"حسناء" - Translation from Arabic to Turkish

• Belle
• güzeli
• güzelsin
• güzellik
• güzelliktir

Belle kızıyım ki bu prenses olmak gibi.
فأنا حسناء والذي هنا يعد ذلك بأنني اميرة

Yani tarih boyunca, Belle olacak kişi Güneyli kadınların gücünü, yaşadığı zorlukları ve becerilerini yansıtacak şekilde tasarlanmış bir dizi sınavlar ile kabul gününde geçmek veya vazgeçmek zorundadır.
تتغير لم المحلية القوانين لكن أن يعني والذي تُسأَل أَن يُمكن جديدة حسناء أية المحاكمات من سلسلة لعبور

Orada cesur bir gülümseme ve neşeli bir edayla oturursan niçin balonun güzeli olamayasın ki?
و ان جلست هناك بابتسامة شجاعة قليلا و روح احتفالية لماذا, قد تكونين حسناء أكثر من الكرة

"Güzeller güzeli bir kız manastıra geldi,
خادمة حسناء كأجمل ما يكون دَخلَت ديرَ الراهبات،

Çok güzelsin.
أنت حسناء للغاية.

Bir güzellik kraliçesi ile evlenmiş. Kızı oralardayken gördün mü?
. و متزوج من ملكة حسناء هل رأيتها هناك ؟

Roma güzelliktir.
(روما) حسناء.

# Ben Belle, güneyli Belle, bir Alabamale Belle, bir dixie Belle. #
جنوبية حسناء , حسناء أَنا الجنوب من حسناء باما, حسناء

# Ben Belle, güneyli Belle, bir Alabamale Belle, bir dixie Belle. #
جنوبية حسناء , حسناء أَنا باما حسناء الجنوبية امريكا ولايات من حسناء

Zoe Hart tüm zorluklarla karşılaştı ve artık bir Belle olmaya hazır.
اجتازت هارت زوي التحديات كُل سَتصبح وهي حسناء

- Lemon Breeland seni birinci derece Belle üyesine yakışmayan davranış ile suçluyorum.
أنا أتهمكي بالدرجة الدرجة الأولى سلوك غير لائق من حسناء

Lemon Breeland, seni birinci derece Belle üyesine yakışmayan davranış ile suçluyorum. - Enteresan.
ليمون بريلند انا اتهمك بسلوك غير لائق من حسناء

Naftalin gibi kokuyordu. Pek tekin biri değildi. Ve beni Belle üyesi yapmaya çalıştı.
أنرائحتها مثل النفتالين، وكانت عصبيه وحاولت أن تجعلني حسناء

Balonun en güzeli. güzellik yarışmasında ne işi var?
إنها حسناء الحفل ماذا ستفعل في مسابقة جمال؟

Dışarıdan bakınca güney güzeli, içeride ise tam bir suikastçi.
نجاح باهر، على الخارج، حسناء الجنوبي، الداخل، قاتل النقي.

Bükreş'in güzeli, gecenin kraliçesini herkes selamlasın!
كل التحيّة إلى ملكة الليلة، حسناء بوخارست!

Olamaz. Ama şimdi... Balonun güzeli.
محال ، لكنه الآن حسناء الحفلة

- Çok güzelsin.
.. أنتِ حسناء للغايّة

Çok güzelsin.
أنتِ حسناء تماماً

Gerçekten çok güzelsin.
أنتي حسناء حقا ،

Gelmişti. - güzellik uykusunda olmalı.
انه يفحص بالداخل ربما حصل على حسناء نائمة