامه ليس مربوطاً
    kemerindeki izlerden. Open Subtitles علامات الكشط على حزامه حيث كان يحمله
    Sonra zanlının Kemerine uzandığını gördüm. Open Subtitles ثم شاهدت المتهم يضع يده على حزامه
    Kadını yakaladı, sürükleyerek karavana geri getirdi ve kemeriyle sobaya bağladı. Open Subtitles أمسكها، وسحبها عائدا إلى المقطورة وقام بتقييدها إلى الموقد باستخدام حزامه
    Ona dokunmamaya çalış. Kemerinden tutmayı dene. Open Subtitles لا بأس، حاول أن لا تلمسه امسكه من حزامه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more