"حصار" - Translation from Arabic to Turkish

    • kuşatma
        
    • ablukası
        
    • kuşatmasında
        
    • kuşatmasının
        
    • kuşatmasından
        
    • abluka
        
    • kuşatılması
        
    • bloğu
        
    • kusatma
        
    • kuşatmaya
        
    • arrest
        
    • kuşatmaydı
        
    • kuşatmadan
        
    • Kuşatmalar
        
    • kuşatmasını
        
    Bu uzun süreli kuşatma, Christophe’un şiddetli bir devrimle ilk karşılaşmasıdır. TED كان حصار المدينة الممتد هو أول مواجهة لكريستوف مع ثورة عنيفة.
    Efsaneye göre milyonlar değerindeki hazineyle kaçmadan önce adayı saatlerce kuşatma altında tutmuşlar. Open Subtitles تقول الأساطير أنهم وضعوا حصار على الجزيرة لساعات قبل الهروب بكنز يساوي الملايين
    Ölümcül savaş gemilerinin ablukası, Cumhuriyet savunmasını zayıflatarak tüm yardıma engel olmakta. Open Subtitles حصار من السفن المقاتلة المميتة قد قطعت اية مساعدة لدفاع الجمهورية المتضائل
    Eğer Aku'nun kuşatmasında bu savaşçıyı takip edersek aradan sıyrılmamız için gerekli olan dikkat dağıtmayı sağlayabilir. Open Subtitles أذا لحقنا بهذا المحارب نحو حصار آكو قد يلهيهم قليلاً و هكذا نتسلل نحن خارجاً
    Narkotik'in, Adalet Sarayı kuşatmasının arkasında Escobar'ın olduğunu söyleyen teorisine dair bir ipucu var mı? Open Subtitles اتوجد معلومات استخباراتيه تدعم نظريه وكاله المكافحه بان ايسكوبار هو من وراء عمليه حصار قصر العداله؟
    Muhtemelen vermezler. Ama savaş alanında karşılaşmak kale kuşatmasından çok daha akıllıcadır. Open Subtitles ربما لا، ولكن المواجهة في ساحة المعركة حكمة أكبر بكثير من حصار القلعة.
    San Pablo artık burada kuşatma altında ve önümüz kış. Open Subtitles إن الـ سان بابلو الآن في حالة حصار هنا.و سوف تظل كذلك طوال الشتاء
    Hızlı düşünüyor, Sanki daha önce bir kuşatma altında kalmış gibi. Open Subtitles يفكّر بسرعة وكأنّه كان بحالة حصار من قبل
    Sadece senin yürütebileceğin türden bir kuşatma var. Ama yalvarırım elini çabuk tut. Open Subtitles هناك حصار أنت وحدك من يمكنه رفعه ولكني أتوسل لك أن تسرع
    Birçok bölgede yangın ve azgın bir yağmalama devam ediyor, şehir kuşatma altında. Open Subtitles بالحروق والسلب الكبير لعدد من المناطق فالمدينة تحت حصار
    Escobar ve kuşatma hakkında başka bir ülkedeyken ifadeni alabiliriz. Open Subtitles من دوله اخري يمكنك الشهاده عن عمليه حصار قصر العداله وايسكوبار
    Ölümcül savaş gemilerinin ablukası, Cumhuriyet savunmasını zayıflatarak tüm yardıma engel olmakta. Open Subtitles حصار من السفن المقاتلة المميتة قد قطعت اية مساعدة لدفاع الجمهورية المتضائل
    Müttefiklerin karşı ablukası, Sovyet Bölgesi'ni zorluyordu. Open Subtitles كان حصار الحلفاء المضاد يُلحق الأذى بمنطقة السوفيت
    Ayrıca Berberiler'in yenildiği Grenada'da kuşatmasında da savaştı. Open Subtitles هو كان أيضاً في حصار غرناطة حيث هزم المورسكيين
    Buraya size Forli kuşatmasında gerçekten neler olduğunu anlatmaya geldim. Open Subtitles أنا هنا لأخبركم ما حصل بالضبط في حصار فورلي
    Kuşatmanın 20. yıl dönümü idi, Saraybosna kuşatmasının başlamasının ve "yıl dönümü" kelimesini sevmiyorum çünkü kulağa bir parti gibi geliyor ve bu bir parti değildi. TED وحقيقة الأمر أنه كان الذكرى السنوية العشرون للحصار ، بداية حصار سراييفو. ولا أحب كلمة "الذكرى السنوية" لأنها تبدو كمناسبة سعيدة. وهذه المناسبة لم تكن كذلك إطلاقاً.
    Diğer taraftan 16 yıl önceki Osaka Kalesi kuşatmasından beri ben de savaş yüzü görmemiştim. Open Subtitles على الجانب الآخر لم أرى المعركة أيضاً "منذ حصار قلعة "أوساكا قبل 16 عاماً
    Yavaş, eziyetli bir abluka ve düşmanı aç bırakmak. Open Subtitles وعملية بطيئة من حصار العدو وجعله يموت جوعاً.
    O köprü, Saray Bosna'nın kuşatılması durumunda insani yardım götürebilmek için yapılan gizli bir tünelin yakınında. Open Subtitles و كان بالقرب من نفق سري تم بناؤه خلال حصار سراييفو بواسطة الناس الذين يحاولون إحضار على المساعدات الإنسانية إلى المدينة
    Karaciğer yetmezliği artı kalp bloğu mitokondriyal bir bozukluk olabilir mi? Open Subtitles فشل الكبد مع حصار القلب قد يعنيان خللاً في المتاكوندريا الخلوية؟
    Hayatta kalacagimi düsünmedigim bir kusatma. Open Subtitles حصار قصير لم أتوقع أنني سأنجو فيه
    Planımız, tabi daha iyi bir planı olan yoksa kuşatmaya daha fazla dayanmak için yeterince stok yapmak. Open Subtitles خطتنا ما لم شخص ما لديه أفضل, هو لتخزين امدادات كافية لتصمد اكثر لأي حصار.
    arrest sonrası ikinci derece kalp bloğu gelişen 16 yaşında erkek hasta. Baş dönmesi ya da senkop öyküsü var mı? Open Subtitles فتى في السادسة عشرة مع حصار قلبي تحت عقدي من الدرجة الثانية، والآن في مرحلة ما بعد الحصار أي تقارير عن دوران أو إغماء؟
    Saraybosna kuşatması modern tarihteki en uzun kuşatmaydı. Open Subtitles وكان حصار سراييفو أطول حصار في التاريخ الحديث.
    Ben, Alan Partridge, bir rehine olarak kuşatmadan canlı yayın yapıyorum. Open Subtitles تبث على الهواء مباشرة من حصار تحت تهديد السلاح.
    "Westeros'taki Büyük Kuşatmalar Tarihi" Open Subtitles "تاريخ حصار ويستروس العظيم"
    Hayır, onun etrafından dolaşıp Jaime Lannister'ın Riverrun'daki kuşatmasını kırmalıyız. Open Subtitles لا, نحن بحاجة إلى تطويقهِم و نقوم بكسر حصار (جيمي لانيستر) لـ (ريفرون).

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more