"حطّم" - Translation from Arabic to Turkish

• kırdı
• kırmış
• parçaladı
• bozdu
• yok et
• mahvetti
• yok etti
• haşat
• yok edildi
• kırdığında
• mahveden
• kırdığını

Bu benim de kalbimi kırdı Ormandaki o gün.
لقد حطّم ذلك الأمر قلبي ذلك اليوم في الغابات

İşte o zaman Malakai, bazı arabaların camlarını kırdı, alarmları çalıştırdı, ve tüm koşuşturmacayı üzerine çekti.
لذا ميكى حطّم بعض نوافذ السيارات فبدأت أجراس الإنذار... فتركتني الشرطة واتجهوا إليه.

Camı kırmış, el frenini indirmiş hafifçe itmiş ve olanları seyretmiş.
جليّ أنّه حطّم النافذة وأطلق المكابح اليدويّة ثمّ دفعها وتركها تسير

Son yarışta pod'umu parçaladı. Onu tamir etmek uzun sürecektir.
لقد حطّم سفينتي في السباق الأخير وستأخذ وقت طويل لإصلاحها.

Canavar öfkeden deliye döndü. Büyüyü bozdu.
الوحش غضبه يشتد لقد حطّم التعويذة

Tüm engelleri yok et!
إخرج من البوابة الرئيسية وأطلق عليهم ! حطّم جميع من يواجهك ، واقتلهم

Maddie baban zaten kendi hayatını mahvetti, seninkini de mahvetmesine izin verme.
مادي)، والدك سبق وأن حطّم حياته) لا تحطّمي حياتك

Eric haritayı yok etti, yani o konuyu hallettik.
إيريك، حطّم الخريطة الحجرية و نحن محظورون هناك

Skinner! Senin okul otobüsü Camry'mi haşat etti.
(سكينر) ، سائق الحافلة حطّم سيارتي الـ(كامري) لتوه

Buradaki her şey yok edildi.
كلّ شيء هنا حطّم.

Oğlunuzun hayal gücünün çok geniş olduğunu ima etmek istemiyorum ama sapanıyla camımızı kırdığında çok korkunç kovboyları ve Kızılderilileri kovalıyordu herhâlde.
الآن، لا أريد أن ألمّح إلى أن إبنكِ لديه مخيّلة جامحة، لكنّه ربّما كان يطارد بعض رعاة البقر المخيفين والهنود الحمر بواسطة مقلاعه عندما حطّم نافذتنا.

2007 yılındaki erime rekor kırdı.
ذوبان عام 2007 حطّم كلّ الأرقام

Bu yüzden dişlerini kırdı. Kimliğini saklamak için.
لهذا حطّم أسنانها، ليحجب هويتها.

Yabancı bir kız için, benim Hintli kalbimi kırdı. Onu terkettim, onu terkettim.
"من أجل خاطر فتاة أجنبيّة حطّم قلبي الهندي و لهذا هجرته"

Biri kamerayı kırmış, kilidi kesmiş ve kamyonlarımızdan birini çalmış.
حطّم أحدهم أحد كاميراتنا، كسر القفل وسرق أحد شاحناتنا.

Bayım, bu çocuk ona ait olmayan gıcır gıcır bir arabayı parçaladı.
سيدي، هذا الفتى حطّم سيارة جديدة ليست بملكٍ له

alay edilen.. çünkü biri onun en sevdiği oyuncağını bozdu.
ساخط لأن شخص ما حطّم لعبته المفضّلة.

su telefonu yok et. Buradan da toz olun.
‫حطّم ذلك الهاتف ‫وغادر هذا المكان

Hayatımı mahvetti ve Seninkini de.
لقد حطّم حياتي، و حطّم حياتك

O, benim en çok sevdiğim şeyi yok etti. Ve onun da bu acıyı hissetmesini istiyorum.
لقد حطّم أكثر شيء أحبّه وأريد أن يشعر بهذا الألم

Birinin Kate'in kuş çeşmesini haşat ettiğini görmüşsünüzdür herhâlde.
أظنّكما رأيتما أنّ أحدهم حطّم حوض طيور (كيت)

Rambaldi eseri yok edildi.
مصنوعة رامبالدي اليدوية حطّم.

Xiang camı kırdığında tepki vermeyen tek herif bu.
حسنًا، عندما حطّم (شيانغ) النافذة... فهو الوحيد الذي لم يتراجع.

Senin hayatını mahveden bir adamın ölmesini istemen için bir sebebin vardır.
لديك سبب مقنع لتتمنى موت الرجل الذي حطّم حياتك

Beden hocasına kötü kalpli erkeğin kalbimi kırdığını söyledim.
أخبرت مُعلّمة التربية الرياضية بأن رجل شرير قد حطّم قلبي