Aslında işimi bitirdim ama bazı planlarım vardı. | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة لقد انتهيت و لكن لدي خطة أخري |
Aslında o kısımda zorlanıyorsun zaten, değil mi? | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة , أنت تقريباً حصلت علي ذلك الجزء بالأسفل , أليس كذلك؟ |
Şeyy,Aslında,evet,Stewie ile, uh,sizin son konuşmanız, şu homoseksüellik meselesi, gerçekten eğlenceliydi. | Open Subtitles | حسناً .. في الحقيقة نعم حديثك السابق مع ستيوي بخصوص الشواذ .. |
Aslında, son seyis yamağının beynini dağıtmıştı. | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة هي ركلت أخر عامل اسطبل |
Şey, Aslında ben hiç başkan olmadım. | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة , لم أكن رئيساً أبداً |
Şey, Aslında ben hiç başkan olmadım. | Open Subtitles | واحداً من أكثر رؤساء أمريكا إثارة حسناً, في الحقيقة, لم أكن رئيساً أبداً |
Aslında, teknik açıdan, yaptın. | Open Subtitles | حسناً في الحقيقة, تقنياً, لقد أسأتِ إليه |
Aslında buradan falan geçmiyordum ama bir uğrayayım dedim. | Open Subtitles | حسناً .. في الحقيقة لم أكن ذاهبة إلى أي مكان في هذا الحي. فأعتقدتُ إنه عليّ أن أتوقف هنا وألقي التحية. |
Aslında, onu kötü bir durumdan kurtardığını düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً,في الحقيقة ,أعتقد أنه أنقذها من موقف سيء |
Aslında biz Paris'e gidiyorduk. | Open Subtitles | حسناً, في الحقيقة, كنا في طريقنا إلى باريس |
Aslında ben size bir hediye almıştım zaten. | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة لقد حصلت لكم على هدية |
Aslında tatlım, alındım, çok alındım. | Open Subtitles | حسناً, في الحقيقة يا عزيزتي, إنها حقاً إهانة لي, إهانة عظيمة بالنسبة لي. |
- Aslında ben de seninle bunu konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | حسناً في الحقيقة هذا شيء أودّ محادثتكِ بشأنه |
Pekâlâ, Aslında sana inanmaya başladım. | Open Subtitles | . عجباً , حسناً , في الحقيقة انا علي وشك تصديقك |
Aslında bunu bize söylemiştin. | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة , لقد قلتِ لنا ذلك من قبل |
Aslında biri ile buluşmam gerekiyordu ama, sanırım... | Open Subtitles | حسناً, في الحقيقة, كان ..يفترض بي أن ألتقي بأحدهم, لذا |
Aslında annen seni görmemi yasaklamıştı. | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة , امك كان تتنفر مني منذ ان رأيتك , لذا |
Şey, Aslında, original olarak Doğu kıyısındanım. | Open Subtitles | حسناً في الحقيقة انا من الساحل الشرقي |
Aslında test sonucu yok çünkü test olduğunda... | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة إنه لا يملك أي نتائج لإنه لا يظهر عندما... |
Eee, Aslında beklediğimden biraz farklı bir şeye dönüştü, yani... | Open Subtitles | حسناً, في الحقيقة تطور إلى شيء ...مختلف تماماً عما توقعته, لذا |