"حقيقيٌ" - Translation from Arabic to Turkish

• gerçek
• doğru

Düşebilirim, ama ölmem, bunun için içimdeki gerçek ben ilerler ve onlar için hayatımdan vazgeçtiğim dostlarımla yaşamaya devam eder.
فإنني قد أسقط ، لكنني لن أموت ، وماهو حقيقيٌ بداخلي سيبقى ويعيش مع رفاقي الذين ضحيت بحياتي من أجلهم.

Neyin gerçek olup neyin olmadığı hakkında çok endişeli görünmeye başladınız.
فجأة، تبدو مُهتم بما هو حقيقيٌ وما ليس حقيقيًا

Kehanetler yalan söylemez. Arthur'un felaketi gerçek. Felaketi bize gösterildi mi, sonu yakın demektir.
النبوءة لا تكذب، فهلاكُ آرثر حقيقيٌ بمجرّد معرفتنا بذلك، فنهايته على مقربةٍ

Evet değilim.doğru olmasaydı asla söylemezdim.
حَسناً، لا ما كنت أقول هذا إذا ما كان حقيقيٌ

Aşk hakkında yazılan neredeyse her şeyin doğru olduğunu düşünüyorum.
لقد وجدت تقريباً كل شئ متعلق بالحب ليكون حقيقيٌ

Korkunç Sesli Kan Donduran Kurt Adam gerçek ve saldırmaya hazır.
هذه القصص حقيقية مائة بالمائه الذئب الناحب حقيقيٌ ومُستعدٌ للهجوم

Ona gerçek bir penguen mi aldın?
قُمتَ بإحضارِ بطريقٍ حقيقيٌ له؟

gerçek yurtseverli
حبٌ وطنيٌ حقيقيٌ

Her şey artık tamamen gerçek.
الأمر حقيقيٌ الآن

gerçek olabilecek bir şey...
شيئا حقيقيٌ جداً ابق بعيداً

Ve tamamen gerçek de değil.
وهو ليس حقيقيٌ حقًا

Tamamen gerçek.
زواجٌ حقيقيٌ تماماً

Evet, gerçek.
إنهُ حقيقيٌ

Bilirsin, gerçekten doğru olan diğerini anlamak ve affedilmeyi içtenlikle istemek.
تعلمان, فهمٌ حقيقيٌ وواقعي متبادلٌ بينكما والإستعداد للستامح والمساحة

Hala telefondasın çünkü bunun doğru olduğunu biliyorsun.
أستطيع إيصال رسالة أنّك مازلت علي الهاتف، لأنك تعلم أن ذلك حقيقيٌ

Yani doğru mu?
ذلك حقيقيٌ إذاً؟

Bu çok doğru.
وهذا حقيقيٌ جداً

Bazıları doğru.
بعضُ ما قاله حقيقيٌ

Aşkla ilgili yazılmış olan her şeyin doğru olduğunu buldum.
: ترجمــــــة الثنــــائـــــي (Casper_2004) محمّد الديــب (SHEKO_ELANTEKO) شاكر حمــــدي لقد وجدت تقريباً كل شئ متعلق بالحب ليكون حقيقيٌ