"حزنها" - Translation from Arabic to Turkish

    • Acısı
        
    • kederi
        
    • acısını
        
    • üzüntüsü
        
    • üzüntüsünü
        
    • Hüznünü
        
    • kederini
        
    • Acıyla dolu
        
    • yas
        
    Eğer kocasını sağ olarak bulamazsak, Acısı bundan on kat daha fazla olacak. Open Subtitles اذا لم يظهر زوجها حيا حزنها سيكون أسوأ بكثير
    Acısı bana kırmızı şarap kadar tatlı geliyor. Open Subtitles حزنها جميلٌ إلّيَ كالخمور النادرة
    Ve o cinneti ve kederi yaşadığı sırada onu tekrar hayata döndürmek için bize yasaklanmış olan bir büyüyü kullandı. Open Subtitles ولجنونها بسبب حزنها عليه إستخدمت تعويذة ممنوعة علينا لتعيده للحياة
    Kızıyla olan sorunlarını unutmasına yardımcı oluyor ve aşk acısını azaltıyor. Open Subtitles .... ذلك يساعدها على نسيان مشاكلها مع بنتها و يخفف حزنها
    Tüm üzüntüsü boşuna. Open Subtitles لذا حزنها غير مفهوم.
    Ve şimdi sadece, ...acısını pekiştirmek için tüm dünya üzüntüsünü bilsin diye, ...40 karakterlik bir tweet atacak. Open Subtitles وهي تحاول فقط أن تمثّل حزنها في 40 شخصية.. وبالتالي تصبح قادرة على أخبار العالم عن حزنها
    Hüznünü gidermek istiyorum. Open Subtitles أتمنى لو استطيع أن اعالج حزنها
    Hanımefendilerinin kederini dindirmek için bir öğle yemeği düzenleyecek. Open Subtitles إنها تقيمُ حفلة غداء لمساعدة سيادتها في حزنها
    Sanrılı. Acıyla dolu. Open Subtitles انها متوهمة يغذيها حزنها
    Claire Acısı yüzünden benimle birlikte olmadı. Open Subtitles أجل كلير لم تأتي لسريري بسبب حزنها
    Bu küçük kızın Acısı paylaşıyorum. Open Subtitles انا اشاطر هذه الفتاة حزنها
    Acısı deşilmişti. Open Subtitles لقد أخذتُ حزنها
    Buna gerçekten mi inanıyor yoksa kederi buna inanmasını mı istiyor? Open Subtitles ,أهي حقا تؤمن أم أن حزنها من تجعلها تؤمن؟
    kederi karşısındaki asil duruşunun uyandırdığı "vasıfları güzelliğiyle eş değerde bir kadın" izlenimi ...beni etkilemişti. Open Subtitles ... شموخها في أسوأ لحظات حزنها ... أبهرني بالشعور أنها كانت إمرأة مكانتها تصارع جمالها
    kederi yüzünden yük oluyorum ya. Open Subtitles وبسبب حزنها أنا فرضته عليها.
    lakin sen Priya'nın kardeşini kaybetme acısını dindirmesine yardımcı oldun. Open Subtitles لكنك ساعدت بيريا في نسيان حزنها على أختها
    Onun üzüntüsü bizi de etkilemeye başlıyor. Open Subtitles حزنها بدأ يؤثر علينا
    Ne yazık ki, üzüntüsü ve öfkesi de aynı şekilde. Open Subtitles ولسوء الحظ حزنها أيضًا وغضبها
    Akrep burcu, dolayısıyla üzüntüsünü şiddet ile gösteriyor. Open Subtitles انها عقرب ما يعني هي تحول حزنها الى غضب
    Paradise üzüntüsünü silip süpürmüşe benziyor. Şaşırdım aslında. Open Subtitles يبدو أن "الفردوس" جرف حزنها بعيداً
    Hüznünü gidermek istiyorum. Open Subtitles أتمنى لو استطيع أن اعالج حزنها
    O yemek Cora'nın kederini dindirmek için düzenlenmişti. Open Subtitles حسناً، ذلك الغداء كان لدعم "كورا" في حزنها
    Sanrılı. Acıyla dolu. Open Subtitles انها متوهمة يغذيها حزنها
    Bu yas döneminde şefkatiniz ona ancak rahatlık getirecektir. Open Subtitles حسناً, اهتمامك قد يريحها قليلاً في ساعة حزنها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more