Rose da çok hassas hep ateşlenir. | Open Subtitles | وأيضاً روزا إنها حساسه دائماً ما تصاب بالحمى |
Hackerlar özel ve kamu sistemlerine virüslerle sızar ve onları tahrip ederler ve hassas materyalleri çalarlar | Open Subtitles | يخترق القراصنه الانظمه التشغيل العامه ويخربونها ويصيبونها بالفيروسات ويسرقون معلومات حساسه |
Dinle Jean, bunu sır olarak saklamanı istediğim için özür dilerim ama konuşmamız gereken bu konu gerçekten de çok hassas. | Open Subtitles | جان,أريد أن أعتذر لك لطلبى منك أن يظل هذا سريا لكن الأعمال التى سنناقشها حساسه جدا |
Isıya duyarlı kamerayla çiçeklerin sıcaklığın 10 dereceye kadar çıkabildiğini gösteriyor. | Open Subtitles | آلة تصوير حساسه للحراره يكشف زيادة حرارة الزهرة ب10 درجات مئوية |
Bu konuda hala biraz hassasım. | Open Subtitles | ولكني مازلت حساسه قليلاً حول هذا الموضوع |
Sinüs boşluklarım tahriş edicilere karşı oldukça hassastır. Mm! | Open Subtitles | جيوبي الأنفيه حساسه في الشهور الخمسه الماضيه |
Sadece yardim edebilecek bir sey varmi diye geldim senin isin degil, bunlar cok hassas aletler git burdan, kamyondan uzak dur kamyondan uzak dur! | Open Subtitles | حسنا, لا تستطيع أنها معدات حساسه , أذهب بعيدا أبعد عن الشاحنه |
Kötü sözler sarf ettin. hassas kulaklarım var. | Open Subtitles | انت اتعملت كلمات بذيئه وانا لدى اذن حساسه |
Kötü sözler kullanmıştın. hassas kulaklarım vardır. | Open Subtitles | انت اتعملت كلمات بذيئه وانا لدى اذن حساسه |
İnsan sağlığı, hassas bir konudur efendim. | Open Subtitles | المعلومات الصحية للإنسان حساسه للغايه يا سيدي |
Birisi bu kütüphanedeki bir IP adresinden internete hassas bilgiler gönderiyor. | Open Subtitles | شخص ما رفع مادة حساسه على الانترنت من عنوان رقمى فى هذه المكتبه |
Şimdi, bir ilişki biliminde görüldüğü gibi hassas bir cerrahi vardır. | Open Subtitles | الآن عملية قطع العلاقة إنها عملية حساسه بالطبع |
Afedersin, John. O dümdüz kıçın konusunda hassas olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | انا أسفه جون ، لقد نسيت كم أنت حساسه بسبب مؤخرتك المسطحه |
Tatlım, damadımın çok hassas bir cildi var, o yüzden ona fazla sert davranma, tamam mı? | Open Subtitles | حبيبتى ان صهرنا لديه بشره حساسه ان لا يمكن ان تكونى قاسيه عليه، حسنا؟ |
Güya çok "hassas" bir paketi evime getirip, bizzat bana iletmen gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض ان توصل طلبية حساسه جدا لبيتي |
Lakin hiçbir sayısal şifreleme ile hiçbir biyolojik tabanlı kasa, patavatsız bir varlığın ağzından çıkacak hassas bilgilere mani olamaz. | Open Subtitles | لكن لا تشفير رقمي ولا اجهزة امنية تستخدم البصمة وغيرها يمكن ان تحتفظ بمعلومات حساسه من انتشارها من فم شخص ثمين طائش, |
Sadece hassas bir konuda düşüncesini almamız gerek. | Open Subtitles | نحن فقط يجب أن نفكر ملياً في مشكلة حساسه |
Bu hassas bir konu Papa Cenapları fakat öyle bir mesele ki artık ihmal edilemez. | Open Subtitles | انها مسألة حساسه, قداستكم, لكن الأمر الذي لم يعد بأمكانه ان يذهب دون مراقبة. |
Zor sorunlarla duyarlı ve olgun bir şekilde baş edebiliyorum. | Open Subtitles | و أنا مؤهل للتعامل مع الحالات الصعبه بطريقه حساسه و ناضجه |
Önemi yok. Şu ara fazla hassasım o kadar. | Open Subtitles | انا فقط حساسه اكثر من اللزوم الآن |
- Çok hassastır, hepsi bu. - Tabi ki. | Open Subtitles | - إنها فقط حساسه, هذا ما في الأمر |
Birleşmiş Milletler çok kırılgan ve önemli. | Open Subtitles | الأمم المتحدة منظمة حساسه جداً و مهـمة جداً |
Yok bir şey. Sen niçin bu kadar hassaslaştın? | Open Subtitles | لا شئ, لماذا أصبحتِ حساسه جداً؟ |