Ön lastik gitti. Yardım bulduğum için şanslıyım. | Open Subtitles | انفجر الإطار الأمامي، من حسن حظي أن أجد بعض المساعدة. |
Vay canına, bir oda arkadaşına ihtiyacın olduğu için çok şanslıyım. | Open Subtitles | لقد كان من حسن حظي أنك أردت رفيقة بالسكن |
- Şansın varmış ki ben biliyordum. Ama ben de şanslıyım. | Open Subtitles | من حسن حظك أني كنت أعلم ومن حسن حظي أيضاً |
Şansıma siyah geldi. | Open Subtitles | من حسن حظي أن الكرة سقطت بالاسود يا هوكر |
Kendin için bu işin içindesin sanırdım. Şansıma, çoğu kez, benim de arkamı kolladın. | Open Subtitles | عندما نعتك بالأنانيّ، من حسن حظي أنني أملك شخصاً مثلك بجانبي |
Şansıma, diğer elime yazdığım, yeni keşfedilmiş nötron yıldızının koordinatları ile karıştırmadım. | Open Subtitles | من حسن حظي أني لم أخلط بينه و بين ما كتبتُه على يدي الأخرى و التي عبارة عن إحداثيات |
Ben şanslıyım. Zayıf olduğum için arka plan küçük. | Open Subtitles | أعني من حسن حظي أنني نحيف لذا لدي خلفية صغيرة |
Sana cehenneme git derdim şanslıyım ki, zaten oradasın. | Open Subtitles | كنت سأقول لك اذهب للجحيم ولكن من حسن حظي انت فيها بالفعل |
şanslıyım ki adam sinirliyken arkamdaydınız. | Open Subtitles | يارجل، من حسن حظي انه كان ورائي عندما صدمت سيارة ذلك الرجل |
Kafama sıkmadığı için şanslıyım. | Open Subtitles | من حسن حظي أن لم يطلق علي الرصاص في رأسي. |
Bu iyi. şanslıyım. Ben Jack Lewis, ABD delegesi. | Open Subtitles | هذا من حسن حظي أنا "جاك لويس" الموفد الامريكي |
şanslıyım ki etrafım bu kadar aptallarla çevrili. | Open Subtitles | من حسن حظي أني محاطة بهكذا غباء. |
Mantıklı mı? Uygun mu? Çok mu şanslıyım? | Open Subtitles | منطقياً ، هذا من حسن حظي ، نعم |
Burada bir işim olduğu için şanslıyım. | Open Subtitles | من حسن حظي أنني لا زلت أملك عملا هنا |
Çok şanslıyım desene. Gelip de beni kurtarmasaydın... | Open Subtitles | هذا من حسن حظي ، فلو لم تكونيهنالإنقاذي... |
Şansıma sokağın hemen ilerisinde bir ayı barı var. | Open Subtitles | من حسن حظي يوجد هناك حانة معضم مرتاديها سمان أنها في نهاية شارعي |
Şansıma hiçbir şey ebediyen gizli kalmıyor. | Open Subtitles | .. من حسن حظي ، أن لاشيء يبقي سراً للأبد |
Avusturalya'ya gitmek için para biriktiriyorum ve Şansıma bu dönem PHH'nin dalış öğretmenine ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | أنا أدخر كي أذهب إلى الرصيف المرجاني العظيم. ومن حسن حظي بالوس هيلز الثانوية بحاجة إلى مدرب غوص لهذا الفصل الدراسي. |
Şansıma, seyahatte yeni bir arkadaş edindim. | Open Subtitles | ومن حسن حظي أقمت صداقة في رحلتي |
Şansıma, Yahudilerin içki imalathanesinde adamım var. | Open Subtitles | ...من حسن حظي لديّ ولد في مصنع تقطير اليهود |
Ama benim Şansıma benim unutmama yardım eden insan senin hatırlamana yardım edecek. | Open Subtitles | من حسن حظي ...الشخص الذي ساعدني على النسيان سيساعدكِ على التذكر |
Ama iyi ki yapmışım, çünkü turuncu renk bana hiç yakışmaz. | TED | ولكن كان من حسن حظي أنها لدي لأن اللون البرتقالي لا يناسبني |