"حساسه" - Translation from Arabic to Turkish

    • hassas
        
    • duyarlı
        
    • hassasım
        
    • hassastır
        
    • kırılgan
        
    • hassaslaştın
        
    Rose da çok hassas hep ateşlenir. Open Subtitles وأيضاً روزا إنها حساسه دائماً ما تصاب بالحمى
    Hackerlar özel ve kamu sistemlerine virüslerle sızar ve onları tahrip ederler ve hassas materyalleri çalarlar Open Subtitles يخترق القراصنه الانظمه التشغيل العامه ويخربونها ويصيبونها بالفيروسات ويسرقون معلومات حساسه
    Dinle Jean, bunu sır olarak saklamanı istediğim için özür dilerim ama konuşmamız gereken bu konu gerçekten de çok hassas. Open Subtitles جان,أريد أن أعتذر لك لطلبى منك أن يظل هذا سريا لكن الأعمال التى سنناقشها حساسه جدا
    Isıya duyarlı kamerayla çiçeklerin sıcaklığın 10 dereceye kadar çıkabildiğini gösteriyor. Open Subtitles آلة تصوير حساسه للحراره يكشف زيادة حرارة الزهرة ب10 درجات مئوية
    Bu konuda hala biraz hassasım. Open Subtitles ولكني مازلت حساسه قليلاً حول هذا الموضوع
    Sinüs boşluklarım tahriş edicilere karşı oldukça hassastır. Mm! Open Subtitles جيوبي الأنفيه حساسه في الشهور الخمسه الماضيه
    Sadece yardim edebilecek bir sey varmi diye geldim senin isin degil, bunlar cok hassas aletler git burdan, kamyondan uzak dur kamyondan uzak dur! Open Subtitles حسنا, لا تستطيع أنها معدات حساسه , أذهب بعيدا أبعد عن الشاحنه
    Kötü sözler sarf ettin. hassas kulaklarım var. Open Subtitles انت اتعملت كلمات بذيئه وانا لدى اذن حساسه
    Kötü sözler kullanmıştın. hassas kulaklarım vardır. Open Subtitles انت اتعملت كلمات بذيئه وانا لدى اذن حساسه
    İnsan sağlığı, hassas bir konudur efendim. Open Subtitles المعلومات الصحية للإنسان حساسه للغايه يا سيدي
    Birisi bu kütüphanedeki bir IP adresinden internete hassas bilgiler gönderiyor. Open Subtitles شخص ما رفع مادة حساسه على الانترنت من عنوان رقمى فى هذه المكتبه
    Şimdi, bir ilişki biliminde görüldüğü gibi hassas bir cerrahi vardır. Open Subtitles الآن عملية قطع العلاقة إنها عملية حساسه بالطبع
    Afedersin, John. O dümdüz kıçın konusunda hassas olduğunu unutmuşum. Open Subtitles انا أسفه جون ، لقد نسيت كم أنت حساسه بسبب مؤخرتك المسطحه
    Tatlım, damadımın çok hassas bir cildi var, o yüzden ona fazla sert davranma, tamam mı? Open Subtitles حبيبتى ان صهرنا لديه بشره حساسه ان لا يمكن ان تكونى قاسيه عليه، حسنا؟
    Güya çok "hassas" bir paketi evime getirip, bizzat bana iletmen gerekiyordu. Open Subtitles كان من المفترض ان توصل طلبية حساسه جدا لبيتي
    Lakin hiçbir sayısal şifreleme ile hiçbir biyolojik tabanlı kasa, patavatsız bir varlığın ağzından çıkacak hassas bilgilere mani olamaz. Open Subtitles لكن لا تشفير رقمي ولا اجهزة امنية تستخدم البصمة وغيرها يمكن ان تحتفظ بمعلومات حساسه من انتشارها من فم شخص ثمين طائش,
    Sadece hassas bir konuda düşüncesini almamız gerek. Open Subtitles نحن فقط يجب أن نفكر ملياً في مشكلة حساسه
    Bu hassas bir konu Papa Cenapları fakat öyle bir mesele ki artık ihmal edilemez. Open Subtitles انها مسألة حساسه, قداستكم, لكن الأمر الذي لم يعد بأمكانه ان يذهب دون مراقبة.
    Zor sorunlarla duyarlı ve olgun bir şekilde baş edebiliyorum. Open Subtitles و أنا مؤهل للتعامل مع الحالات الصعبه بطريقه حساسه و ناضجه
    Önemi yok. Şu ara fazla hassasım o kadar. Open Subtitles انا فقط حساسه اكثر من اللزوم الآن
    - Çok hassastır, hepsi bu. - Tabi ki. Open Subtitles - إنها فقط حساسه, هذا ما في الأمر
    Birleşmiş Milletler çok kırılgan ve önemli. Open Subtitles الأمم المتحدة منظمة حساسه جداً و مهـمة جداً
    Yok bir şey. Sen niçin bu kadar hassaslaştın? Open Subtitles لا شئ, لماذا أصبحتِ حساسه جداً؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more